001-321emin.QXD - page 584

552
Lâiklik
L‹KL‹K
«Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1931 tarihli Kurultay›’nda lâiklik ilkesi, partinin al-
t› temel ilkesinden biri olarak kabul edilmifltir. 5 fiubat 1937 tarihinde ve 3115 say›-
l› kanunla Anayasa’n›n 2. maddesine bu alt› ilke konularak, lâiklik, Türk Devleti’nin
bafll›ca niteliklerinden biri olmufltur. Bundan böyle Türkiye Büyük Millet Meclisi lâ-
ikli¤e ayk›r› bir kanun ç›karamayacakt›. Ayn› kanun, Anayasa’n›n 75. maddesinde
yer alan “Hiçbir kimse mensup oldu¤u din, mezhep, tarikat ve felsefî içtihad›ndan
dolay› muaheze edilemez.” cümlesini, tarikat kelimesini ç›kararak de¤ifltirmifltir.
Lâiklik ilkesinin uygulanmas›, dinin girmifl oldu¤u sahalardan tasfiyesini anla-
t›r. Eski ve dinî kurallara ba¤l› kurumlar kald›r›lm›fl, yerlerine modern ve lâik ku-
rumlar getirilerek Tanzimat’tan beri Osmanl› ‹mparatorlu¤unda göze çarpan ku-
rumlarda ikilik durumuna son verilmifltir.
Bütün Atatürk Devrimlerini incelersek görürüz ki bunlar ya lâikli¤in gerçeklefl-
mesi için yap›lm›fl, ya lâikli¤in gerçekleflmesi sonucu ile mümkün olmufl, veyahut da
lâiklik ilkesi’nin rehberli¤inde olmufltur. Lâikli¤i gerçeklefltiren Devrimler veya lâ-
iklikle ilgili Devrimler, Türk toplumunu ça¤dafl uygarl›k seviyesine ulaflt›rma ve
onun bu yüksek uygarl›k seviyesini devam ettirme amac›n› gütmüfltür.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda iktidar›n kayna¤› halk de¤ildi. Atatürk, Osmanl› ‹m-
paratorlu¤u’nun teokratik yap›s›na ba¤l› ümmetçili¤in ve bunu yaflatan zihniyet ve
kurumlar›n yerlerine milletin varl›¤›, Millî ‹rade ve Millî Egemenlik gerçek ve pren-
siplerini koyarken modern ve demokratik bir devlet hâline gelmemizin temellerini
atm›fl oluyordu. Lâik ve millî bir Cumhuriyet rejimi kurulmakla hem kifli, zümre ve
hanedan›n devlet içinde bütün durumu reddediliyor ve hem de devlet, dinî kuralla-
ra ba¤l› kalmaktan kurtuluyordu. Atatürk devrinde lâikli¤in gerçeklefltirilmesi kifli-
nin, toplumun ve devletin dinî zihniyet ve dinî kurumlar›n bask› ve vesayetinden
kurtulmas›n›, insanc› ve ak›lc› düflünce sisteminin toplumda yer almas›n›, Teokra-
si’nin sona ermesini, din ve vicdan hürriyetinin tan›nmas›n› sa¤lam›flt›r. Gerici dinî
çevreler ayn› zamanda monarfli rejimini desteklediklerinden, lâiklik ilkesinin uygu-
lanmas› Türkiye’de demokratik düflüncenin geliflimini ve bu geliflimi destekleyen
gruplar›n ço¤almas›n› sa¤lam›flt›r.
Atatürk Devrimlerine olan muhalefetin bafll›ca niteli¤i, Osmanl› ‹mparatorlu¤u
devrindeki ›slahat hareketlerine olan muhalefetten çok farkl› olmay›fl›yd›. Devrim-
lere yap›lan hücumlar ve yer yer meydana gelen olaylar, bafll›ca din aç›s›ndan ya-
p›lm›flt›r. Millî ve lâik bir cumhuriyetle ba¤daflamayan, böyle bir rejimi devirmek is-
teyen ve yap›lan Devrimleri, dinin elden gitmesi fleklinde yorumlayan çevrelerle
mücadele çok çetin olmufltur. Fakat sür’atli ve kesin hareketlerle bu gibi olaylar
bast›r›lm›flt›r.”
