turkce sozluk - page 648

porselen vb. bir maddeyle kaplama; ya-
l›tma, izolasyon.
2.
Elektrik ve ›s› ak›m›-
n› engelleme olay›, izolasyon.
yal›tkan
a.
ve
ön a. fiz.
1.
Elektrik iletkenli-
¤i s›f›r ya da çok zay›f olan (cisim, mad-
de).
2.
Elektrik iletkenlerini saran, koru-
yan kauçuk, porselen gibi madde.
yal›tmak
(-i) fiz.
1.
Elektrik ak›m›n›n
olumsuz etkilerini önlemek için iletkeni
kauçuk, porselen vb. bir maddeyle kap-
lamak; izole etmek.
2.
Elektrik ve ›s›
ak›m›n› engellemek, izole etmek.
yallah
ünl. (ya’llah) Ar.
1.
Haydi.
2.
Kalk,
git, yürü.
yaln›z
ön a.
1.
Yan›nda baflkalar› bulunma-
yan.
2.
a.
Toplumsal iliflkilerden kop-
mufl ya da yoksun b›rak›lm›fl kifli.
3.
be.
Yan›nda baflkalar› olmaks›z›n:
Yaln›z
gitmek istiyorum.
4.
be.
Yaln›zca, sade-
ce, salt:
Yaln›z kendini düflünüyorsun.
5.
ba¤. (ya’ln›z)
Ancak, ama, fakat, flu
kadar ki:
Kabul ediyorum, yaln›z bir is-
te¤im var.
yaln›zl›k, -¤›
a.
1.
Yaln›z olma durumu,
kimsesizlik.
2.
Kimse bulunmama du-
rumu, ›ss›zl›k, tenhal›k.
yalpa
a. (ya’lpa) den.
Rüzgâr ya da dalga-
lar›n etkisiyle teknenin bir sanca¤a, bir
iskeleye yat›p kalkmas›.
yalpalamak
(nsz.)
Dengesi bozularak bir
sa¤a, bir sola sallanmak.
yaltaklanmak
(nsz.)
Bir kimseye hofl gö-
rünmek için onursuzca davran›fllarda
bulunmak, dalkavukluk etmek.
yalvarmak
(-e)
Birinden, ›srarla ve kendini
ac›nd›rarak bir fley istemek, yakarmak.
yalvar›p yakarmak
çok yalvarmak.
yama
a.
1.
Delik, y›rt›k, y›pranm›fl bir yeri
uygun bir parçayla kapatma.
2.
Bu ifl
için kullan›lan parça.
yamaç, -c›
a.
Da¤›n, tepenin e¤imli yan yü-
zeyi.
yamak, -¤›
a.
Bir iflte yard›mc› olarak çal›-
flan erkek:
aflç› yama¤›.
yamamak
(-i)
1.
Bir fleyi yamayla onar-
mak.
2.
mec.
‹stenmeyen, bozuk ya da
kusurlu bir fleyi bir kimseye mal etmek.
yaman
ön a.
1.
Gücü, becerisi, yetenekleri
ola¤an›n üstünde olan.
2.
Çok güçlü,
çok fliddetli, etkili:
yaman bir k›fl.
yamanmak
(nsz.)
1.
Yamamak eylemine
konu olmak:
Gömlekler yamand›.
2.
(-e)
‹stemedi¤i hâlde üstünde kalmak, ona
mal edilmek.
yampiri
ön a.
Yan yan ve çarp›k giden, e¤-
ri bü¤rü.
yamuk, -¤u
ön a.
1.
E¤ri olan, e¤ri duran.
2.
a. mat.
Yaln›z iki kenar› paralel olan
dörtgen.
yamulmak
(nsz.)
Yamuk duruma gelmek.
yamyam
a.
ve
ön a.
1.
‹nsan eti yiyen kifli.
2.
mec.
Yabani, vahfli.
yan
a.
1.
Bir fleyin ön, arka, alt ve üst d›-
fl›nda kalan bölümü:
Ceketin yanlar› bol
geldi.
2.
Vücudun sa¤ ya da sol bölü-
mü:
Arad›¤›n fley yan›nda duruyor.
3.
Yön, taraf, yer:
fiu yana bak›n.
4.
Üst:
Yan›n›zda kalem var m›?
5.
Birlikte, be-
raberinde olma:
Yan›nda on befl kifli ça-
l›fl›yor.
6.
ön a.
Sonradan kendini gös-
teren bir fleyin sonucu olan:
ilac›n yan
etkileri.
7.
ön a.
Yanda, yan tarafta yer
alan; tali:
yan pencere.
yanak, -¤›
a.
Yüzün göz, kulak ve burun
aras›ndaki bölümü.
yanal
ön a.
Yanda olan, yana düflen.
yanal yüzey
a. mat.
Bir cisimde yan kenar-
lar›n yüzeyi.
yanarda¤
a. (yana’rda¤) yerb.
Yer yüzeyine
ulaflan magma maddelerinden oluflan,
ço¤unlukla koni biçiminde ve tepesinde
bir püskürme a¤z› bulunan da¤; volkan.
yanardöner
ön a.
Dokuma özelli¤i nede-
niyle ›fl›¤›n gelifl yönüne göre türlü
renkler gösteren (kumafl, deri vb.).
yanaflma
a.
1.
Yanaflmak eylemi.
2.
Bir
çiftlikte çal›flan iflçi.
yanaflmak
(-e)
1.
Bir fleyin, bir kiflinin ya-
n›na, yak›n›na gelmek.
2.
(deniz tafl›tla-
r› için) K›y›ya ya da baflka bir deniz ta-
yal›tkan
yanaflmak
648
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 648
1...,638,639,640,641,642,643,644,645,646,647 649,650,651,652,653,654,655,656,657,658,...688
Powered by FlippingBook