– Seni yok edece¤im, k›raca¤›m, diye ba¤›r›yordu.
– ‹pleri çekin! Gemiyi döndürün! Do¤uya gidiyoruz.
O gece, do¤udan bir f›rt›na patlad›. Gece, rüzgâr›n u¤ultusuyla
gümbürdedi ve gökyüzü flimfleklerle yar›ld›. F›rt›nadan yelkenler uçtu.
Çok geçmeden, koca bir dalga yukar›ya ulafl›p Ahab’›n as›l› duran san-
dal›n›n arkas›n› parçalad›.
– Bunu sevmedim, dedi Starbuck. Rüzgâr do¤udan esiyor, bugün
rotay› do¤uya çevirmiflti. Sandal›n›n arkas› k›r›ld›, oysa her zaman ora-
da dururdu.
Starbuck, korku içinde Kaptan’a ba¤›rd›:
– Sandal›n›z! Sandal›n›za bak›n! Ahab’›n, özel olarak yapt›rd›¤›
z›pk›n sandaldaki yerinde duruyordu. Ama z›pk›n alev alm›fl ve ipleri
yakmaya bafllam›flt›.
Korkuyla sars›lan denizciler, 盤l›klar atarak iplere kofltular. Fakat
Ahab, alevli z›pk›n› yakalayarak korkusuzca onlara do¤ru sallad›.
– Hepiniz beyaz balinay› avlamaya yemin ettiniz. Ona, Ahab kadar
s›k› s›k›ya ba¤l› de¤ilsiniz! Bense; kalp, ruh, beden ve yaflamla ona
ba¤l›y›m. Bu kalbin nas›l att›¤›n› size gösterece¤im. Bak›n, korkuyu
uzaklaflt›r›yorum! dedi ve sonra, bir solukta alevi söndürdü.
Pequod, uzun süredir denizde oldu¤u hâlde, Ahab h›z ölçme ale-
tini kullanmay› unutmufltu. Ya¤mur, günefl ve dalgalar aleti kullan›l-
amaz duruma getirmiflti. Ahab, öteki aleti k›rd›¤› için, bu alete gereksi-
nimi oldu¤unu düflündü. ‹ki denizciyi ça¤›rd›.
– Çocuklar, h›z ölçme aletini tak›n!
‹ki kifli gelerek aleti geminin en arkas›na götürdü. Biri, üzerine ip sa-
r›l› makaray› tuttu. Ahab makaradan biraz ip çekti ve ucuna alet tak›l› ipi
kement yaparak denize f›rlatt›. ‹p uçtu, makara dönmeye bafllad› ve alet
suda sürüklenerek direnç gösterdi. Fakat afl›r› biçimde gerilen ip kop-
tu. Alet dalgalar›n etkisiyle uzaklaflmaya bafllad›.
– Öteki aleti ben k›rd›m. F›rt›na, pusulan›n i¤nesini döndürdü. fiim-
di de h›z ölçme aletinin ipini kopard›, diye söylendi. Sonra denizcilere
emretti.
– ‹pi içeri çekin! Marangoza söyleyin, hemen baflka bir alet yaps›n.
27