tümce
a. dlb.
Bir düflünceyi, bir duyguyu,
bir yarg›y›, bir haberi, bir iste¤i tam ola-
rak anlatan sözcük ya da sözcük dizisi;
cümle.
tümen
a.
1.
esk.
Büyük, küme.
2.
ask.
Tu-
gayla kolordu aras›nda yer alan birlik.
tümgeneral, -li
a. (tü’mgeneral) ask.
Kara
kuvvetlerinde tu¤general ile korgeneral
aras›ndaki rütbe ve bu rütbeyi tafl›yan
general.
tümleç, -ci
a. dlb.
Tümcede yüklemin an-
lam›n› yer, yön, zaman, durum, araç,
neden, nicelik gibi yönlerden tamamla-
yan ya da pekifltiren sözcük ya da söz-
cük öbe¤i:
Ezgi eve do¤ru yürüdü.
tümlemek
(-i)
Tüm durumuna getirmek,
tamamlamak, bütünlemek.
tümler aç›
a. mat.
Ölçülerinin toplam›n›
90˚ye ç›karan iki aç›dan her biri.
tümör
a. Fr.
Ur.
tümsek, -¤i
a.
1.
Küçük tepe.
2.
Düz bir
yüzey üzerindeki hafif yükselti, ç›k›nt›.
tümür
a. anat.
Baz› yüzeylerde bulunan kü-
çük pürtüklerin her biri:
ba¤›rsak tü-
mürleri.
tün
a. esk.
Gece.
tünayd›n
ünl.
Ö¤leden sonra kullan›lan bir
selamlama sözü.
tünek, -¤i
a.
Kufllar›n ve evcil kanatl›lar›n,
üzerinde tünedikleri dal ya da s›r›k.
tünel
a. ‹ng.
Bir yandan di¤er yana geçmek
için yer alt›nda aç›lan yol.
tünemek
(nsz.)
1.
(kufllar ve evcil kanatl›-
lar için) Uyumak için bir dala ya da s›r›-
¤a konmak.
2.
Yüksekçe bir tabure, is-
kemle üzerine oturmak.
tüp
a. Fr.
1.
Laboratuvarlarda kullan›lan bir
ucu kapal› cam boru.
2.
‹çine krem, difl
macunu, ilaç gibi maddeler konulan,
bükülgen bir maddeden yap›lm›fl, bir
ucu yass›, di¤er ucu burgu kapakl›, s›-
k›larak boflalt›lan uzunca kap.
3.
‹çine
s›v›laflt›r›lm›fl gaz konan, yüksek bas›n-
ca dayanabilecek yap›da, a¤z› vanal› ve
genellikle silindir biçiminde metal kap.
tüp bebek
a. t›p
Organizma d›fl›nda döllen-
dirildikten sonra döl yata¤›na yerlefltiri-
len yumurtadan do¤an bebek.
tür
a.
1.
Ayn› cinsten fleylerin aras›nda yer
alan, ancak baz› özellikleriyle onlardan
ayr›lan öbeklerden her biri; çeflit; nevi:
çam türleri.
2.
ön a.
Türlü, çeflitli:
Bu
tür flakalardan hofllanmam.
türban
a. Fr.
Yumuflak bir kumafltan yap›l-
m›fl, bafl› s›k›ca kavrayan bafl sarg›s›.
türbe
a. Ar.
Genellikle önemli kifliler için
yap›lan, ‹slam mimarl›¤›na özgü mezar
yap›s›.
türbin
a. Fr. fiz.
‹fl üreten hareketli çark›,
hareket ettirici bir ak›flkan›n (su, buhar,
gaz...) kinetik enerjisiyle döndürülen
makine.
türbülans
a. Fr.
Burgaçlar oluflturarak akan
bir ak›flkan›n hareketi.
türdefl
ön a.
Türleri bir olan.
türe
a.
Adalet.
türemek
(nsz.)
1.
Oluflmak, ortaya ç›kmak.
2.
Ço¤almak, üremek.
3.
dlb.
(bir kök-
ten) Ǜkmak.
türemifl sözcük, -¤ü
a. dlb.
Bir sözcükten,
türetme yoluyla elde edilen baflka bir
sözcük, türev:
gezi (gez-i), bölge (böl-
ge).
türetme
a.
1.
Bilinen fleylerden yararlana-
rak düflünce gücüyle bir fleyler bulma.
2.
dlb.
Ad ya da eylem kök ya da göv-
desine yap›m eki getirilerek yeni sözcük
kurma:
yafl›t (yafl-›t), gülünç (gül-ünç),
çal›flkan (çal›fl-kan).
türetmek
(-i)
Oluflturmak, yaratmak, orta-
ya ç›karmak.
türev
a.
1.
dlb.
Türemifl sözcük.
2.
kim.
Bir
madde üzerinde yap›lan kimyasal ifl-
lemler sonucu elde edilen bir baflka
madde.
3.
mat.
Bir fonksiyonun bir de-
¤iflkene göre de¤iflme h›z›.
Türk
öz. a.
1.
Türkiye Cumhuriyeti s›n›rlar›
içinde yaflayan halk ya da bu halktan
olan kifli.
2.
Asya ve Do¤u Avrupa’da
yaflayan, Türkçenin çeflitli lehçelerini
tümce
Türk
618
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 618