turkce sozluk - page 645

börek.
4.
Besili, semiz.
Ya¤l› bir koyun.
5.
Ya¤ bezleri fazla çal›flan kimseye öz-
gü:
ya¤l› saçlar.
6.
Ya¤dan kirlenmifl:
ya¤l› bardaklar.
7.
mec. tkz.
Bol kazanç
sa¤layan:
ya¤l› bir ifl.
ya¤l› boya
a.
1.
Eflyay› renklendirmek ya
da d›fl etkilerden korumak amac›yla kul-
lan›lan, özel s›v›larla kar›flt›r›l›p sürülen
kimyasal madde.
2.
ön a.
Bu boyayla
yap›lm›fl (resim).
ya¤l› gürefl
a. sp.
Kispet giyilerek ve zey-
tinya¤›yla ya¤lanarak yap›lan bir tür
serbest gürefl.
ya¤l› k⤛t, -d›
a.
Ya¤l› yiyeceklerin sar›l-
mas› için kullan›lan bir tür k⤛t.
ya¤l› kap›
a. mec.
Çal›flt›rd›¤› kifliye bol ka-
zanç sa¤layan aile, kurulufl vb.
ya¤ma (I)
a.
Ya¤mak eylemi.
ya¤ma (II)
a. (ya¤’ma) Far.
1.
Birçok kifli-
nin bir yeri basarak ele geçirdikleri mal-
lar› al›p kaçmas›, talan, çapul.
2.
tar.
Ak›nc›lar›n düflman topraklar›na yapt›k-
lar› bask›n ve bu bask›nda ele geçirilen
ganimetlerin paylafl›lmas›.
ya¤ma et-
mek
ya¤malamak.
ya¤ma yok
tkz. “öy-
le fley olmaz” anlam›nda kullan›l›r.
ya¤mac›
(ya¤’mac›)
Ya¤ma ederek baflka-
s›n›n mal›n› alan, çapulcu.
ya¤mak
(nsz.)
1.
(ya¤›fl için) Gökten yere
inmek:
Dolu ya¤›yor.
2.
(toz, mermi vb.
için) Yüksekten çok say›da ve art arda
düflmek:
Üzerimize toz ya¤›yordu.
3.
mec.
Çok say›da ve üst üste gelmek:
Hepimize tehdit telefonlar› ya¤›yordu.
ya¤malamak
(-i)
Topluca ve zor kullanarak
bir yerdeki mallar› ele geçirip al›p kaç-
mak, talan etmek, ya¤ma etmek.
ya¤mur
a.
1.
Atmosferdeki su buhar›n›n
yo¤unlaflmas›yla oluflan ve su damlala-
r› biçiminde yere düflen ya¤›fl türü.
2.
mec.
Birdenbire çok miktarda ve art ar-
da düflen fley:
kurflun ya¤muru.
3.
mec.
Birdenbire ve birbiri ard›nca gelen
fley:
zam ya¤muru.
ya¤murluk, -¤u
a.
1.
Ya¤murdan korun-
mak için giyilen su geçirmez üstlük,
trençkot.
2.
Ya¤murdan korunmakta
kullan›lan, çad›r bezinden yap›lm›fl ör-
tü.
ya¤murölçer
a.
Ya¤›flölçer, plüviyometre.
ya¤ tulumu
a. flaka
Afl›r› fliflman.
yahni
a. Far.
Bol so¤anla piflirilen sade ya
da sebzeli et yeme¤i.
yahu
ünl. (ya:hu) Ar. tkz.
1.
Bir fleye dikka-
ti çekmek için kullan›lan söze eklenir:
Sizin baflka ifliniz yok mu yahu!
2.
Ya-
k›nma, hoflnutsuzluk belirtir:
Bu ne re-
zalet yahu!
3.
Rica yollu kullan›l›r:
Yap-
ma yahu, unut gitsin.
Yahudi
öz. a.
ve
ön a. Ar.
Musa Peygambe-
rin dininden olan kifli, Musevi.
Yahudilik, -¤i
öz. a.
Musevilik.
yahut
ba¤. (ya:hut) Far.
Ya da , veya.
yak
a. (Tibetçe) hayb.
Boynuzlugillerden,
Orta Asya’n›n yaylalar›nda yaflayan ya
da evcil olarak yetifltirilen, boynuzlar›
arkaya do¤ru k›vr›k, postu uzun tüylü,
gevifl getiren memeli bir hayvan.
yaka
a.
1.
Giysilerde boynu çevreleyen bö-
lüm.
2.
Giysilerin boyna gelen bölümü-
ne eklenen ve türlü biçimlerde olan par-
ça.
3.
K›y›, kenar, taraf:
Anadolu yakas›.
yakacak, -¤›
a.
Is› sa¤lamak için yak›lan
odun, kömür, mazot gibi maddelerin
genel ad›; yak›t.
yakalamak
(-i)
1.
Bir kimseyi ya da bir fle-
yi elle s›k›ca tutmak, kavramak:
Z›play›p
erik dolu bir dal› yakalad›.
2.
Kaçan bir
kifliyi, bir hayvan› ele geçirmek:
Polisler
h›rs›z› hemen yakalad›.
3.
Beklenmedik
bir anda birdenbire etkisi alt›na almak:
Denizde f›rt›naya yakaland›k.
4.
Bir
kimseyi bir yerde bulmak:
Onu yolda
yakalay›p hesap sordum.
5.
Bir kimse-
yi olumsuz bir davran›flta bulunurken
görmek:
Ö¤retmen, onu kopya çeker-
ken yakalad›.
6.
Bir tafl›ta yetiflebilmek:
Otobüsü son anda yakalad›m.
7.
Araya-
rak ya da rastlant› sonucu bulmak:
Radyoda, arad›¤›m istasyonu sonunda
ya¤l› boya
yakalamak
645
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 645
1...,635,636,637,638,639,640,641,642,643,644 646,647,648,649,650,651,652,653,654,655,...688
Powered by FlippingBook