001-321emin.QXD - page 373

341
Erzurum Kongresi
‹zzet Bey
Eski Trabzon Milletvekili
Servet Bey
Eski Trabzon Milletvekili
fieyh Fevzi Efendi
Erzincan’da Nakflî fieyhi
Bekir Sami Bey
Eski Beyrut Valisi
Sadullah Efendi
Eski Bitlis Milletvekili
Hac› Musa Bey
Mutki Afliret Beyi
Efendiler, s›ras› gelmiflken arz edeyim ki, bu kimseler hiçbir vakit bir
araya gelip birlikte çal›flm›fl de¤illerdir. Bunlardan ‹zzet, Servet ve
Hac› Musa Bey’ler ile Sadullah Efendi hiç gelmemifllerdir. Raif ve
fieyh Fevzi Efendiler, Sivas Kongresi’ne kat›lm›fllar fakat ondan son-
ra biri Erzurum’a, öteki Erzincan’a dönerek bir daha Heyet-i Temsili-
ye’de bulunmam›fllard›r. Rauf Bey ve Sivas Kongresi’nde aram›za ka-
t›lan Bekir Sami Bey, ‹stanbul’da Meclis-i Mebusan’a gidinceye kadar,
bizimle birlikte bulunmufllard›r.
Erzurum Kongresi’nde Görülen Karars›zl›klar
Efendiler, hat›ra olarak küçük bir noktaya da iflaret etmek isterim.
Benim bu Erzurum Kongresi’ne üye olarak girip girmemekli¤im, üze-
rinde düflünülmeye de¤er bulundu¤u gibi, Kongre’ye kat›ld›ktan son-
ra da baflkan olup olmamakl›¤›m konusunda karars›zl›k gösterenler
olmufltur. Bu karars›zl›¤› gösterenlerden bir k›sm›n›n düflüncelerini,
iyi niyet ve içtenliklerine vermek mümkün ise de, di¤er baz› kimse-
lerin bu hususta tamamen samimiyetten uzak, aksine mel’unca bir
maksad›n pefline düfltüklerine daha o zaman flüphem kalmam›flt›.
Söz gelifli, düflman casusu olup her nas›lsa Trabzon ilinde bir yerden
kendisini kongreye temsilci seçtirerek gelen Ömer Fevzi Bey ve ar-
kadafllar› gibi. Bu zat›n hainli¤i, sonradan Trabzon’da ve oradan kaç-
t›ktan sonra da ‹stanbul’daki faaliyet ve hareketleri ile sabit olmufltur.
Kongrenin bitiminden iki üç gün önce baflka bir tart›flma da söz ko-
nusu olmaya bafllam›flt›. Baz› yak›n arkadafllar›m, benim Heyet-i
Temsiliye’ye girerek aç›kça faaliyet göstermemi sak›ncal› buluyor-
lard›. Görüflleri flu noktalarda özetlenebilir: “Millî teflebbüs ve faali-
yetlerin bütün anlam›yla milletten do¤du¤unu, gerçekten millî oldu-
¤unu göstermek lâz›md›r. Bu takdirde, yap›lacak teflebbüsler daha
güçlü olur ve kimsenin kötü yorumuna ve özellikle yabanc›lar›n
olumsuz düflüncelerine f›rsat vermez. Fakat tan›nm›fl ve hele ‹stan-
bul Hükûmeti’ne Hilâfet ve Saltanat makam›na karfl› asi duruma düfl-
müfl, hücumlar›n hedef noktas› hâline gelmifl olan benim gibi bir
adam›n, bütün bu millî teflebbüslerin bafl›nda bulundu¤u görülürse,
faaliyetin millî gayelere dayanmaktan çok, flahsî emellerin gerçek-
lefltirilmesi maksad›na dayand›¤› inanc› uyan›r. Bu bak›mdan Heyet-
i Temsiliye’yi, illerin ve müstakil sancaklar›n seçece¤i kimseler olufl-
turmal›d›r. Ancak, bu flekilde millî bir güç gösterilebilir.
Bu görüfllerin ne dereceye kadar yerinde olup olmad›¤›n› araflt›racak
de¤ilim. Yaln›z benim de bu görüfllere karfl› olan düflüncelerimi ve
bunlar› dayand›rd›¤›m noktalardan baz›lar›n› sayay›m: Özellikle, ben
mutlaka kongreye kat›lmal› ve onu idare etmeliydim. Çünkü, zaman
geçirmeksizin millî iradenin faaliyete geçirilmesini ve milletin do¤-
rudan do¤ruya fiilî ve silâhl› olarak tedbirler almaya bafllamas›n›
sa¤lamak zaruretine inan›yordum. Bu esasl› noktalar›, takdir ve tes-
pit ettirebilmek için, kongrede ayd›nlatmak, yol göstermek ve bizzat
idare etmek suretiyle çal›flmam› zarurî görüyordum. Nitekim öyle ol-
du. Erzurum Kongresi’nin daha önce aç›klad›¤›m ilke ve kararlar›n›,
herhangi bir temsilciler heyetinin uygulama alan›na sokturabilece¤i-
me henüz güvencim olmad›¤›n› itiraf ederim.
