546
        
        
          
            Kuvâ-yi Milliye (Millî Kuvvetler)
          
        
        
          (.........)
        
        
          
            Refet Pafla, Salihli ve Ayd›n Cephelerine
          
        
        
          
            Komutan Olarak Gönderiliyor
          
        
        
          Kâz›m Pafla, Bal›kesir bölgesinde cephe kurmaya ve duruma hâkim
        
        
          olmaya çal›fl›yordu. Salihli ve Ayd›n Cepheleri’ndeki sevk ve idarenin
        
        
          askerî bir düzene sokulmas› gerekiyordu. Buraya, az çok tan›nm›fl bir
        
        
          askerin gitmesi lâz›md›. Elimizde yararlanabilece¤imiz komutan ola-
        
        
          rak Konya’da bulunan Refet Pafla vard›. Konya’daki kolordunun bafl›-
        
        
          na Fahrettin Bey (Müfettifl Fahrettin Pafla Hazretleri) geçmifl bulunu-
        
        
          yordu. Bundan dolay›, Ayd›n Kuvâ-yi Milliye Komutanl›¤›’n› yürütmek
        
        
          üzere cepheye hareketini Refet Pafla’ya, Ankara’ya dönmesini de Ali
        
        
          Fuat Pafla’n›n kendisine yazm›flt›k.
        
        
          Refet Pafla’n›n Nazilli’ye vard›¤› anlafl›ld›ktan sonra da Genelkurmay
        
        
          Baflkanl›¤›’na gelmifl olan Cevat Pafla’dan, geçen savaflta tecrübe
        
        
          görmüfl genç kurmaylardan seçilecek dört befl subay›n, Nazilli’ye,
        
        
          Refet Pafla’n›n yan›na gönderilmesini rica ettim. Bu durumu Refet
        
        
          Pafla’ya da bildirdim.
        
        
          
            Refet Pafla, Demirci Efe’nin Emrine Giriyor
          
        
        
          Efendiler, Nazilli’ye giden Refet Pafla, Demirci Mehmet Efe’den komu-
        
        
          tay› almaya gerek ve bunda bir yarar görmemifl; kim bilir ve belki de
        
        
          komuta kendisine teslim edilmemifl. Demirci Efe’n›n emrinde kurmay
        
        
          gibi görev yapmay› daha yararl› ve uygun bulmufl... Refet Pafla bunu
        
        
          bize bildirdi. Bölge flartlar›n› yak›ndan görmüfl bir zat›n karar›n› de-
        
        
          ¤ifltirmek çok defa güçtür. Çünkü, gerçekten Refet Pafla’n›n gördü¤ü
        
        
          ve tercih etti¤i gibi, Efe’nin komutas›n› devam ettirmekte ve ona
        
        
          yard›mc› olmakta yarar vard› yahut da Refet Pafla, o cephenin komu-
        
        
          tas›n› herhangi bir sebeple ele alam›yordu. Her iki ihtimale göre de,
        
        
          “mutlaka komutay› al” diye emir vermek, anlams›z olurdu.
        
        
          As›l gariplik bundan sonra görüldü. Bir süre sonra, Refet Pafla, Nazil-
        
        
          li’de gözden kayboldu. Birkaç gün sonra, Bal›kesir’de oldu¤unu, bir-
        
        
          tak›m yabanc› subaylarla iliflkiye girip girmemesini bizden sormas›
        
        
          dolay›s›yla anlad›k.
        
        
          22 Aral›k l919 tarihinde verdi¤imiz cevapta: “Millî teflkilâta ba¤l› bu-
        
        
          lunanlar›n, özellikle Heyet-i Temsiliye üyesi olarak tan›nm›fl olmala-
        
        
          r› dolay›s›yla, kendisinin yabanc›larla hiçbir flekilde iliflki kurmas›n›
        
        
          istemedi¤imizi” bildirdik. Refet Pafla, yine ortadan kayboldu. Nihayet
        
        
          bir gün Bursa’dan, Refet imzal› k›sa bir telgraf ald›k: “‹stanbul üze-
        
        
          rinden, Bursa ya geldim.”
        
