du. Herbert, biraz ileriye s›rt üstü düflmüfltü.
Fakat Herbert’›n ne gözü korkmufltu, ne de y›lmaya niye-
ti vard›. Öfkesi ve kini gittikçe art›yordu. Bu kez, kaptan›n
boynuna do¤ru atlad›. Fazla yükse¤e s›çrayamad›¤› için, an-
cak kaptan›n boynundaki fulâr› alabilmiflti.
Kaptan, birden büyük bir korkuya kap›ld›. Köpek oldukça
kuvvetli ve sald›rgand›. Kuvvetinin kesildi¤ini duyumsuyordu.
Ömründe böyle bir hayvana rastlamam›flt›. Herbert, gürültü-
süzce, havlay›p ulumadan sald›r›yor, bo¤ufluyordu. O s›rada,
elinde süpürgeyle geçen bir gemici, olay› gördü. Tam zama-
n›nda yetiflmiflti. Bir an, ne yapaca¤›n› bilmez hâlde durduk-
tan sonra, elindeki uzun sapl› süpürgeyi Herbert’›n aç›k duran
a¤z›na dayay›verdi. Herbert, ilk önce hiddetle ›s›rd›, sonra ne
oldu¤unu anlay›nca bafl›yla iterek uzaklaflt›rd›.
Kaptan Arthur, bu birkaç saniyeyi f›rsat bilerek derin bir
nefes ald›. Mendiliyle yüzünde biriken teri sildi. Birden küçük
koridor kalabal›klaflt›. Olay› duyarak gelenler aras›nda Bob
da vard›. Kaptan› kan revan içinde, Herbert’›n a¤z› hiddetle
köpürmüfl hâlde, ‹ran kedisini de yerde k›vran›r görünce, ilk
bak›flta pek bir fley anlayamad›.
– Pureson! diye ba¤›rd›.
Bütün hiddetine ve kinine karfl›n Herbert, efendisinin se-
sini duymufltu. Birden sakinleflti. Uysallaflt›, kulaklar›n› indir-
di. Tüyleri düzeldi. A¤z›n› kapad›.
Sonra dönüp Bob’a bakt›.
33