mek, medenileflmek.
uygarl›k, -¤›
a.
1.
Uygar olma durumu,
medeniyet.
2.
Bir ülkenin, toplumun
maddi ve kültürel yaflam›na özgü nite-
liklerin tümü; medeniyet.
uygulama
a.
Uygulamak eylemi, tatbikat,
tatbik.
uygulamak
(-i)
Kuramsal bir bilgiyi, bir dü-
flünceyi, bir ilkeyi herhangi bir alanda
yaflama geçirmek, gerçeklefltirmek; tat-
bik etmek.
uygulamal›
ön a.
Yaln›z kuramsal olarak
kalmay›p uygulanarak yap›lan, pratik:
uygulamal› e¤itim.
uygulay›m
a.
Teknik.
uygulay›m bilimi
a.
Teknoloji.
uygun
ön a.
1.
Birbiriyle uyumlu, yak›flan:
Bu cekete uygun bir de gömlek almal›-
s›n.
2.
Elveriflli, kullan›fll›:
Uygun bir
çözüm bulmal›y›z.
uygun olmak 1)
ba¤daflmak;
2)
sak›ncal› görülmemek.
uygun ad›m
a. sp.
ve
ask.
Toplu yürüyüflte
ad›m atarken sa¤lanan beraberlik.
uygunsuz
ön a.
1.
Yak›fl›k almayan, yarafl-
mayan, münasebetsiz.
2.
Kötü, çirkin
davran›fllarda bulunan.
Uygur
öz a.
Orta Asya’da yaflayan bir Türk
kolu ve bu koldan olan kifli.
Uygurca
öz a. (uygu’rca)
Uygur dili.
uyku
a.
1.
D›fl uyaranlara karfl› tepkinin en
aza indi¤i ve her türlü etkinli¤in büyük
ölçüde azald›¤› dinlenme durumu.
2.
Do¤ada görülen dinginlik, sakinlik:
Kent uykuya dalm›flt›, hiçbir hareket
yoktu.
3.
Çevrede olup bitenin fark›na
varamama, aymazl›k:
Bu durum karfl›-
s›nda yöneticilerimiz uyuyor mu?
uykucu
ön a.
Uykuyu seven, çok uyuyan.
uyku tulumu
a.
1.
Uyurken içine girilen tu-
lum biçimindeki yatak.
2.
mec.
Çok
uyuyan kifli.
uyluk, -¤u
a.
Baca¤›n kalçadan dize kadar
olan bölümü.
uymak
(-e)
1.
Ölçüleri ve boyutlar› bak›-
m›ndan birbirini tutmak:
Bu kazak sana
uymad›.
2.
Renk, biçim, nitelik vb. yön-
lerden belli bir uyum oluflturmak:
Kol-
tuklar›n rengi salonun rengine uyma-
m›fl.
3.
Yasa, kural ya da gelenek ve gö-
reneklerin gerektirdi¤i biçimde davran-
mak:
trafik kurallar›na uymak.
4.
Uygun
düflmek:
Bu tutumunuz, bizim çal›flma
sistemimize uymuyor.
5.
Bir inanca, bir
anlay›fla, bir duruma ya da bir güce uy-
gun davran›flta bulunmak:
fieytana uy-
mak.
6.
Bir kiflinin ya da onun sözünün,
davran›fl›n›n etkisi alt›nda kalmak:
arka-
dafllar›na uymak.
uyruk, -¤u
a.
Bir devletin yönetimi alt›nda
olan kifli, tebaa.
uyru¤una girmek
bir
devletin yönetimini kabul etmek.
uyrukluk, -¤u
a.
Bir kifliyi bir devlete ba¤-
layan hukuksal ba¤, tâbiiyet.
uysal
ön a.
Baflkalar›n›n sözlerini dinleyip
karfl› gelmeyen, yumuflak bafll›.
uysallaflmak
(nsz.)
Uysal duruma gelmek.
uyuklamak
(nsz.)
Bulundu¤u yerde hafif
ve k›sa bir uykuya dalmak.
uyum
a.
1.
Bir bütünü oluflturan fleyler
aras›ndaki uygunluk, ahenk.
2.
Davra-
n›fl uygunlu¤u, geçim, anlaflma:
Arka-
dafllar›yla uyum içinde çal›fl›rd›.
3.
dlb.
Bir sözcükte ünlülerin ya da ünsüzlerin
birbirini etkileyerek benzeflmesi duru-
mu:
evlilik (ev-lilik), aram›zda (ara-m›z-
da).
4.
dirb.
Bir hayvan›n ya da bitkinin,
yaflad›¤› ortamda varl›¤›n› sürdürebil-
me yetene¤i.
uyumak
(nsz.)
1.
Uyku durumunda bulun-
mak.
2.
Bay›lt›c› bir ilaç etkisiyle a¤r›
duymayacak kadar derin bir uykuya
dalmak:
Narkoz verilince hemen uyudu.
3.
(yer için) Dingin, sakin, sessiz ol-
mak:
Deniz uyuyordu.
4.
mec.
Çevre-
sinde olup bitenlerin fark›nda olmamak:
Sana söyledi, uyuyor musun?
uyurgezer
ön a.
ve
a.
Uyku s›ras›nda kalk›p
yürüyen, konuflan (kifli).
uyur uyan›k, -¤›
a.
ve
ön a.
Yar› uyan›k ya-
r› uyur.
uygarl›k
uyur uyan›k
626
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 626