turkce sozluk - page 628

d›.
2.
Çok uzun zaman almak:
Tören
çok uzam›flt›.
uzan›m
a. fiz.
Titreflim durumunda olan bir
noktan›n, herhangi bir anda titreflim
merkezinden uzakl›¤›.
uzanmak
(-e)
1.
Boylu boyunca yatmak.
2.
Vücudunu ve kollar›n› gererek o tarafa
yöneltmek, yetiflmek, ulaflmak:
rafa
uzanmak.
3.
Bir yere gitmek:
Bo¤az’a
do¤ru flöyle bir uzand›k.
4.
S›ralanmak,
dizilmek:
Yol boyunca zeytin a¤açlar›
uzan›yordu.
uzant›
a.
1.
Herhangi bir nesnenin bir ye-
rinde görülen uzam›fl bölüm.
2.
Bir bü-
tünün, durumun ya da özün ayr› görü-
len ama ayn› yap›sal özellikleri içeren
bölümü:
Bu da¤lar Toroslar›n uzant›s›-
d›r.
uzatma
a.
1.
Uzatmak eylemi.
2.
sp.
Oyu-
na normal süresinin d›fl›nda eklenen
bölüm.
uzatmak
(-i)
1.
Bir fleyin boyunu, uzunlu-
¤unu art›rmak, uzamas›n› sa¤lamak:
Saçlar›n› çok uzatm›fls›n.
2.
Bafl›, kolla-
r› ya da bacaklar› belli bir yöne yönelt-
mek, germek:
Kolunu yana do¤ru uzat-
t›.
3.
Elindeki bir fleyi almas› için birine
yönelmek:
Kalemi ona do¤ru uzatt›m.
4.
Germek:
ip uzatmak.
5.
(nsz.)
Sözü
gereksiz yere sürdürmek:
Bu kadar tar-
t›flma yeter, art›k uzatmay›n.
6.
Süreyi
art›rmak:
Baflkan, toplant›y› bir saat
uzatt›.
uzatmayal›m
k›sacas›, uzun sö-
zün k›sas›.
uzatmal›
ön a.
1.
Süresi uzat›lan:
uzatmal›
maç.
2.
mec.
Çok eskiden beri süren:
uzatmal› niflanl›.
uzay
a.
1.
Tüm varl›klar›n içinde yer ald›¤›
sonsuz boflluk, feza.
2.
gökb.
Tüm gök
cisimlerinin içinde bulundu¤u sonsuz
boflluk, feza.
uzay adam›
a.
Uzay arac›n› yöneten kifli,
astronot, kozmonot.
uzay gemisi
a.
Uzaya gitmek ve uzay arafl-
t›rmalar› için yap›lm›fl büyük boyutlu
uzay tafl›t›.
uzay kapsülü
a.
Uzay gemilerinde, oldukça
dar ve hafif, füzenin gürültüsüne ve ha-
va s›cakl›¤›ndan do¤an ›s› de¤iflimine
karfl› yal›t›lm›fl yer.
uzayl›
a.
Uzayda yaflad›¤› varsay›lan canl›.
uzlaflma
a.
Karfl›l›kl› ödünler vererek bir
anlaflmaya varma, uyuflma, konsensüs.
uzlaflmak
(nsz.)
Karfl›l›kl› ödünler vererek
bir anlaflmaya varmak, uyuflmak.
uzluk, -¤u
a.
Ustal›k.
uzman
a.
Belli bir iflte, bir konuda derinle-
mesine bilgisi, deneyimi olan kifli; mü-
tehass›s; kompetan.
uzman çavufl
a. ask.
Uzman çavufl okulun-
da e¤itim ve ö¤retim gördükten sonra
orduya kat›lan, rütbesi kolda ve k›rm›z›
renkte olan asker s›n›f›.
uzman hekim
a.
Baflar› gösterip bir t›p da-
l›nda çal›flma hakk›n› elde eden hekim.
uzmanlaflmak
(nsz.)
Uzman durumuna
gelmek, uzman olmak.
uzmanl›k, -¤›
a.
Uzman olma durumu, uz-
man›n görevi, ihtisas.
uzun
ön a.
1.
‹ki ucu aras›ndaki uzunluk
fazla olan:
uzun bir a¤aç.
2.
Çok süren:
Uzun bir gezi yapt›k.
3.
Oldukça büyük
bir uzakl›¤a eriflen:
uzun menzilli silah.
4.
be.
Ayr›nt›l›, derinlemesine:
uzun ko-
nuflmak.
uzun araç
a.
Yük tafl›mada kullan›lan, nor-
mal yük arac›ndan daha uzun tafl›t.
uzun atlama
a. sp.
Koflarak h›z almak ve
ayaklar› yerden keserek olabildi¤ince
en uza¤a konmak temeline dayanan at-
lama.
uzun boylu
ön a.
1.
Boyu uzun olan.
2.
mec.
Ayr›nt›lar›yla, derinlemesine:
Bu
konuyu uzun boylu tart›flt›k.
uzunçalar
a. müz.
Üzerine seslerin düflük
devirle kaydedildi¤i büyük boyutlu plak.
uzun çizgi
a. dlb.
Karfl›l›kl› konuflmalarda,
konuflma tümcesinin bafl›na konan
noktalama iflareti:
– Size borcum vard›
da... – Ne borcu? diye sordum.
uzan›m
uzun çizgi
628
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 628
1...,618,619,620,621,622,623,624,625,626,627 629,630,631,632,633,634,635,636,637,638,...688
Powered by FlippingBook