Bob’›n keyifli sesi, için için neflelendiriyordu Herbert’›. Se-
vincinden bütün vücudu hafifçe titriyor, kulaklar› oynuyor,
kuyru¤u daha çok sallan›yordu. Söylenenlerden bir fley anla-
d›¤› yoktu Herbert’›n. Ama kula¤›na çok tatl› gelen bu sesin
kendisi için mutlaka iyi fleyler söyledi¤ini biliyordu.
– Bunda utan›p s›k›lacak bir fley yok, diye devam etti Bob.
Atalar›n senin yüzünü k›zartmas›n. Tersine, övünmen gerek
onlarla. Hem Tanr› bütün ‹rlandal›lar› sever... Ozara, git be-
nim bugünkü hakk›m olan son iki flifleyi de getir!... So¤u¤a
koymufltum. Sevgili köpek, burnun, senin ne cins oldu¤unu
çok iyi anlat›yor...
Sonra Bob, uzan›p Ozara’n›n verdi¤i flifleyi ald›. Dudakla-
r›na götürdü. Nefes almadan yar›s›na kadar içtikten sonra eli-
nin tersiyle a¤z›n› sildi. Derin bir iç çekti:
– Bu benim bira merak›m da delilik gibi bir fley... Bazen
kendi kendime flafl›yorum. Ozara, flu gördü¤ün maymun su-
rat bana ait. Ben bira fliflelerinin tutsa¤›y›m. Rüyalar›m, hül-
yalar›m hep bira flifleleriyle dolu. Ömrümce içtiklerimle küçük
bir bira denizi olurdu san›r›m...
Bob, biray› ikinci dikiflte bitirdi. fiifleyi Ozara’ya do¤ru att›.
Sonra Herbert’a döndü:
– Bana bak dostum, dedi. Senin ad iflin öyle hafife al›na-
cak bir konu de¤il. Tabi sana en yak›flan› bir ‹rlandal› ad› ola-
cakt›r. Ama hangi ad!... Söz gelimi; Ballymena (Balimena)’ya
ne dersin? Bence hiç fena de¤il. Fakat bu bir erkekten çok,
24