turkce sozluk - page 120

kaç kifli gitmek istedi.
birkaç›
ad.
Az say›da kifli, fley:
Birkaç› git-
mek istedi.
birler
ç. a. mat.
Ondal›k say› sistemine gö-
re bir tam say›da sa¤daki ilk say›n›n bu-
lundu¤u basamak.
birleflen
ön a. mat.
Birbirini kesen, bir
do¤ruda birleflen (do¤ru, yay).
birleflik, -¤i
a.
Bir araya gelmifl, aralar›nda
birlik oluflturulmufl olan.
birleflik ad
a. dlb.
‹ki ya da daha çok söz-
cü¤ün birleflip kaynaflmas›yla oluflan
yeni anlamdaki ad, birleflik isim:
yeryü-
zü.
birleflik eylem
a. dlb.
Birden çok sözcü¤ün
birleflip kaynaflmas›yla oluflan eylem,
birleflik fiil:
uyuyakalmak.
birleflik kap, -b›
a. fiz.
Alt bölümünden bir-
lefltirilmifl kaplardan her biri.
birleflik sözcük, -¤ü
a. dlb.
Aralar›na ek
girmeyecek kadar kal›plaflm›fl birden
çok sözcü¤ün birleflip kaynaflmas›yla
oluflan yeni anlamdaki sözcük, birleflik
kelime:
mirasyedi (miras yedi), birbiri
(biri biri).
birleflik tümce
a. dlb.
Bir temel tümcecik
ile bir ya da daha fazla yan tümcecikten
oluflan tümce, birleflik cümle.
birleflik zaman
a. dlb.
Basit zamanl› ve çe-
kimli bir eylemin –di’li geçmifl zaman, -
mifl’li geçmifl zaman ve flart kipi eklerin-
den birini alarak bildirdi¤i zaman:
geli-
yordu, gidermifl, okursa.
birleflmek
(nsz., -le)
1.
Tek bir bütün olufl-
turmak, bütünleflmek:
Gökle denizin
birleflti¤i nokta k›pk›rm›z›yd›.
2.
Bir ara-
ya gelmek, buluflmak:
Bu yol, biraz ile-
ride ana yolla birlefliyor.
3.
Ayn› görüfl-
te, ayn› düflüncede olmak:
Al›nmas› ge-
reken önlemler konusunda sizinle birle-
fliyorum.
birlefltirici
ön a.
1.
Birli¤i, uzlaflmay› sa¤-
layan:
Birlefltirici bir tutum tak›nd›.
2.
‹ki ya da daha çok nesneyi birlefltiren.
birlefltirmek
(-i, -le)
1.
Bir araya getirmek,
toplamak:
K›r›lan parçalar› yap›flkanla
birlefltirdi.
2.
Yak›nlaflt›rmak:
fiu san-
dalyeleri birlefltirin.
3.
Ba¤lamak:
Bu
yol, kasabam›z› il merkeziyle birlefltirdi.
birli
a.
Domino, okey ve oyun k⤛tlar›nda
üzerinde bir iflareti bulunan tafl ya da
k⤛t; as; bey.
birlik, -¤i
a.
1.
Efli, benzeri bulunmama;
tek olma durumu:
Tanr›’n›n birli¤i.
2.
ön
a.
Bir tane alabilen, bir taneden olufl-
mufl.
3.
Bir araya gelmifl olma, birlefl-
mifl olma durumu:
Atatürk, Türk ulusu-
nun birli¤ini sa¤lam›fl bir önderdi.
4.
Ba¤l›l›k:
kültür birli¤i.
5.
Belli bir toplu-
lu¤un ç›karlar›n› savunmak, sesini du-
yurmak için çal›flmalar yapan dernek:
yazarlar birli¤i.
6.
müz.
En büyük de¤er-
deki nota.
7.
ask.
Alay, tabur ya da bö-
lük gibi bir bütün say›lan ve bir komuta-
n›n yönetiminde olan topluluk:
Bu göre-
vi bizim birlik gerçeklefltirecek.
birlikte
be.
1.
Bir arada, beraberce:
Birlik-
te sinemaya gittik.
2.
Yan›nda, berabe-
rinde:
Kitaplar›n›z› da birlikte getirin.
birliktelik, -¤i
a.
Birlikte olma durumu, be-
raberlik.
bir parmak, -¤›
a.
ve
ön a.
1.
Parmak
ucuyla al›nan miktar.
2.
Çok küçük (ço-
cuk).
birtak›m
ön a.
(ço¤ul adla birlikte) Belirsiz
bir çoklu¤u belirtir, kimi, baz›:
Birtak›m
insanlar çevreyi kirletmeyi sürdürüyor.
bir terimli
ön a. mat.
Aralar›nda yaln›zca
çarpma, bölme, kök alma, kuvvete yük-
seltme ifllemleri yap›lacak olan (terim).
bir türlü
a.
1.
(tekrarlanarak kullan›ld›¤›n-
da) Bir eylemin yap›lmas›n›n da yap›l-
mamas›n›n da ayn› derecede kötü oldu-
¤unu belirtir ya da karars›zl›k anlam› ve-
rir:
Yapsam bir türlü, yapmasam bir tür-
lü.
2.
Hiçbir biçimde, asla:
Onunla bir
türlü görüflemedim.
bir vakit, -kti
a.
Bir zaman.
bir yana
a.
Onun d›fl›nda, ondan baflka, o
say›lmazsa:
Dostluk bir yana, al›flverifl
birkaç›
bir yana
120
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 120
1...,110,111,112,113,114,115,116,117,118,119 121,122,123,124,125,126,127,128,129,130,...688
Powered by FlippingBook