topluca verilen ad.
eski kafal›
a. ve ön a. mec.
Eski düflünce-
ye ba¤l›, yenili¤e karfl› olan (kifli).
eskimek
(nsz.)
Eski duruma gelmek:
Bu
düflünceler art›k eskidi.
Eskimo
öz. a. (eski’mo)
1.
Kutup yaflayan
topluluklar›n ad›.
2.
Bu topluluktan olan
kimse.
3.
ön a.
Eskimolara özgü, Eski-
molarla ilgili:
Eskimo kültürü.
Eskimoca
öz. a. (eski’moca)
Eskimolar›n
konufltu¤u dil.
eski püskü
ön a.
Çok eski (fleyler):
Bu eski
püskü eflyalar› de¤ifltirmelisin.
Eskiflehir tafl›
a. yerb.
Lüle tafl›.
eskitmek
(-i)
1.
Bir fleyi de¤ifltirilmesi ge-
rekecek ya da at›lacak duruma gelene
kadar kullanmak, y›pratmak.
2.
mec.
Et-
kisini, önemini, de¤erini, niteli¤ini yok
etmek; y›pratmak:
Onu y›llar eskiteme-
mifl.
eski toprak, -¤›
a. mec.
Yafll› oldu¤u hâlde
dinçli¤ini koruyan kifli.
eskiz
a. Fr.
Taslak.
eskrim
a. (k kal›n okunur) Fr. sp.
‹ki kifli
aras›nda epe, flöre ya da k›l›ç kullan›la-
rak yap›lan bir spor; k›l›ç oyunu.
esmek
(nsz.)
1.
(hava için) Bir yönden bir
yöne akmak:
Sert bir rüzgâr esiyordu.
2.
(-e) mec.
Beklenilmeyen bir fleyi bir-
den yapmaya karar vermek:
Nereden
esmifl bilmiyorum ama bana u¤rad›.
esmer
a. Ar.
1.
Siyaha çalan bu¤day rengi.
2.
ön a.
ve
a.
Saçlar› siyaha çalan, teni
koyu bu¤day renginde olan (kifli); ya¤›z.
esna
a. (esna:) Ar.
Bir iflin yap›ld›¤›, bir du-
rumun sürdü¤ü an; s›ra:
O esnada kap›
çald›.
esnaf
ç. a. (esna:f) Ar.
Geliri ancak geçimi-
ni sa¤layacak kadar olan, ba¤›ms›z ola-
rak zanaat ve ticaretle u¤raflan kifli.
esnek
ön a.
1.
Bir d›fl etki ile biçim de¤ifl-
tirme özelli¤i, etki kalk›nca eski biçimini
alabilme özelli¤inde olan; elastiki.
2.
mec.
Farkl› yorumlara uygun olan:
es-
nek bir yönetmelik.
esneklik, -¤i
a.
Esnek oma durumu, elas-
tikiyet.
esnemek
(nsz.)
1.
Can s›k›nt›s›, uyku, yor-
gunluk vb. benzeri nedenlerle a¤z› ge-
niflçe açarak soluk al›p vermek.
2.
Bol-
lafl›p genifllemek:
Pantolonun çok esne-
mifl.
espri
a. Fr.
1.
E¤lendiren, güldüren, dü-
flündüren ince anlaml› söz; nükte:
‹yi bir
espriydi.
2.
Yaz›, resim, söz ve davra-
n›flta ince anlam; nükte:
Bu fliirin espri-
sini anlayamad›m.
esrar (I)
ç. a. (esra:r) Ar.
S›rlar, gizler, gi-
zemler.
esrar (II)
a. Ar.
Hint kenevirinden elde edi-
len uyuflturucu bir madde.
esrarengiz
ön a. (esra:rengiz) Ar.+Far.
Gi-
zemli, esrarl›.
esrarkefl
a. Ar.+Far.
Esrar ba¤›ml›s›.
esrarl›
ön a.
Gizemli, esrarengiz.
esrar perdesi
a.
Bir fleyin anlafl›lmas›na,
gizli yanlar›n›n ortaya ç›kmas›na engel
olan fley.
esrimek
(nsz.)
Herhangi bir nedenle ken-
dinden geçmek, sarhofl olmak, mest ol-
mak.
esta¤furullah
ünl. (esta’¤furullah) Ar.
Övü-
len ya da teflekkür edilen kiflinin incelik
ve alçak gönüllülük göstermek için kul-
land›¤› söz.
ester
a. Fr. kim.
Bir asidin bir alkolle tepki-
meye girmesi sonucunda suyun a盤a
ç›kmas›yla oluflan bilefliklerin genel ad›.
estetik, -¤i
a. Fr.
1.
‹nsan alg›lar›na çekici
görünme durumu, güzelli¤e iliflkin de-
¤er yarg›lar›na uygun olma durumu;
güzel duyu.
2.
ön a.
Güzelli¤e iliflkin de-
¤er yarg›lar›na uygun:
Estetik bir vücu-
da sahipti.
3.
ön a. t›p
Vücudun kusurlu
yönlerini düzeltmek ya da güzellefltir-
mek amac›yla uygulanan (yöntemler):
estetik cerrahi.
esvap, -b›
a. (esva:p) Ar.
Giysi, giyecek, el-
bise.
efl
a.
1.
Birbirinin ayn› ya da birbirine çok
eski kafal›
efl
246
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 246