(………)
Lâiklik ilkesi, devlet ve dinin ayr›m›yla ve devletin dinî kurallara dayanmama-
s›yla tam aç›klanamaz. Lâiklik ilkesi, ayn› zamanda kifliye din konusunda hürriyet
tan›nmas› ve bu hürriyetin korunmas›d›r. Dinî inanc›ndan dolay› kiflinin ayk›r› mu-
ameleye tâbi tutulmamas›d›r ve kanun önünde bütün kiflilerin din ayr›l›¤› güdül-
meksizin eflit olmas›d›r. Bu bak›mdan lâiklik, din konusunda “kifli”nin hürriyetinin
di¤er kifliler, toplum ve devlet taraf›ndan tan›nmas›, hürmet edilmesi ve müeyyide-
lerle korunmas›d›r. Gerçek lâik zihniyet “kifli”, “toplum” ve “devlet” ayr›m›n› ya-
parak totaliter düflünce sisteminin d›fl›ndad›r.
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk devrinde, lâik bir devlet olarak vatandafla din
hürriyeti tan›d›¤› gibi, vatandafllar›n birbirileriyle olan münasebetlerinde din konu-
sunda yap›labilecek bask› ve müdahaleleri önlemek ödevini de üzerine alm›fl olu-
yordu. Bu bak›mdan devlet, kiflinin din ve vicdan hürriyetini tan›yarak kendini s›n›r-
l›yor ve ayn› zamanda bu hürriyeti di¤er kifliler ve kurumlara karfl› korumayla da
ödevlendiriliyordu. Öyleyse devlet, din hürriyetini ihlâl edecek hareketleri s›n›rla-
mak sorumlulu¤unu üzerine al›yordu.
Lâik zihniyet, Atatürk’ün kesin olarak uygarl›k alan›n› de¤ifltirme amac›na ve
Türk toplumunu ça¤dafl toplum seviyesine ulaflt›rmak için yapt›¤› mücadeleye ön-
derlik etmifl zihniyettir.
Atatürk devrinde teknik ve ekonomik kalk›nmam›z için bütün ileri Bat› ülkele-
rinden bu konularda bilgi edinmeye çal›fl›lm›flt›r. Fakat siyasî rejim ve fikir hayat›-
m›z›n gelifliminde aç›k toplum olan Bat›l› ülkeler, Atatürk Devrimi’nin ilham ve bil-
gi kayna¤› olmufltur.
Atatürk Türkiyesi’nde saltanat› tutan dinî görüfl, toplum üzerinde etki yapama-
yacak duruma getirilmifltir. Devrimler kolektif bir mahiyette olmalar›na ra¤men,
Türk toplumunun seviyesini yükselterek kiflisel anlay›fl ve davran›fla imkân veren
ve bunlar› gelifltiren ortam› haz›rlam›flt›r. Atatürk ilkeleri, Türkiye’nin ileri ve hür
bir toplum olma ve öyle yaflama özlemi ve amac›n› güden ilkelerdir. Lâikli¤in ger-
çekleflmesinde kifliye, kendisine ait olan vicdan konusunda hürriyet tan›n›rken, ki-
fliyi bu konuda hür b›rakmak istemeyen bat›l inançlarla mücadele edilmifltir. Din ve
vicdan hürriyetinin bulunmad›¤› toplumlarda di¤er haklar da tehlikeye düflmüfl de-
mektir. Lâiklik, ço¤unlu¤un dini olursa olsun, az›nl›¤›n da din ve vicdan hürriyetinin
tan›nmas› ve müeyyidelerle korunmas› anlam›n› da ifade eder. Öyleyse lâik zihni-
yet, ayn› zamanda ço¤unlukta veya az›nl›kta olan bir zümre’nin toplumu vesayeti
alt›na almas›na karfl› koyan, o topluma aç›k toplum niteli¤i veren ve bu niteli¤i de-
vam ettiren zihniyettir.
Atatürk’ün lâiklik anlay›fl› ve uygulay›fl›, dini inkar ve dinsizli¤i teflvik de¤il, di-
ni kendisine has meselelerle meflguliyete davettir. Dinin toplumu vesayeti alt›na
alma iste¤ine karfl› koyufltur. Dini yok etmek de¤il; dini, içine girmifl oldu¤u dar ka-
l›ptan, kendisine ait olmayan meselelerle u¤raflmaktan kurtar›p kesin Bat›l›laflma
azminde olan Türk toplumuna gerçek yerini bulma imkân›n› vermektedir.
