turkce sozluk - page 624

unutkan
ön a.
Çok çabuk unutan, unutma
huyu olan.
unutmak
(-i)
1.
Akl›nda kalmamak, an›m-
sayamamak:
Arkadafl›n›n ad›n› unut-
tum.
2.
Bir fleyi dalg›nl›kla bir yerde b›-
rakmak:
fiemsiyemi almay› unuttum.
3.
Dikkatsizlikten, dalg›nl›ktan yapmay› ih-
mal etmek:
Kap›y› kilitlemeyi unutmufl.
4.
Bir fleyi yapamaz duruma gelmek:
Bisiklete binmeyi unuttum.
5.
Ba¤›flla-
mak, affetmek:
fiimdiye kadar yapt›¤›n
hatalar› unutmaya karar verdim.
6.
Ge-
reken önemi vermek, üstünde durma-
mak:
Trafik kurallar›n› unutmamal›s›n.
7.
Hat›rdan, gönülden ç›karmak, ilgi-
lenmez olmak:
Ben o insanlar› çoktan
unuttum.
unvan
a. (unva:n) Ar.
Birinin iflini, mesle¤i-
ni ya da toplum içindeki durumunu be-
lirtmek için verilen ad, san:
Doktor
Onur Y›lmaz, Mehmet Efendi.
upuzun
ön a. (u’puzun)
1.
Çok uzun.
2.
be.
Boylu boyunca.
ur
a.
Hücrelerin afl›r› ço¤almas›yla dokular-
da oluflan ve büyüme e¤ilimi gösteren
yumru, tümör.
Uranüs
öz. a. Lat. gökb.
Günefl sisteminde
Günefl’e uzakl›k bak›m›ndan yedinci s›-
rada yer alan gezegen.
uranyum
a. (ura’nyum) Fr. kim.
Yo¤un,
sert, gümüfl beyaz› renginde ve atom
numaras› 92, atom kütlesi 283,03 olan
radyoaktif bir element (simgesi: U).
urba
a. ‹t. hlk.
Giysi.
Urduca
öz. a. (urdu’ca)
Pakistan’da resmî
olarak ve Kuzey Hindistan’da konuflu-
lan dil.
urgan
a.
Keten, kenevir, pamuk gibi doku-
ma maddelerinden yap›lan ince halat.
us
a.
Ak›l.
usanç, -c›
a.
Usanma duygusu, b›kk›nl›k,
bezginlik.
usand›rmak
(-i)
Usanmas›na neden olmak,
b›kt›rmak, bezdirmek.
usanmak
(-i)
B›kmak, bezmek.
usa vurma
a.
Ak›l süzgecinden geçirme,
muhakeme.
usa vurmak
(nsz.)
Ak›l süzgecinden geçir-
mek, muhakeme etmek.
uskumru
a. (usku’mru) Yun. hayb.
Uskum-
rugillerden, s›cak ve ›l›k denizlerde sürü
hâlinde yaflayan, ayr›k iki s›rt yüzgeciy-
le derin çatall› kuyruk yüzgeci olan, eti
lezzetli bir bal›k.
uslanmak
(nsz.)
Yad›rganan, ay›planan
davran›fllardan, uçar›l›klardan vazgeç-
mek, davran›fllar›na çeki düzen vermek.
uslu
ön a.
1.
Çevresini rahats›z edici dav-
ran›fllarda bulunmayan.
2.
(hayvan
için) Uysal.
usta
a. Far.
1.
Bir zanaat› gere¤i gibi kendi
bafl›na yapabilen kifli.
2.
Ustal›k kazan-
m›fl kifliye verilen unvan:
Mehmet usta.
3.
Sanat ö¤reticisi.
4.
ön a.
Yetkin, be-
cerikli, mahir, iflinin eri.
ustas› olmak
çok iyi yapmak, çok iyi bilmek.
ustabafl›
a.
‹flçilerin çal›flmas›n› yönlendi-
ren, iflçileri denetim alt›nda tutan en k›-
demli usta.
ustaca
be.
ve
a. (usta’ca)
Ustal›kla.
ustalaflmak
(nsz.)
Bir ifli yapmakta usta
durumuna gelmek.
ustal›k, -¤›
a.
1.
Usta olma durumu.
2.
Be-
ceriklilik.
ustal›kla
be. (ustal›’kla)
1.
Büyük bir bece-
ri göstererek, ustaca.
2.
Kurnazca, us-
taca:
Bu iflten de ustal›kla s›yr›lmas›n›
bildi.
ustura
a. (u’stura) Far.
T›rafl için kullan›lan,
çok keskin a¤›zl›, aç›l›r kapan›r çelik b›-
çak.
usturuplu
ön a. hlk.
Derli toplu, yerinde,
uygun.
usul, -lü
(usu:l) Ar.
1.
Bir amaca eriflmek
için izlenen yol, yöntem, tarz.
2.
Türk
sanat müzi¤inde tempo.
3.
huk.
Bir ya-
sama ya da idare iflleminin haz›rlanma-
s›, yap›lmas› ya da yürürlü¤e konmas›
s›ras›nda uyulmas› gereken hükümler
ve izlenecek yollar.
4.
mec.
Yol, yön-
unutkan
usul
624
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 624
1...,614,615,616,617,618,619,620,621,622,623 625,626,627,628,629,630,631,632,633,634,...688
Powered by FlippingBook