Nitekim zaman ve olaylar beni do¤rulam›flt›r. Bundan baflka, daha
Amasya’da iken karar verilip de bütün millete her türlü vas›ta ile
tebli¤ ettirdi¤im Sivas Genel Kongresi’nin toplanmas›n› sa¤la-
mak, bütün milleti ve memleketi yaln›z bir heyetle temsil et-
mek, ayr›ca yaln›z Do¤u illerini de¤il, vatan›n her köflesini ay-
n› dikkat ve duyarl›kla savunma ve kurtarma çarelerini bul-
maya çal›flmak hususlar›n› herhangi bir heyetin gerçekleflti-
rebilece¤ine inanmad›¤›m› aç›kça ifade etmek zorunday›m.
Çünkü, bende böyle bir kanaat var olsayd›, benim iflbafl›na geç-
ti¤im güne kadar teflebbüs ve faaliyette bulunanlar›n çal›flmalar›-
n›n sonuçlar›n› bekler ve istifa etmeme yolunu tutard›m. Hükûmet’e,
Padiflah ve Halife’ye karfl› isyan gere¤ini duymazd›m. Aksine, ben de
baz› ikiyüzlü ve iki tarafl› oynayanlar gibi görünüflte pek flatafatl› ve
gösteriflli olan, o günün Ordu Müfettiflli¤i görevini ve Padiflah Haz-
retleri’nin Yaveri s›fat›n› tafl›makta devam ederdim. Gerçi, benim
aç›kça ortaya at›lmamda ve bütün millî ve askerî hareketlerin bafl›-
na geçmemde elbette sak›nca vard›. Ancak, o sak›nca, baflar›s›zl›k
hâlinde herkesten önce ve herkesten çok benim, en büyük ceza ve
azaba u¤rat›lmamdan baflka bir fley olabilecek miydi? Oysa, bütün
vatan›n ve koskoca bir milletin ölüm kal›m davas› söz konusu olur-
ken, vatanseverim diyenlerin kendi sonlar›n› düflünmelerinin yeri
var m›yd›?
Efendiler, ben, baz› arkadafllarca ileri sürülen düflünce ve kuruntula-
ra uymufl olsayd›m, iki bak›mdan büyük sak›ncalar ortaya ç›kacakt›.
Birincisi; düflüncelerimde, kararlar›mda ve bütün kiflili¤imde yeter-
sizlik ve güçsüzlük oldu¤unu itiraf etmek ki, bu husus, benim, vicda-
n›m›n emrine uyarak yüklendi¤im görev bak›m›ndan düzeltilmesi im-
kâns›z bir yan›lma olurdu.
Efendiler, tarih, itiraz edilemez bir flekilde ispatlam›flt›r ki, büyük da-
valarda baflar› için, sars›lmaz bir kabiliyet ve kudrete sahip bir önde-
rin varl›¤› flartt›r. Bütün devlet adamlar›n›n ümitsizlik ve beceriksiz-
lik içinde …… bütün milletin bafls›z olarak karanl›klar içinde kald›¤›
bir s›rada, her vatanseverim diyen binbir çeflit insan›n, binbir hare-
ket ve görüfl tarz› ortaya att›¤› ve her fleyin allak bullak oldu¤u bir
dönemde, dan›flmalar yolu ile, birçok hat›rl› ve nüfuzlu kimselere bel
ba¤lama gere¤ine inanmakla, güvenli ve kararl› bir flekilde ve özel-
likle süratle yol almak ve en sonunda çok çetin olan hedefe ulaflmak
mümkün müdür? Tarihte, bu tarzda baflar›ya ulaflm›fl bir toplum gös-
terilebilir mi? ‹kincisi Efendiler; millet, memleket, siyaset ve ordu yö-
netimi ile hiçbir ilgi ve iliflkileri bulunmam›fl, bu alanda baflar›lar› gö-
rülmemifl ve denenmemifl olan gelifligüzel kimselerden, söz gelifli Er-
zincanl› bir Nakflî fieyhi ve Mutki’li bir afliret reisi gibi zavall›lardan
da kurulmas› ihtimalden uzak olmayan herhangi bir temsilciler he-
yetine, söz konusu durum ve görev emanet edilebilir miydi? Edildi¤i
takdirde, memleket ve milleti kurtaraca¤›z dedi¤imiz zaman, milleti
ve kendimizi aldatm›fl olmak gibi bir yan›lg›ya düflmeyecek miydik?
Bu nitelikteki bir heyete perde arkas›ndan yard›m edilebilece¤i söz
konusu olsa bile, bu tarz, güvenli bir yol say›labilir miydi?
Bu söylediklerimin, o günlerde de¤ilse bile, art›k bugün bütün dün-
yaca inkâr edilemeyecek gerçekler olarak kabul edildi¤ine asla flüp-
he yoktur. Bununla birlikte, ben burada bu söylediklerimi geçmifl
günlere ait baz› hat›ra ve belgeler ile bir kere daha belirtmeyi, gele-
cek nesillerin siyasî ve sosyal ahlâk terbiyesi aç›s›ndan bir görev sa-
yar›m.
Bu dakikaya kadar oldu¤u gibi bundan sonra da üzerinde duraca¤›m
olaylar dolay›s›yla, bu husus, kendili¤inden ayd›nl›¤a kavuflacakt›r.
Erzurum Kongresi’nin
50. y›l› nedeniyle
bast›r›lan madalyonun
arka yüzü.
1...,363,364,365,366,367,368,369,370,371,372 374,375,376,377,378,379,380,381,382,383,...960
Powered by FlippingBook