001-321emin.QXD - page 583

551
Lâiklik
Din ile devlet ifllerinin ayr› tutulmas›;
devletin, din ve vicdan özgürlü¤ünün
gerçekleflmesi bak›m›ndan yans›z olma-
s› anlay›fl›. Felsefe bak›m›ndan lâiklik,
iman ve inanç yerine, akl›n egemenli¤i-
ni kabul eden bir anlay›flt›r. Siyasî ve
hukukî anlamdaki lâiklik ise, siyasî erk
ve dinî erkin birbirinden ayr›lmas›d›r.
Bu anlamda lâiklik, devletin; dini, top-
lumsal düzeni belirleyici bir etken ol-
maktan, kendisinin gerekli gördü¤ü öl-
çüde ç›kard›¤›n› anlat›r. Dinî inanç ve
kurallar yaln›zca kifliyi ilgilendirmekte,
kifli, dinî kurallara uygun davran›p dav-
ranmamakta özgür b›rak›lmaktad›r. Bu
nedenle lâiklik, o ülkede yaflayan herke-
se din ve vicdan özgürlü¤ü aç›s›ndan
eflitlik tan›nmas› anlam›na gelir. Lâik
devlette resmî bir devlet dini yoktur. ‹n-
sanl›k tarihi, din ile devlet aras›ndaki
iliflkiler bak›m›ndan, din ile devletin bir-
leflti¤i teokrasiler, devletin dinî örgüt-
lenmeden ayr›ld›¤›, ancak resmî bir di-
nin bulundu¤u ve di¤er dinlere karfl› bir
tutum ald›¤› yar› teokrasiler ve devlet ile
dinin tümüyle birbirinden ayr›larak, bi-
reylere din ve vicdan özgürlü¤ünün ta-
n›nd›¤› lâik devletler biçiminde evrim-
leflti. Lâiklik sözcü¤ü, Yunanca “La-
ikus” sözcü¤ünden gelir. Ruhban s›n›-
f›ndan olmayanlar için kullan›lan bu
sözcük, devletin temel ald›¤› düflünce
sisteminin biçimleniflini de¤il, yaln›zca
insanlar›n ba¤l› bulunduklar› grubun di-
nî bir nitelik tafl›mad›¤›n› belirtirdi.
Devletin ve dinin ortaya ç›kt›¤› ilk top-
lumlarda, din ve devlet, ça¤lar boyu bir-
biriyle bütünleflmifl bir örgütlenme bir-
likteli¤i içindeydi. Örne¤in; M›s›r fira-
vunlar› Tanr› say›l›rken, ‹srailo¤ulla-
r›’n›n krallar› ayn› zamanda peygamber
san›n› tafl›rd›. Antik Yunan ve Roma’da
eski krallar devletin bafl› oldu¤u gibi,
ayn› zamanda dinî önderdi ve krall›k ile
rahiplik tek kiflide birleflirdi. Toplumla-
r›n geliflmesiyle birlikte siyasî yönetim
ile dinî yönetim birbirinden ayr›lma e¤i-
limi gösterdi. Yar› teokrasi say›labilecek
olan toplumlarda da din, egemen bir ku-
rum olma özelli¤ini sürdürdü. Orta
Ça¤’›n feodal toplumlar›nda, Roma ça-
¤›ndaki din-devlet ayr›l›¤› ilkesi korun-
makla birlikte, papalar ile imparator ara-
s›ndaki erk çekiflmeleri sonucu, dinî oto-
ritenin devlet otoritesine üstünlü¤ü, dö-
neme damgas›n› vurdu. Kilise, Hristiyan
toplumunda gücünü art›r›p, siyasî erk
üzerinde de egemen olunca; devletler,
dinin koruyucusu, uygulay›c›s› ve yay›-
c›s› oldu. Kiflilerin din ve inanç özgür-
lüklerinin yok edildi¤i, engizisyon ifl-
kenceleriyle kiflilere zorla Hristiyanl›k
inançlar›n›n kabul ettirilmeye çal›fl›ld›¤›
bu teokratik bask› döneminin ard›ndan,
yeni ekonomik ve toplumsal iliflkiler ile
bilim ve teknolojideki h›zl› geliflmeler
