konuflan soy ya da bu soydan olan kifli.
Türkçe
öz. a. (tü’rkçe)
Türk dili.
Türkçesi
aç›k konuflmak gerekirse, aç›kças›.
Türkçeci
a.
Türkçe ö¤retmeni.
Türkçeleflmek
(nsz.)
(sözcük için) Türkçe-
nin baz› niteliklerini alarak de¤iflmek.
Türkçelefltirmek
(-i)
1.
(bir metni) Türkçe-
ye çevirmek.
2.
Yabanc› bir sözcü¤e
Türkçe karfl›l›k bulmak.
Türkçülük, -¤ü
öz. a.
Osmanl› ‹mparatorlu-
¤u’nun son y›llar›nda geliflmeye baflla-
yan Türk milliyetçili¤i ak›m›.
Türkleflmek
(nsz.)
Türklü¤ü ve Türk dilini
benimsemek, Türk olmak.
Türklük, -¤ü
a.
1.
Türk olma durumu.
2.
Bütün Türkler.
Türklük bilgisi
a.
Türklerin dillerini, tarihle-
rini ve uygarl›klar›n› araflt›ran bilim da-
l›; Türkoloji.
Türkmen
öz. a.
O¤uz Türklerinden bir boy
ve bu boydan olan kifli.
Türkolog
öz. a. (l ince okunur) Fr.
Türkolo-
ji bilgini, Türkoloji uzman›.
Türkoloji
öz. a. (l ince okunur) Fr.
Türklük
bilgisi.
türkü
a.
1.
ed.
Türk halk edebiyat›nda hece
ölçüsüyle söylenen ve birçok bentten
oluflan fliirlerin genel ad›.
2.
müz.
Türk
halk müzi¤inde sözlü k›r›k havalar›n ge-
nel ad›.
türlü
ön a.
1.
Türü çok olan, çeflitli, muh-
telif:
Türlü sorunlarla karfl›laflt›k.
2.
Tür,
çeflit.
3.
Çeflitli sebzeler kat›larak yap›-
lan bir sebze yeme¤i.
tütmek
(nsz.)
1.
Duman ya da buhar ç›kar-
mak:
Evin bacas› tütüyordu.
2.
Duman›
geri vermek:
Soba tütüyor.
tütsü
a.
1.
Dinî törenlerde çevrenin güzel
kokmas›n› sa¤lamak, büyü ya da ilaç
yapmak amac›yla duman ve koku ç›kar-
mas› için yak›lan madde.
2.
Et ve bal›k
gibi yiyecekleri odun ya da saman du-
man›na tutma.
tütsü yapmak
tütsüle-
mek.
tütsülemek
(-i)
1.
Çeflitli amaçlarla bir ye-
ri tütsü duman›yla doldurmak, tütsü
yapmak.
2.
Et ve bal›k gibi yiyecekleri
uzun süre saklayabilmek için odun ya
da saman duman›na tutmak.
tüttürmek
(-i)
1.
Tütmesine, duman ç›kar-
mas›na yol açmak.
2.
(sigara, pipo, pu-
ro) ‹çmek.
tütün
a. bitb.
1.
Patl›cangillerden, bol niko-
tinli yapraklar› için tar›m bitkisi olarak
yetifltirilen otsu bitki.
2.
Bu bitkinin ku-
rutularak k›y›l›p sigara ve puro yapmak,
pipoyla içmek üzere haz›rlanan yapra¤›.
tüy
a.
1.
‹nsan ve hayvan derisi üzerindeki
çok ince k›l.
2.
Kufllar›n derisini örten
yap›lar›n her biri ya da tümü.
3.
Baz›
bitkisel organlar›n yüzeyinde bulunan
üst deri kökenli uzant›.
4.
Baz› dokuma-
lar›n yüzeyindeki ince, yumuflak ve s›k
k›llar.
tüylenmek
(nsz.)
Üzerinde tüyler oluflmak.
tüymek
(nsz.) argo
Kaçmak.
tüyo
a. Fr.
Gizlice verilen haber ya da ipu-
cu.
tüysüz
ön a.
1.
Tüyü olmayan.
2.
mec.
(genç erkek için) Henüz sakal›, b›y›¤›
ç›kmam›fl.
tüze
a.
Hukuk.
tüzel 1.
Hukuki.
2.
Hükme, karara daya-
nan.
tüzel kifli
a. huk.
Hukuk bak›m›ndan tek ki-
fli say›lan ve ortak bir amaç için örgüt-
lenmifl kifli ya da mal toplulu¤u.
tüzük, -¤ü
a.
Bir kurumun, yasalar›n uygu-
lanmas› için izleyece¤i yolu, uygulaya-
ca¤› kurallar› gösteren maddelerin tü-
mü.
Türkçe
tüzük
619
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 619