        
          Bu telgraf›n ne demek oldu¤unu bir türlü anlayam›yordum. Refet Pa-
        
        
          fla’n›n ‹stanbul ile ne iliflkisi vard›? Bir de “Nazilli-Bal›kesir-Bursa”
        
        
          yolu ‹stanbul’dan m› geçer? Bu bilmeceyi bir türlü çözemedim. So-
        
        
          nunda mesele anlafl›ld›.
        
        
          Refet Pafla, Nazilli’den ayr›ld›ktan ve Bal›kesir’de Kâz›m Pafla’ya u¤-
        
        
          rad›ktan sonra, Band›rma’ya inmifl; oradan da bir Frans›z torpidosuy-
        
        
          la ‹stanbul’a gitmifl; orada baz› arkadafllar›yla görüflmüfl; daha sonra
        
        
          da Bursa’ya dönmüfl...
        
        
          Efendiler, bu bilmeceyi hâlâ çözemiyorum. Beni bunda mazur göre-
        
        
          ce¤inizi umar›m.
        
        
          Refet Bey’in yerine, bir ‹ngiliz gemisi ile Samsun’a gelen Salâhattin
        
        
          Bey’in gönderildi¤ini, ayn› gemi ile Refet Bey’in ‹stanbul’a dönmesi-
        
        
          nin istendi¤ini ve bunun üzerine gitmeyip istifa etti¤ini, ‹stanbul Hü-
        
        
          kûmeti’nin benimle birlikte kendisinin de yakalanarak ‹stanbul’a
        
        
          gönderilmemiz için her tarafa emir verdi¤ini biliyorsunuz. Bu kadar
        
        
          çok bilinmeyeni çözememek, cebir bilenlerce pek ba¤›fllanmazsa da,
        
        
          benim bu noktada acze düfltü¤ümü itiraf ederim. Gerçi; Ferit Pafla
        
        
          Kabinesi yerine Ali R›za Pafla Kabinesi geçmiflti. Fakat, yeni kabine-
        
        
          nin haber alma ve yürütme vas›talar›n›n öncekinin ayn› oldu¤unu bi-
        
        
          liyoruz.
        
        
          Efendiler, Refet Pafla’n›n bu hafif hareketi, Ayd›n ve Salihli Cephele-
        
        
          rinde, düzenli bir ordunun teflkiline kadar, ciddî bir sevk ve idare ku-
        
        
          rulamamas›na sebep oldu.
        
        
          (.........)
        
        
          Efendiler, b›rakt›¤›m›z noktaya, yani Bat› Cephesi’ne dönüyorum. Ge-
        
        
          diz Muharebesi’nden, onun maddî ve manevî can s›k›c› sonuçlar›n-
        
        
          dan sonra, Fuat Pafla’n›n cephe üzerindeki komutanl›k etki ve otori-
        
        
          tesi sars›lm›fl gibi görünüyordu. Kendisini komutadan çekmeyi zaru-
        
        
          rî saymaya bafllad›m. Tam bu s›rada, Fuat Pafla, Ankara’ya gelip gö-
        
        
          rüflmek üzere 5 Kas›m 1920 tarihli bir flifre ile izin istedi. Cevap ola-
        
        
          rak 6 Kas›m’da Ankara’ya gelmesinin uygun olaca¤›n› bildirdim. Fuat
        
        
          Pafla aleyhindeki dedikodu ve Kuvâ-yi Seyyare’nin varl›¤›n›n orduda-
        
        
          ki disiplinsizli¤e yol açan kötü etkileri o kadar hissedilmeye baflla-
        
        
          m›flt› ki, 7 Kas›m tarihinde Ali Fuat Pafla’ya, hemen Ankara’ya gelme-
        
        
          sini emretmeyi gerekli buldum.
        
