561
        
        
          
            Lord Curzon
          
        
        
          diplomat, bu kerameti, kendisinin iktidar mevkiine gelmesinde hayal edi-
        
        
          yordu.
        
        
          Tevfik Pafla’ya flu flekilde cevap verdim:
        
        
          Ankara, 30.1.1921
        
        
          
            ‹stanbul’da Tevfik Pafla Hazretleri’ne
          
        
        
          27.1.1921 ve 28.1.1921 tarihlerinde yazd›¤›m üç telgrafla
        
        
          yüksek flahsiyetlerine, gereken ve benimsenip uygulan-
        
        
          mas› zarurî olan bütün hususlar› aç›kl›k ve kesinlikle bil-
        
        
          dirmifl oldu¤uma inan›yorum. Buna ra¤men, 29 Ocak 1921
        
        
          tarihli telgraf›n›zda durumun daha gereken anlay›fl ve
        
        
          isabetle de¤erlendirilmemekte oldu¤unu gördüm. Duru-
        
        
          mun önemi ve zaman›n nezaketi dolay›s›yla, yüksek flah-
        
        
          siyetleri ile birlikte say›n arkadafllar›n›z›n ve özellikle Za-
        
        
          t›flahane’nin her bak›mdan bir kez daha ayd›nlat›lmalar›-
        
        
          na yard›mc› olman›z bir görev hükmüne giriyor.
        
        
          Düflünce ve de¤erlendirmelerinizden do¤ru sonuçlar al›n-
        
        
          mas›n› kolaylaflt›rmak maksad›yla Türkiye Büyük Millet
        
        
          Meclisi’nce kabul ve uygulanmakta olan Teflkilât-› Esasiye
        
        
          Kanunu’nun temel maddelerini afla¤›da oldu¤u gibi bildi-
        
        
          riyorum.
        
        
          (.........)
        
        
          
            Londra Konferans›’na Kat›lacak Olan Delegeler,
          
        
        
          
            Do¤rudan Do¤ruya Millî ‹radeyi Temsil Eden Büyük Millet
          
        
        
          
            Meclisi’nce Seçilmelidir
          
        
        
          fiimdi, arzu buyurursan›z ‹stanbul ile haberleflmeye devam edelim: Tevfik
        
        
          Pafla, 27 Ocak tarihli telgraf›nda yaz›l› olanlar› 29 Ocak günlü telgraf›yla
        
        
          yeniden bildirdi. Bakanlar Kurulu Baflkanl›¤›’ndan flu cevap verildi:
        
        
          Ankara, 30.1.1921
        
        
          
            ‹stanbul’da Tevfik Pafla Hazretleri’ne
          
        
        
          ‹tilâf Devletleri politikas›nda Türkiye lehine görülen son
        
        
          geliflmeler, milletin fedakârca azminin eseridir. Türkiye
        
        
          Büyük Millet Meclisi’nin Sévres Antlaflmas›’n› tümüyle
        
        
          reddetmesi üzerine ortaya ç›kan flu durumdan, millî ç›kar-
        
        
          lar›m›za en elveriflli sonuçlar›n elde edilmesi, Londra Kon-
        
        
          ferans›’na kat›lacak delegelerin do¤rudan do¤ruya millî
        
        
          iradeyi temsil eden Büyük Millet Meclisi’nce seçilmifl ve
        
        
          gönderilmifl olmas›yla mümkündür. U¤ursuz Sévres Ant-
        
        
          laflmas›’n› imzalam›fl bir heyetin varisleri durumunda olan
        
        
          Heyetiniz delegelerinin, vatan ve millet için yararl› olan
        
        
          sonuçlar› elde edebilmeleri mümkün de¤ildir. Bu bak›m-
        
        
          dan, vatan›n yüksek ç›karlar›n› düflünerek bu bar›fl görüfl-
        
        
          melerinde Büyük Millet Meclisi delegelerini millî birli¤i
        
        
          tam olarak gösterecek bir flekilde serbest b›rakmakl›¤›n›z
        
        
          gerekir. Bundan dolay›, bir taraftan önceki tebligat›m›zla
        
        
          ilgili görüflmeleri takip ve yürütmekle birlikte, bir yandan
        
        
          da afla¤›daki kararlar› derhal kabul ederek yerine getir-
        
        
          meniz rica olunur:
        
        
          1- Londra Konferans›’na kat›lacak Türkiye heyeti, yaln›z
        
        
          Türkiye Büyük Millet Meclisi taraf›ndan seçilecek ve
        
        
          gönderilecektir.
        
