san›n, bir yönetmeli¤in uygulanmas›n›
sa¤lamak için öngörülen ceza; müeyyi-
de.
yar
a.
Uçurum.
yâr, -ri
a. (ya:r) Far.
Sevgili.
yara
a.
1.
Keskin bir fley, bir vurma, bir
çarpma vb. nedenlerle vücutta oluflan
derin kesik ya da zedelenme.
2.
Oyuk,
gedik, yar›k.
3.
mec.
Dert, ac›, üzüntü.
yara band›
a.
Yara üzerine yap›flt›r›lan,
ilaçl› özel bant; plaster.
yara bere
ön a.
ve
be.
Ezik, s›yr›k, çürük.
Yaradan
öz. a.
Tanr›, Allah.
yarad›l›fl
a.
Bir kiflide do¤ufltan var olan
bedensel ve ruhsal özelliklerin tümü.
yaralamak
(-i)
1.
Bir yara oluflturacak bi-
çimde silahla vurmak ya da çarparak,
vurarak, keserek vücudun bir yerinde
yara oluflmas›na neden olmak.
2.
mec.
‹ncitmek, onurunu k›rmak, gücendir-
mek:
Sözleri beni çok yaralam›flt›.
yaral›
ön a.
ve
a.
1.
Yaras› olan, yaralanm›fl
olan.
2.
mec.
Dertli, üzüntülü.
yaramak
(-e)
1.
Yarar sa¤lamak, yararl› ol-
mak:
Bu ilaç bana çok yarad›.
2.
Bir ifl
için uygun olmak, kullan›l›r olmak:
Bu
çanta çok iflime yarad›.
yaramaz
ön a.
ve
a.
1.
Uygun ve yararl› ol-
mayan (fley, kifli).
2.
(çocuk için) Çok
hareketli, uslu durmayan, söz dinleme-
yen.
yaranmak
(-e)
1.
Bir kiflinin, bir toplulu-
¤un hofluna gidecek bir davran›flta bu-
lunmak:
Bunca y›ld›r ona yaranama-
d›m.
2.
mec.
Birini hoflnut etmek, gö-
züne girmek için içten olmayan davra-
n›fllarda bulunmak:
Bunu, ona yaran-
mak için yapt›¤›n› biliyorum.
yarar
ön a.
1.
Yarayan, elveriflli: ‹fle yarar
bir fley bulamad›m.
2.
a.
Bir fleyden
sa¤lananan olumlu sonuç, fayda.
3.
a.
Ǜkar, menfaat.
yararlanmak
(nsz.)
Birinden, bir fleyden
yarar sa¤lamak, faydalanmak, istifade
etmek.
yararl›
ön a.
ve
a.
1.
Yarar sa¤layan (kifli,
fley), faydal›.
2.
Kârl›.
yarasa
a. (yara’sa) hayb.
Yarasalardan, ön
ayaklar› perdeli kanat biçiminde gelifl-
mifl, vücudu yumuflak ve s›k k›llarla
kapl›, uçabilen memeli bir hayvan.
yaraflmak
(nsz.)
1.
‹yi, güzel durmak, ya-
k›flmak:
Bu elbise sana çok yaraflt›.
2.
Uygun olmak:
Bu sözler size hiç yarafl-
m›yor.
yarat›
a.
Özgün bir biçimde yarat›lm›fl, or-
taya konulmufl fley; kreasyon.
yarat›k, -¤›
a.
1.
Canl›, mahluk.
2.
Hayal
ürünü canl› varl›k.
yarat›l›fl
a.
1.
Yarat›lmak eylemi ya da biçi-
mi.
2.
Her fleyin Tanr› taraf›ndan yoktan
var edilifl inanc›.
yaratmak
(-i)
1.
(Tanr› için) Olmayan bir
fleyi yoktan var etmek.
2.
Zekâ ve dü-
flünce gücünden yararlanarak daha ön-
ce olmayan bir fleyi yapmak, üretmek:
yeni bir ifl alan› yaratmak.
3.
mec.
Bir
güçlü¤ün do¤mas›na, ortaya ç›kmas›-
na, olmas›na neden olmak:
Sel, bölge-
de büyük bir tehlike yaratt›.
4.
mec.
Bir
ruh durumunun, bir duygunun do¤ma-
s›na, ortaya ç›kmas›na yol açmak:
Olay
onda büyük bir flaflk›nl›k yaratm›flt›.
yarbay
a. ask.
Orduda binbafl› ile albay ara-
s›ndaki rütbe ve bu rütbeyi tafl›yan üst-
subay.
yarda
a. (ya’rda) ‹ng.
Yaklafl›k 91 cm’ye
denk gelen ‹ngiliz uzunluk ölçüsü biri-
mi.
yardakç›
a. Birinin yürüttü¤ü zararl› bir ey-
leme göz yuman, yard›mc› olan kifli.
yard›m
a.
1.
Birine destek olma, kendi gü-
cünü ve olanaklar›n› baflka birinin iyili¤i
için kullanma.
2.
Tehlikede olan birini
ya da birilerini kurtarmak için yollanan
insan, araç vb.
3.
Ba¤›fl.
yard›mc›
a.
ve
ön a.
1.
Yard›m eden ya da
gerekti¤inde yard›m edecek (kifli)
2.
Bir
meslekte, bir görevde birine yard›m
eden kiflinin mesleki durumu:
müdür
yar
yard›mc›
652
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 652