çimde yaflayan (insan, hayvan, bitki),
vahfli, yaban›l.
2.
mec.
Görgüsüz, kaba,
vahfli.
3.
mec.
‹nsanlardan, toplumsal
iliflkilerden kaçan, yaban›l.
yabanileflmek
(nsz.)
Yabani bir duruma
gelmek, vahflileflmek, yaban›llaflmak.
yabanilik, -¤i
a. (yaba:ni:lik)
Yabani olma
durumu, vahflilik, yaban›ll›k.
yabans›
ön a.
Al›fl›lagelenin d›fl›nda olan,
garip, acayip, tuhaf.
yad
ön a.
Yabanc›.
yâd
a. Far.
Anma.
yâd etmek
anmak, an›m-
samak.
ya da
ba¤. Far.+T.
Ço¤unlukla görevdefl
ögeler, bazen de tümceler aras›nda
ba¤lama görevi yapar; veya:
Bugün ya
da yar›n yapar›z, fark etmez. Kat›l›r›z ya
da kat›lmay›z, kimseyi ilgilendirmez.
yad eller
ç. a.
1.
Gurbet.
2.
Yabanc›lar.
yad›rgamak
(-i)
Bir fleye, bir yere, bir du-
ruma ya da bir kimseye al›flamamak,
›s›namamak:
Yeni tafl›nd›¤›m›z evi çok
yad›rg›yorum.
yadigâr
a. (ya:digâ:r) Far.
Bir kimseyi ya da
bir olay› an›msatmak için verilmifl ar-
ma¤an.
yads›mak
(-i)
1.
Yap›lan bir iflin yap›lmad›-
¤›n›, söylenen bir sözün söylenmedi¤i-
ni, tan›k olunan bir fleyin görülmedi¤ini
öne sürmek; inkâr etmek.
2.
Var oldu-
¤unu, gerçekli¤ini reddetmek; inkâr et-
mek:
Tanr›’y› yads›mak.
3.
‹lgili, ba¤l›
bulundu¤u bir fleye yabanc› kalmak,
onu hiçe saymak:
ulusal de¤erleri yad-
s›mak.
yafa
a. (ya’fa)
(Yafa kentinin ad›ndan) Ka-
l›n kabuklu, çekirdekli bir portakal türü.
yafta
a. (ya’fta) Far.
Bir fleyle ilgili bilgi ver-
mek için, onun üzerine as›lan ya da ya-
p›flt›r›lan yaz›l› k⤛t; etiket.
ya¤
a.
1.
Hayvanlardan ya da bitkilerden
elde edilen yumuflak ya da s›v› k›vamda
maddelerin genel ad›:
ayçiçek ya¤›.
2.
Fizik nitelikleriyle ya¤a benzeyen ve sa-
nayide, makinelerde, motorlarda kulla-
n›lan mineral madde:
motor ya¤›.
3.
Vücudun, at›lmas› gereken üre, amon-
yak gibi baz› maddeleri içine alarak de-
riden s›zan madde.
4.
It›rl› bitkilerden
elde edilen, uçucu, kokulu, s›v› madde:
gül ya¤›.
ya¤ çekmek
argo
övmek, dal-
kavukluk etmek.
ya¤ bezi
a. anat.
Ya¤ salg›layan bez.
ya¤c›
a.
1.
Makine ya¤layan kifli.
2.
argo
Dalkavuk, yalaka.
ya¤danl›k, -¤›
a. T.+Far.+T.
Makine parça-
lar›n› ya¤lamakta kullan›lan, ince ve
uzun borulu küçük kap.
ya¤d›rmak
(-i, -e)
1.
Ya¤mas›n› sa¤lamak.
2.
Bir fleyi çok say›da ve aral›ks›z olarak
atmak, göndermek:
tafl ya¤d›rmak.
3.
Söylemek, vermek, savurmak:
Komu-
tan, k›zg›nl›kla herkese emirler ya¤d›r›-
yordu.
4.
mec.
Çok say›da ortaya koy-
mak:
gol ya¤d›rmak.
ya¤ doku
a. anat.
Vücutta ya¤ tabakalar›n›
oluflturan doku.
ya¤›fl
a.
1.
Havadaki su buhar›n›n yo¤unla-
flarak s›v› ya da kat› durumda yere düfl-
mesi.
2.
Ya¤an ya¤mur ya da kar mik-
tar›:
Metre kareye 35 kilogram ya¤›fl
düfltü.
3.
hlk.
Ya¤mur:
Bu y›l ya¤›fllar
geç kald›.
ya¤›fll›
ön a.
1.
Ya¤›fl› olan:
ya¤›fll› hava.
2.
Çok ya¤›fl alan:
ya¤›fll› bir bölge.
ya¤›flölçer
a. (ya¤›’flölçer)
Belirli bir za-
manda, belirli bir yere düflen ya¤›fl mik-
tar›n› ölçmekte kullan›lan ayg›t, plüvi-
yometre.
ya¤›z
ön a.
1.
(erkek için) Esmer.
2.
Doru.
3.
hlk.
Yi¤it.
ya¤lamak
(-i)
1.
Ya¤ sürmek.
2.
Ya¤la kir-
letmek:
Gömle¤ini ya¤lam›fls›n.
3.
uygb.
Sürtünmeyi, ›s›nmay›, afl›nmay›
azaltmak için parçalar aras›na ya¤ uy-
gulamak.
4.
mec. tkz.
Övmek, pohpoh-
lamak.
ya¤l›
ön a.
1.
Üzerinde ya da içinde ya¤
bulunan:
ya¤l› krem.
2.
Ya¤› çok olan:
ya¤l› yemek.
3.
Ya¤la yap›lm›fl:
ya¤l›
yabanileflmek
ya¤l›
644
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 644