        
          
            Ali Fuat Pafla’n›n Moskova Büyükelçili¤ine Atanmas› ve
          
        
        
          
            Cephenin ‹kiye Ayr›lmas› Karar›
          
        
        
          Efendiler, art›k Ali Fuat Pafla’n›n Bat› Cephesi’ne komuta edemeyece-
        
        
          ¤ine inanm›flt›m. O günlerde Moskova’ya da bir elçilik heyeti gönder-
        
        
          memiz gerekiyordu. O halde, Fuat Pafla, büyükelçi olarak Moskova’ya
        
        
          gidebilirdi. Bat› Cephesi de çok ciddî ve dikkatli bir çal›flma bekledi-
        
        
          ¤inden, bu cephe komutanl›¤›n› da, zaten genel askerî harekât› yü-
        
        
          rütmekte olan Genelkurmay Baflkan› ‹smet Pafla’ya ek görev olarak
        
        
          vermek, en süratli ve uygun bir tedbir olacakt›. Bir yandan da gerek
        
        
          iç isyanlara ve direnmelere karfl›, gerek savafl harekât› aç›s›ndan
        
        
          kuvvetli bir süvari teflkilât›na duyulan ihtiyaç aç›kt›. S›rf bu teflkilât›
        
        
          kurabilmek için de ‹çiflleri Bakan› olan Refet Bey’e (Refet Pafla) ek
        
        
          olarak bu görevi de vererek kendisini Konya ve dolaylar›na gönder-
        
        
          meyi uygun buluyordum. Çünkü Refet Pafla, zaman zaman çeflitli se-
        
        
          beplerle Konya’ya, Denizli’ye gitmifl, Bat› Cephesi’nin güney kesimi
        
        
          ile ilgilenmifl ve o kesimle ilgisi bulunan bölgeleri tan›m›fl bulunuyor-
        
        
          du. O halde konuyu flöyle çözebilirdim: Cepheyi ikiye ay›rmak; önem-
        
        
          li kesimleri içine alan alan› Bat› Cephesi diye adland›rarak ‹smet Pa-
        
        
          fla’n›n komutas›na vermek; güney kesimini de Konya ve dolaylar›na
        
        
          gönderece¤im Refet Pafla’ya vererek, her iki cepheyi birden do¤ru-
        
        
          dan do¤ruya Genelkurmay Baflkanl›¤› makam›na ba¤lamak...
        
        
          (………)
        
        
          
            Süratle Düzenli Ordu ve Büyük Süvari Birlikleri Kurma
          
        
        
          
            ve Düzensiz Teflkilât Fikir ve Siyasetini Y›kma Karar›
          
        
        
          Efendiler, 8 Kas›m 1920’de, Fuat Pafla Ankara’ya geldi. Karfl›lamak
        
        
          için bizzat istasyonda bulunuyordum. Pafla’y› omuzunda bir filinta
        
        
          oldu¤u halde Kuvâ-yi Milliye k›yafetinde gördüm. Bat› Cephesi Komu-
        
        
          tan›’na bu k›yafeti benimseten düflünce ve zihniyet ak›m›n›n bütün
        
        
          Bat› Cephesi üzerinde ne kadar etkili oldu¤unu anlamak için art›k te-
        
        
          reddüde yer kalmam›flt›. Onun için Fuat Pafla’ya k›sa bir görüflmeden
        
        
          sonra, alabilece¤i yeni görevi söyledim. Memnuniyetle kabul etti. Ay-
        
        
          n› günün gecesi ‹smet ve Refet Paflalar› da davet ederek yeni duru-
        
        
          mu ve görevlerini kararlaflt›rd›k. Kendilerine verdi¤im kesin direktif,
        
        
          “Süratle düzenli ordu ve süvari birlikleri meydana getirmekten” iba-
        
        
          retti. Böylece 1920 y›l› Kas›m›n›n sekizinci günü “düzensiz teflkilât fi-
        
        
          kir ve siyasetini y›kma karar›” faaliyet ve uygulama alan›na konul-
        
        
          mufl oldu.
        
        
          
            Nutuk : s.165, 195, 343.
          
        
        
          KUVÂ-Y‹ M‹LL‹YE
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA