turkce sozluk - page 128

konu olmak.
2.
Makyaj yapmak.
3.
Bo-
ya ya da renkli bir fley sürülmek:
Panto-
lonum boyand›.
boydafl
ön a.
1.
Ayn› boyda olan.
2.
a.
Ak-
ran.
boykot
a. ‹ng.
1.
Bir ifli, bir davran›fl› yap-
mama durumu.
2.
Belli amaçlara ulafl-
mak için bir ülkeyle, bir toplulukla ya da
bir kimseyle her türlü iliflkiyi kesme.
boykot etmek
bir ifli, bir davran›fl› yap-
mama karar› almak:
Halk›n bir bölümü
‹talyan mallar›n› boykot etmiflti.
boylam
a. gökb.
Yeryüzündeki herhangi bir
noktan›n meridyen dairesiyle bafllang›ç
olarak al›nan Greenwich gözlemevinin
meridyen dairesi aras›ndaki aç›n›n de-
¤eri.
boylamak
(-i)
1.
‹stemeyerek bir yere git-
mek durumunda kalmak:
Suç iflleyen
cezaevini boylar.
2.
‹nmek, düflmek:
Su-
yun dibini boylad›.
boylanmak
(nsz.)
Boyu uzamak.
boylu
ön a.
1.
Boyu olan:
Uzun boylu biri
seni ar›yordu.
2.
Boyu benzerlerinden
uzun olan:
S›n›f›n en boylu ö¤rencisi
oydu.
boyluca
be.
Biraz uzun boylu.
boylu boslu
ön a.
Uzun boylu, gösteriflli,
yak›fl›kl›.
boynuna
be.
Üstüne: Sen mi yapt›n, güna-
h› senin boynuna.
boynuz
a.
Baz› hayvanlar›n bafl›n›n üzerin-
de bulunan, t›rnaks› maddeden, uzun,
k›vr›k korunma ya da sald›r› organ›.
boynuzlamak
(-i)
1.
Boynuzu ile vurmak.
2.
(kad›n için) Kocas›n› bir baflka bir er-
kekle aldatmak.
boynuzsu
ön a.
Boynuz gibi, boynuza ben-
zer.
boy otu
a. bitb.
Baklagillerden, mavi, sar›,
beyaz renkte çiçekleri olan ve kurutul-
mufl tohumlar› çemen yap›m›nda kulla-
n›lan otsu bir bitki.
boyun, -ynu
a.
1.
Gövdenin baflla omuz
aras›ndaki bölümü.
2.
fiifle, gü¤üm, va-
zo, vida, c›vata, çivi gibi nesnelerin dar
olan üst bölümü.
3.
co¤.
Da¤ s›rtlar›nda
geçit veren alçak yer.
boyuna
be.
1.
(bo’yuna)
Boylamas›na,
uzunlamas›na.
2.
Ara vermeden, dur-
maks›z›n:
Boyuna beni rahats›z ediyor.
boyun ba¤›
a.
Gömle¤in yakas›ndan geçiri-
lerek özel bir biçimde ba¤lanan uzun ve
enlice kumafl flerit, kravat.
boyun borcu
a. mec.
Yap›lmas› gereken
ödev:
Sana bu konuda yard›m etmek
boynumun borcudur.
boyunduruk, -¤u
a.
1.
Arabaya koflulan ya
da çift süren hayvanlar›n birlikte yürü-
melerini sa¤lamak için boyunlar›na ge-
çirilen tahta çember.
2.
Kap›, pencere
gibi aç›kl›klar›n üzerine konulan a¤aç,
tafl ya da beton kirifl.
3.
sp.
Güreflte, ra-
kibin boynunu koltuk alt›na alma biçi-
mindeki oyun.
4.
mec.
Zorbal›¤a daya-
nan bask›:
Genç hükümdar birçok ülke-
yi boyunduru¤u alt›na almak istiyordu.
boyut
a.
1.
Bir cismin herhangi bir yönde-
ki uzan›m›.
2.
mat.
Do¤rular›n, yüzeyle-
rin ve cisimlerin ölçülmesinde ele al›nan
üç do¤rultudan uzunluk, genifllik ve de-
rinlikten her biri.
3.
mec.
Nitelik, ölçü:
Bu olay›n toplumsal oldu¤u kadar bir de
ekonomik boyutu var.
4.
Durum, düzey:
‹flsizlik, bu hükûmetin çözüm bulama-
yaca¤› bir boyuta ulaflt›.
boz
a.
1.
Aç›k toprak rengi.
2.
ön a.
Bu
renkte olan.
boza
a.
Arpa, dar›, m›s›r, bu¤day gibi tah›l-
lar›n ekflitilmesiyle yap›lan koyu k›vam-
l›, mayhofl bir içecek.
bozarmak
(nsz.)
Rengi boz olmak.
bozgun
a.
1.
Bir toplulukta karfl›l›kl› güve-
nin yok olmas›yla huzurun, birli¤in bo-
zulmas›.
2.
Savaflta yenilen bir orduda
emir komuta zincirinin kopmas›.
3.
Y›l-
g›n, çökmüfl, tükenmifl.
bozguncu
ön a.
ve
a.
Bozgunlu¤a yol açan
(kifli, topluluk, güç, düflünce vb.).
bozk›r
a.
S›cak ve ›l›man iklimlerde genifl
boydafl
bozk›r
128
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 128
1...,118,119,120,121,122,123,124,125,126,127 129,130,131,132,133,134,135,136,137,138,...688
Powered by FlippingBook