fl›t›na yaklaflmak.
3.
mec.
‹lgilenmek, il-
gi göstermek.
yana yak›la
be.
S›zlanarak, s›k›nt›s›n› belli
ederek.
yan cümle
a. dlb.
Yan tümce.
yandafl
a.
Bir davaya, bir düflünceye ina-
nan, birinden yana olan, onu destekle-
yen kimse; yanl›; tarafl›; taraftar.
yang›
a.
‹ltihap.
yang›lanmak
(nsz.)
‹ltihaplanmak.
yang›n
a.
1.
Yay›larak büyük ve önemli za-
rarlara yol açan atefl.
2.
mec.
Coflkun-
luk:
Yüre¤imde yang›n var.
yang›n merdiveni
a.
1.
‹tfaiyecilerin yan-
g›n söndürmede ya da kurtarma çal›fl-
malar›nda kulland›klar› merdiven.
2.
Bi-
nalar›n d›fl›nda bir kattan di¤erine geç-
meye yarayan merdiven.
yan›k, -¤›
ön a.
1.
Yanm›fl olan:
yan›k ba-
l›k.
2.
Güneflin etkisiyle ten rengi karar-
m›fl, koyulaflm›fl olan:
yan›k tenli bal›k-
ç›lar.
3.
a.
Yanm›fl olan fley:
yan›k koku-
su.
4.
a.
Yanm›fl yer, yanm›fl yerdeki iz:
Kolumdaki yan›k geçti.
5.
mec.
Duygu-
lu, dokunakl›:
yan›k bir türkü.
yan›lg›
a.
Yan›lma durumu, gerçe¤e uygun
olmayan bir görüflü benimseme, yanl›-
fl› do¤ru sanma, yanl›fl davran›fl.
yan›lmak
(nsz.)
1.
Farkl› sanmak, nitelikle-
rini yanl›fl de¤erlendirmek, yanl›fl bir
kan›ya varmak, aldanmak.
2.
Tart›p dü-
flünmeden davranmak, yanl›fll›k yap-
mak.
yan› s›ra
be.
Birlikte, beraberinde, yan›nda.
yan›lsama
a.
1.
Yanl›fl alg›lama.
2.
Akl› ve
duygular› yan›ltarak yarat›lan etki, illüz-
yon.
yan›t
a.
Bir soruya verilen karfl›l›k, cevap.
yan›t vermek
yan›tlamak, cevaplamak.
yan›tlamak
(-i)
Bir soruyu yan›tla karfl›la-
mak, yan›t vermek, cevaplamak.
yani
ba¤. (ya:ni) Ar.
1.
“Demek”, “flu de-
mek ki” anlam›nda kullan›l›r:
Yani gezi-
yi iptal ettiniz.
2.
hlk.
Sözün k›sas›,
do¤rusu:
Bana k›zm›fl yani.
yankesici
a. (ya’nkesici)
Bir kimsenin üs-
tündeki paray› ya da de¤erli bir eflyay›
gizlice ve özel bir beceriyle çalan kifli.
yank›
a.
1.
Ses dalgalar›n›n kat› bir engele
çarparak geri dönmesiyle duyulan ikin-
ci ses, akis.
2.
mec.
Bir olay›n çevrede
uyand›rd›¤› tepki, bu tepkinin neden ol-
du¤u dedikodu.
yank›lan›m
a.
Akustik.
yank›lanmak
(nsz.)
1.
Yans›y›p yank› yap-
mak, aksetmek.
2.
(nesne için) Yank›
yapan bir ses ç›karmak.
yanl›
ön a. Yandafl, tarafl›, taraftar.
yanl›fl
a.
1.
Bir kurala, bir gerçe¤e, bir ilke-
ye uymama durumu, yan›lg›, hata:
Do¤-
ruyu yanl›fltan ay›racak yafltas›n.
2.
Bir
kurala, bir gerçe¤e, bir ilkeye uymayan,
hatal›:
yanl›fl bir karar.
3.
be.
Hatal› bir
biçimde, hatal› olarak:
Yanl›fl düflünü-
yorsunuz.
yanl›fll›k, -¤›
a.
Yanl›fl davran›fl, ifl, san›;
hata.
yanmak
(nsz.)
1.
Atefl oluflturarak tüken-
mek, ›s› ve ›fl›k yayarak kül durumuna
geçip yok olmak.
2.
Tutuflmak:
Odunlar
bir türlü yanmad›.
3.
Ifl›k, ›s› saçmak:
Lamba sabaha kadar yanm›fl. Soba ya-
n›yor mu?
4
. Atefl ya da s›cakl›¤›n etki-
siyle zarar görmek, kömürleflmek:
Ye-
mek yanm›fl.
5.
Is› etkisiyle zarar gör-
mek:
Yang›nda bacaklar› yanm›fl.
6.
Güneflten vücudu k›zarmak, koyulafl-
mak:
Tatilde iyi yanm›fls›n.
7.
Yanmaya
benzer bir ac› duymak:
Gözlerim yan›-
yor.
8.
Baz› etmenlerin etkisiyle ifle ya-
ramaz duruma gelmek:
Kurakl›ktan
ekinler yanm›flt›.
9.
Is›s› artmak, afl›r›
bir s›cakl›k duymak:
K›rk derece atefli
vard›, yan›yordu.
10.
mec.
Çok üzül-
mek:
En çok babam›n arma¤an etti¤i
saati yitirdi¤ime yan›yorum.
11.
mec.
Birini çok be¤enmek, çok sevmek:
O k›z
için yan›yorum.
12.
mec.
(çocuk oyun-
lar›nda) Oyun d›fl› kalmak:
Ben yand›m,
ç›k›yorum.
13.
mec.
Geçerlili¤ini yitir-
yana yak›la
yanmak
649
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 649