turkce sozluk - page 623

ulu
ön a.
1.
Çok üstün niteliklere ve büyük
erdemlere sahip, yüce:
ulu önder Ata-
türk.
2.
(somut fleyler için) Büyüklü¤ü
ve yüksekli¤iyle dikkati çeken:
ulu bir
ç›nar.
3.
Sözü dinlenen, sayg› duyulan,
yol gösterici; eren; ermifl.
ulufe
a. (ulu:fe) Ar. tar.
Osmanl›larda kap›-
kulu askerleri ile saray ve devlet kuru-
lufllar›ndaki baz› görevlilere üç ayda bir
verilen ücret.
ulumak
(nsz.)
1.
(köpek, kurt, çakal vb.
için) Uzun, iniltili ve bo¤uk bir ses ç›-
karmak.
2.
(insan için) ‹niltili sesler ç›-
kararak bo¤uk bo¤uk a¤lamak.
ulu orta
be.
Düflünüp tartmadan, sonucu
hesaplamadan, çekinmeden, yerli yer-
siz:
ulu orta konuflmak.
ulus
a.
Vatan denilen belli bir toprak parça-
s› üzerinde yaflayan, ayn› dili konuflan,
ortak tarihleri olan, duygu ve düflünce-
leri bir ve ayn› ülküye ba¤l› bulunan in-
sanlar›n oluflturdu¤u topluluk; millet.
ulusal
ön a.
Ulusla ilgili, ulusa özgü; millî.
ulusal bayram
a.
Tarihsel bir baflar›y› an-
mak için ulusça kutlanan bayram, millî
bayram.
ulusal gelir
a.
Bir y›ll›k ulusal üretimde,
üretim araçlar› için harcananlar›n dü-
flülmesinden sonra kalan bölüm; millî
gelir.
ulusal güvenlik, -¤i
a.
Kamu düzeni ve gü-
venli¤i, millî güvenlik.
ulusal irade
a.
Bir ülkede yaflayan insanla-
r›n belli noktalarda yo¤unlaflan siyasal
iste¤i; millî irade.
ulusallaflt›rmak
(-i)
1.
Ulusal bir nitelik
vermek, millîlefltirmek.
2.
Özel sektöre
ait yerli ve yabanc› iflletmeleri devlet
mülkiyetine geçirmek.
ulusall›k, -¤›
a.
Ulusal olma durumu, ulu-
sa özgü olma durumu; milliyet.
ulusçu
ön a.
Ulusçuluk ilkesini benimse-
yen, milliyetçi.
ulusçuluk, -¤u
a.
Her bak›mdan, ulusunun
ve ülkesinin ç›karlar›n› her fleyin üstün-
de tutma anlay›fl›; milliyetçilik.
uluslararas›
ön a.
Birçok ulusu ilgilendi-
ren, birçok ulusu kapsayan; millet-
leraras›; beynelmilel; enternasyonal.
ulvi
ön a. (ulvi:) Ar. esk.
Yüce.
umac›
a.
Öcü.
umar
a.
Çare.
umars›z
ön a.
Çaresiz.
ummak
(-i)
1.
Bir fleyin olmas›n› istemek,
arzulamak, umut etmek:
Umar›m, mut-
lu olursunuz.
2.
Sanmak, umut etmek:
Baflar›l› olaca¤›m› umuyorum.
umman
a. (umma:n) Ar. esk.
Ana deniz,
okyanus.
umre
a. Ar.
Hac dönemi d›fl›nda Kâbe’yi ve
Mekke’nin di¤er kutsal yerlerini ziyeret
etme.
umulmad›k
ön a.
Kendisinden bir fley
umulmayan.
umum
a.
ve
ön a. (umu:m) Ar.
Bütün, tüm,
hep, kamu.
umumi
ön a. (umu:mi:) Ar.
Genel.
umursamak
(-i)
Önem vermek, ald›r›fl et-
mek:
Kimseyi umursamazd›.
umut, -du
a.
1.
Bir fleyin gerçekleflece¤ine
inanmaktan, ummaktan do¤an güven
duygusu; ümit.
2.
Bu duyguyu veren
kimse ya da fley, ümit:
Tüm umudum
sende.
umut etmek
ummak.
umut ›fl›¤›
a. mec.
‹stenen, beklenen bir
fleyin gerçekleflece¤i izlenimi veren be-
lirti.
umutlanmak
(nsz.)
Bir fleyin olmas›n›
umutla beklemek, ümitlenmek.
un
a.
Tah›llardan ya da baflka besin madde-
lerinden ö¤ütülerek elde edilen toz.
un
ufak etmek
küçük k›r›nt›lar durumuna
getirmek.
un helvas›
a.
Un, ya¤, süt ya da su ve fle-
kerle yap›lan helva.
un kurabiyesi
a.
Un, pudra flekeri ve ya¤la
yap›lan bir tür kurabiye.
unlamak
(-i)
1.
Una bulamak.
2.
Un bulafl-
t›rmak.
unsur
a. Ar.
Öge, eleman.
ulu
unsur
623
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 623
1...,613,614,615,616,617,618,619,620,621,622 624,625,626,627,628,629,630,631,632,633,...688
Powered by FlippingBook