tem.
usulca
be. (usu’lca)
1.
Yavaflça:
Usulca
afla¤›ya indi.
2.
Sessiz bir biçimde.
usulsüz
ön a.
Yasalara ayk›r›.
usulsüzlük, -¤ü
a.
Yasalara ayk›r›l›k, yol-
suzluk.
uflak, -¤›
a.
Erkek hizmetçi.
uflakl›k, -¤› a. 1.
Uflak olma durumu.
2.
mec.
Birinin, ç›kar› için onuru pahas›na
baflkas›na yapt›¤› hizmet.
uflakl›k et-
mek
onuru pahas›na birinin her istedi-
¤ini yerine getirmek.
ut, -du
a. Ar. müz.
Türk sanat müzi¤inde
kullan›lan, iri kar›nl›, k›sa ve k›vr›k sap-
l›, m›zrapla çal›nan bir çalg›.
utanç, -¤›
a.
Utanma duygusu, hicap.
utanç duymak
utanmak.
utangaç, -c›
a.
Çekingenlik, güvensizlik
duyan, bu nedenle baflkalar›n›n yan›nda
rahat konuflamayan, davranamayan; s›-
k›lgan; mahcup.
utanmak
(-den, -e)
1.
Onur k›r›c› ya da gü-
lünç bir duruma düflmekten üzüntü
duymak; mahcup olmak.
2.
S›k›lgan.
utanmaz
ön a.
Utanma duygusu olmayan,
ars›z, yüzsüz.
Utarit
öz. a. (uta:rit) Ar. gökb.
Merkür.
utku
a. hlk.
Yengi, zafer.
uyak, -¤›
a. ed.
fiiirde dizeler sonundaki efl
sesli sözcük ya da ayn› görevde olma-
yan ancak ses bak›m›ndan benzeflen
ek; kafiye.
uyan›k, -¤›
ön a.
1.
Uykuda olmayan,
uyanm›fl, uyumam›fl.
2.
mec.
Aç›kgöz,
kurnaz.
3.
mec.
Yapaca¤› ifli bilen, dik-
katli.
uyanmak
(nsz.)
1.
Uyku durumundan ç›k-
mak.
2.
Gerçekleri anlar, kavrar duruma
gelmek, gevfleklikten kurtulmak:
Bura-
da neler dönüyor, sen hâlâ uyanmad›n
m›?
uyar›
a.
1.
Herhangi bir durum için birinin
dikkatini çekme, ikaz, tembih.
2.
Orga-
nizmada uyarma yaratan güç.
uyar›c›
ön a.
1.
Uyarma ifllevini gören (ki-
fli ya da fley).
2.
a.
Organizmada uyar›m
yaratan.
uyar›m
a. dirb.
Bir uyar›c› karfl›s›nda orga-
nizman›n gösterdi¤i tepki.
uyarlama
a.
1.
ed.
Bir eseri, çevrildi¤i dilin
ve toplumun özelliklerine göre yeniden
düzenleme; adaptasyon.
2.
ön a.
Uyar-
lanm›fl olan, adapte.
uyarlamak
(-i, -e)
1.
Birbirine herhangi bir
bak›mdan uyar duruma getirmek.
2.
ed.
Bir eseri; sinema, tiyatro gibi baflka bir
sanat dal›na göre yeniden düzenlemek;
adapte etmek.
uyarmak
(-i)
1.
Birinin bir konuda dikkati-
ni çekmek, ikaz etmek.
2.
Birine, göre-
vini gerekti¤i gibi yapmas›n› hat›rlat-
mak; ihtarda bulunmak.
3.
dirb.
Bir
canl›n›n herhangi bir organ›n› d›fltan bir
etkiyle görev yapmaya zorlamak.
uydu
a.
1.
gökb.
Kendi kütlesinden daha
büyük bir gezegenin çekiminde buluna-
rak onun çevresinde dolanan gök cis-
mi.
2.
Haberleflme, meteoroloji, askerî
vb. alanlarda kullan›lmak üzere bir gök
cisminin, özellikle de Dünya’n›n yörün-
gesine yerlefltirilen araç.
3.
ön a.
ve
a.
mec.
Baflkas›n›n güdümü alt›nda, ona
ba¤›ml› olarak yaflayan (kifli, devlet
vb.).
uydurma
a.
1.
Uydurmak eylemi.
2.
ön a.
Gerçek olmayan, sahte, yalan, as›ls›z,
düzmece.
uydurmak
(-i, -e)
1.
Uymas›n›, uygun du-
ruma gelmesini sa¤lamak.
2.
(-i)
Hayal
ürünü fleyler söylemek, kafas›nda ku-
rup anlatmak.
3.
(-i) tkz.
Elde etmek,
sa¤lamak, bulmak:
S›k›nt›dan bir ifl uy-
durdu kendine.
uyduruk, -¤u
a. hlk.
Asl› olmayan, uydur-
ma.
uygar
ön a.
1.
Bilim, sanat ve teknikte yük-
sek bir düzeye ulaflm›fl, çok büyük bir
geliflme göstermifl; medeni.
2.
(kifli
için) Kültürlü, e¤itimli; medeni.
uygarlaflmak
(nsz.)
Uygar duruma gel-
usulca
uygarlaflmak
625
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 625