sonucu, dinin devlet üzerindeki ege-
menli¤i giderek sars›ld›. 15.yüzy›lda
bafllayan bu süreç, önce 16.yüzy›lda di-
nî reform hareketini yaratt›. 17.yüzy›lda
mutlak monarflilerle yönetilen ulusal
birliklerde devlet, kiliseye üstünlük sa¤-
lad›. 1789 Frans›z Büyük Devrimi’yle
erke gelen yeni toplumsal güçler, de-
mokratik özgürlükler sistemini ileri sü-
rerken, buna ba¤l› olarak din özgürlü¤ü
ve eflitli¤i de öne ç›kard›lar. 1789 Devri-
mi’yle birlikte, bir yandan mutlak mo-
narflilere son verilirken, di¤er yandan
devletin dinî etkilerden ar›nmas› sa¤lan-
d›. Kilise’nin etki gücü denetim alt›na
al›nd›. ‹nsan ve Yurttafl Haklar› Bildir-
gesi, dinî inançlar da içinde olmak üze-
re, hiç kimseye düflüncelerinden ötürü
kar›fl›lamaz diyerek lâikli¤in temeli olan
düflünce ve vicdan özgürlü¤ünü yasal-
laflt›rd›. 1905’te Fransa’da ç›kar›lan Ki-
lise-Devlet Ayr›l›k Yasas›, din iflleri ile
devlet ifllerinin ayr› oldu¤unu, devletin
dine, dinin devlete kar›flamayaca¤›n› dü-
zenledi. Günümüzde ise din ile devlet
iliflkileri bak›m›ndan anayasalarda dü-
zenlenen çeflitli sistemler uygulan›r.
Özellikle I.Dünya Savafl› sonras›nda di-
nin devlet içindeki kuramsal yeri yeni-
den düzenlendi. Bu arada kimi faflist re-
jimlerde din ile devlet aras›nda belirgin
bir yak›nlaflma gözlemlendi. ‹talya ve
Avusturya’da Katolik ve Lutherci kili-
seler ulusallaflt›r›ld›. Japonya’da fiinto,
devletle özdefllefltirildi. Buna karfl›l›k
sosyalist devletlerde din kay›tlar› kald›-
r›ld›; Sovyet Rusya’da Ortodoksluk, Çe-
koslovakya ve Macaristan’da Katolik-
lik, resmî din olmaktan ç›kar›ld›. Din ve
vicdan özgürlü¤ünün ayr›lmaz bir par-
ças› olarak tanr›tan›mazl›k propaganda-
s› dinî kurumlar›n yan› s›ra serbest b›ra-
k›ld›. Bugün ço¤unlukta olan, lâiklik il-
kesidir. Daha bafllangݍta devlet ve dinin
tek bir kurum olarak örgütlendi¤i, pey-
gamberin ve halifelerin ayn› zamanda
devletin bafl› oldu¤u tam teokratik ‹slâm
devletlerindeyse din, tüm toplumsal ku-
rumlar üzerindeki belirleyicili¤ini uzun
süre korudu. Günümüzde de Suudi Ara-
bistan, ‹ran gibi ‹slâm devletlerinde te-
okratik ve yar›-teokratik anayasalar yü-
rürlüktedir.
Lâiklik
Lâik Türkiye’de millî e¤itimde dinî a¤›rl›¤a son vermek üzere Tevhid-i Tedrisat (E¤itimin
Birlefltirilmesi) Kanunu kabul edilerek kifliye din konusunda özgürlük tan›nd› ve bu
özgürlü¤ün korunmas› görevi devlet taraf›ndan üstlenildi.
Tablo: Louis Emile Pinel de Grandchamp
E¤itimde dinî a¤›rl›¤› ortadan kald›rmak amac›yla kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu
öncesi, II.Meflrutiyet y›llar›nda s›byan mektebinden bir görünüm.
L
1...,573,574,575,576,577,578,579,580,581,582 584,585,586,587,588,589,590,591,592,593,...960
Powered by FlippingBook