        
          2- Bu delegeler heyeti ile birlikte gitmesini gerekli gördü-
        
        
          ¤ünüz baz› uzman müflavirlerle gerekli evrak ve belge-
        
        
          ler, taraf›n›zdan haz›rlanacak ve heyete kat›lmak üze-
        
        
          re yola ç›kar›lacakt›r.
        
        
          3- Bizim taraf›m›zdan gönderilecek delegeler heyetinin,
        
        
          bütün Türkiye’yi temsil edecek tek heyet oldu¤unu da
        
        
          ‹tilâf Devletlerine bildireceksiniz.
        
        
          4- Vaktin darl›¤› dolay›s›yla kesin ve son olarak al›nan bu
        
        
          kararlar›n kabul edilmemesi hâlinde, vatan ve milletin
        
        
          selâmeti ad›na do¤acak tarihî sorumluluk tamamen
        
        
          heyetinize ait olacakt›r.
        
        
          Bakanlar Kurulu Baflkan›
        
        
          
            Fevzi
          
        
        
          (.........)
        
        
          K›sacas›, sayg›de¤er Efendiler, görülüyor ki, Tevfik Pafla ve arkadafllar›y-
        
        
          la, temelde, düflünce ve görüfllerde anlaflmak mümkün olam›yordu. Niha-
        
        
          yet, konu Meclis’e getirildi.
        
        
          Meclis’e iki teklifte bulundum. Birisi memleketin durumunu ve milletin ga-
        
        
          yesini ‹stanbul’a aç›kça bildirmek; ikincisi, ayr›ca davet yap›ld›¤›nda
        
        
          Londra’ya müstakil bir heyet göndermekti. Her iki teklifim de kabul edildi.
        
        
          Efendiler, Meclis’in görüfl ve karar›n› Tevfik Pafla’ya bildiren telgraf aynen
        
        
          flöyleydi:
        
        
          
            Tevfik Pafla’n›n Teklifleri Karfl›s›nda
          
        
        
          
            Büyük Millet Meclisi’nin Karar›
          
        
        
          Londra Konferans›’na davet dolay›s›yla, Türkiye Büyük Millet Meclisi Bafl-
        
        
          kan› Mustafa Kemal Pafla Hazretleri ve Bakanlar Kurulu Baflkan› Fevzi Pa-
        
        
          fla Hazretleri ile ‹stanbul’da Tevfik Pafla Hazretleri aras›ndaki telgraf ha-
        
        
          berleflmeleri, Genel Kurul’da okunmak suretiyle Meclis’e bilgi verildi. Tev-
        
        
          fik Pafla Hazretleri taraf›ndan ileri sürülen görüfller, memleketin bugün-
        
        
          kü durumu üzerinde kendilerinin aç›k bir görüfle varmaktan pek uzak ol-
        
        
          duklar›n›, bize üzüntüyle gösterdi. ‹stanbul’da ateflkes antlaflmas›ndan
        
        
          beri iki türlü hükûmet birbirini takip etmifltir. Biri Damat Ferit’in baflkan-
        
        
          l›¤› alt›nda, çeflitli kimselerin kat›lmas›yla kurulan hükûmetler ki, her ne
        
        
          pahas›na olursa olsun, ‹tilâf Devletleri’ne karfl› mutlak olarak boyun e¤-
        
        
          me düflüncesini temsil etmifl ve memleketin kendi hâkimiyet haklar›n› de-
        
        
          vam ettirmek için yapt›¤› sürekli fedakârl›klar›, düflmanlarla birlikte çal›fl-
        
        
          mak suretiyle sonuçsuz b›rakmay› özel bir politika hâline getirmiflti. Bu
        
        
          düflüncenin pefline tak›lanlar, memleketin kötülük ve hainli¤e elveriflli ne
        
        
          kadar nankör evlâd› varsa, hepsini k›flk›rtarak ve silâhland›rarak millî sa-
        
        
          vunmaya kendilerini adayan vatanseverler aleyhine hiç durmadan kul-
        
        
          land›lar. ‹slâm fleriat› ad›na yay›mlanan sahte fetvalar›n, mîrimîran (bey-
        
        
          lerbeyi) unvan› ile mükâfatland›r›lan Anzavurlarla, vatan›n ba¤›ms›zl›¤›
        
        
          ve savunmas› aleyhine, etrafa gönderdi¤i maddî ve manevî zehir ve fesat
        
        
          kuvvetlerine karfl›, Anadolu aylarca çarp›flmaya mecbur oldu. Onlar, düfl-
        
        
          manlar hesab›na cephelerimizi kaç defa arkadan vurdular. Müslümanl›¤›n
        
        
          ilk asr›ndan beri fleref ve hak din ad›na cihat eden milletimiz, tarihimizin
        
        
          ilk günlerinden beri, devlet ve memleket ne zaman tehlikeye düflmüflse,
        
        
          kan›n› bol bol ak›tmaktan geri durmayan milletimiz, bu defa muazzam va-
        
        
          tandan arta kalan son parçada, son kaleye çekilmifl, en son savunmas›n›
        
        
          yaparken, hükûmet ad›n› alan heyetler, düflmanlar hesab›na, düflman saf-
        
        
          lar› aras›nda kendi milletleri aleyhine çal›fl›yorlard›. Bizans’›n son günle-
        
        
          rinde, Fatih’in teslim davetine karfl›, “Allah’›n bana bir emaneti olan bu
        
        
          memleketi, ancak Allah’a teslim ederim” diyen son Bizans ‹mparato-
        
        
          ru’nun taht›na varis bir hanedandan gelen bugünkü halife ve sultan›n hü-
        
        
          kûmeti, esir olmamak isteyen milleti, kendi eliyle ba¤layarak düflmanlara
        
        
          teslim etmeye çal›fl›yordu. Bu birinci safha, o hükûmetlerin ve onlarla bir-
        
        
          likte olanlar›n bozguna u¤ramas›yla son buldu. ‹kinci türlü hükûmet, Tev-
        
        
          fik Pafla’n›n baflkanl›k ettikleri heyettir. Bunlar, gaye bak›m›ndan Anado-
        
        
          lu savunmas›na taraftar olduklar›n› söylemekle birlikte, icraat bak›m›n-
        
        
          dan, memleketin samimî olarak elde etmek istedi¤i bar›fla asla affedilme-
        
        
          yecek bir gaflet ve inatla engel olmakta devam ediyor. Saltanat flûras›n-
        
        
          da ‹tilâf Devletleri’nin uzatt›¤› esaret belgesini aya¤a kalkarak ve sayg›
        
        
          göstererek kabul ve imza eden devlet adamlar› ve Âyan üyeleri, bütün
        
        
          memlekette hiçbir hak ve yetkiyi temsil etmeyen geçersiz bir kuvvet du-
        
        
          rumundad›r. Anadolu ve ‹stanbul, istiklâl ile esaretin, hürriyet ile mahkû-
        
        
          miyetin birbirine z›t ve ters düfltü¤ü iki ayr› parça hâlinde kalm›flt›r.
        
        
          Biz, memleketin esir edilmifl, iradesini kaybetmifl parças›n›, hür ve müs-
        
        
          takil olan k›sma katmak istiyoruz. ‹stanbul’un devlet adamlar›, bütünü
        
        
          oluflturan ve bütün bir düflmanl›k dünyas›na karfl› kendini fleref ve meta-
        
        
          netle savunan hür k›sm›, esir ve mahkûm durumdaki küçük parçaya ba¤-
        
        
          lamak ve katmak istiyorlar. Bütün Anadolu’yu, hürriyet ve istiklâline âfl›k
        
        
          bütün memleket çocuklar›n› ve bugünkü zulüm görmüfl ‹slâm dünyas›n›n
        
        
          ruhunu temsil eden Büyük Millet Meclisi, ‹stanbul’un hasta ve hürriyetten
        
        
          yoksun bir heyetine boyun e¤meyi, hiçbir zaman kabul edemez.
        
        
          ▲