Din, bir inanç olarak yaflamay› kabul etti¤i zaman lâiklik ilkesi ihlâl edilmez.
Ayd›n din adam›, kendisini inançla meflgul eden ve bu konuda etraf›n› ayd›nlatan
adamd›r. Lâiklik ilkesinin uygulan›fl›, böyle din adamlar›n›n mevcudiyetine mâni de-
¤ildir, bilâkis onlara gereken ortam› haz›rlam›flt›r. Mücadele, Atatürk devrinde ve
bugün de ayd›n din adamlar›na karfl› de¤il, dini gericilik sembolü hâline getirmifl
olan yobazlara karfl›d›r. Din, yobazlar›n elinde istismar edilmekten kurtulursa ve
ayd›n din adamlar›, geliflen dünyay› anlayarak din meselelerini ele al›r ve anlat›r-
larsa din, ilerlemekte olan Türk toplumunda gerçek yerini bulur.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u devrinde yap›lan ›slâhatlar Osmanl› toplumu üzerinde
dinin vesayetini yok edememifltir. Atatürk devrimlerin birço¤unu lâik bir aç›dan ve-
ya lâikli¤i gerçeklefltirmek için yapm›fl ve Türk toplumunu dinin vesayetinden kur-
tarmak amac›n› gütmüfltür. Bat›l inançlar› topluma hâkim k›lmak ve toplumu dinin
vesayeti alt›nda tutmak isteyen çevrelerle yap›lan bu mücadelede kesin bat›l›lafl-
ma karar›nda olan grup muvaffak olmufltur. Atatürk devrimleri ve bilhassa lâikli¤in
gerçeklefltirilmesi için yap›lan çabalar, Türk toplumuna, onu aç›k toplum olmaya
yöneltecek fikirlerin daha genifl çapta girmelerini sa¤lam›flt›r. Bu bak›mdan Plura-
list düzeni, aç›k Türk toplumunu ve anayasa rejimini tam anlam›yla gerçeklefltire-
cek zihniyetin kuvvetlenmesi mümkün olmufl ve s›n›rs›z yay›lma arzusu gösteren
kurum ve zihniyetlerle çarp›flan ortam meydana gelmifltir.
Atatürk ilkeleri, sadece bir oluflun, yap›lm›fl, getirilmifl olan yeniliklerin ifade-
si ve onlar›n korunmas› de¤il, kendilerini daima ileriye, yeniye, iyiye ve ayd›nl›¤a
götürecek niteliktedirler. Öyleyse lâiklik ilkesi, Atatürk Devrimlerinin nedenini ve
hangi aç›dan yap›ld›¤›n› anlat›rken, bugün Türk toplumunun aç›k toplum olma azmi-
ne karfl› gelen zihniyetlerle mücadele imkân›, gücünü ve bu mücadelede lâz›m ge-
len düflünce sistemini bize vermifl oluyor. Atatürk’ün Türk toplumunu dinin vesaye-
tinden kurtarmak u¤runa yapt›¤› mücadeleden sonra; gerici din anlay›fl›n›n ve di-
¤er afl›r› sa¤ veya sol fikirlerin Türkiye’ye hâkim olmamalar› için gereken mücade-
leyi yapmaya bugün herhalde daha haz›rl›kl›y›z.
Lâiklik, rasyonel gerçe¤e, denemeye, araflt›rmaya dayanan ve ileriye götüren
zihniyetin Türk toplumunda yer almas›n› sa¤lam›flt›r. Bu bak›mdan lâiklik ilkesi ile
aç›k toplum ve demokrasi aras›nda do¤rudan do¤ruya bir ba¤lant› vard›r. Lâiklik il-
kesi, fikir vesayetini reddeden, çok yönlü düflünceyi mümkün k›lan ak›lc› ve insan-
c›l düflünce sistemini Türk toplumuna getirmifltir. Lâiklik, Atatürk Devrimlerinin te-
mel ilkesidir.
Kaynak : Suna Kili, Atatürk ve Lâiklik, Belgelerle Türk Tarihi, Say› 26, Kas›m 1969, s.14.
1...,574,575,576,577,578,579,580,581,582,583 585,586,587,588,589,590,591,592,593,594,...960
Powered by FlippingBook