Bulamay›nca kuyru¤unu sallayarak Bob’›n çevresinde dolafl›-
yor, flikâyet dolu bir sesle ona soruyordu. Sonra birden akl›-
na gelmifl gibi Bob’›n yata¤›na s›çr›yor, örtüyü kald›rarak ge-
micinin saklad›¤› topu buluyordu. O zaman sevincine diyecek
yoktu. Befl taneye kadar her fleyi istenildi¤i zaman bulup ge-
tirmesini iyice ö¤renmiflti Herbert.
Ozara’n›n da say›lar konusunda Herbert’tan hiç fark› yok-
tu. O da tütün çubuklar›n› ancak befle kadar sayabiliyordu.
Yaln›z Ozara’n›n Herbert’tan üstün olan bir taraf› vard›. Genç
zenci, Omnia’n›n günlük havas›ndan bunald›¤› zaman, koy-
nundan ç›kard›¤› garip müzik aletiyle, do¤du¤u adan›n hasre-
tiyle yanan flark›lar çalard›.
Bir süre sonra Herbert, Ozara’n›n çalg›s›na tatl›, hafif bir
ulumayla kat›lmaya bafllad›. Kardefli Flush’la bir müzik sesi
duyunca hemen flark› söylemeye bafllarlard›.
Ozara, köpe¤in sesinin kamaran›n d›fl›ndan duyulmad›¤›-
n› biliyordu. Bazen Herbert iyice cofluyordu. Fakat günlerden
bir gün, Bob’›n, Ozara’n›n ve Herbert’›n kaderini de¤ifltiren
garip ve beklenmedik bir olay yafland›.
Suçun büyü¤ü Ozara’n›nd›. Ozara o gün kamaradan ç›-
karken kap›y› s›k›ca kapamam›flt›. Omnia çok sakin bir yolcu-
luk yap›yordu. Kap› kendili¤inden gelip gidiyor, fakat bir türlü
tam olarak kapanm›yordu.
Herbert, hiçbir kötülük düflünmeksizin d›flar› ç›k›p flöyle
bir ne var ne yok, diye görmeye niyet etmiflti. O s›rada kap›
29