turkce sozluk - page 130

Ba¤›rmak.
2.
Ba¤›rarak konuflmak:
Ne
diye bö¤ürüyorsun?
bö¤ürtlen
a. bitb.
1.
Gülgillerden, kendili-
¤inden yetiflen dikenli ve çok y›ll›k bir
çal›.
2.
Bu bitkinin mayhofl yemifli.
bö¤ürtü
a.
Bö¤ürme sesi.
bölen
a. mat.
Bir bölme iflleminde bölünen
say›n›n kaç eflit parçaya ayr›ld›¤›n› gös-
teren say›.
bölge
a.
1.
S›n›rlar› yönetimsel ya da eko-
nomik birli¤e, toprak, iklim ve bitki özel-
liklerinin benzerli¤ine ya da üzerinde ya-
flayan insanlar›n ayn› soydan gelmesine
göre belirlenen toprak parças›; m›nt›ka.
2.
anat.
Vücut yüzeyinde s›n›rlar› belirli
herhangi bir bölüm:
omuz bölgesi.
bölgesel
ön a.
Bölgeye özgü ya da bölgey-
le ilgili.
bölme
a.
1.
Bölmek eylemi.
2.
Salon ya da
oda gibi büyük bir yerden ayr›lm›fl daha
küçük yer.
3.
Büyük bir alan› küçük bö-
lümlere ay›ran ince duvar ya da tahta
perde.
4.
mat.
Bölme ifllemi.
5.
den.
Gemilerde su bask›n›, yang›n gibi du-
rumlar›n yay›lmas›n› önlemek için ara
kap›larla birbirinden ayr›lm›fl yerler.
bölmek
(-i)
1.
Bir bütünü iki ya da daha
çok parçaya ay›rmak, taksim etmek:
Ek-
me¤i iki parçaya böldü.
2.
mat.
Bir ni-
celi¤i iki ya da daha çok eflit parçaya
ay›rmak.
3.
mec.
Birli¤in bozulmas›na
neden olmak, parçalamak:
Ayr›l›kç› güç-
ler ülkeyi bölmeye çal›fl›yordu.
bölü
a. mat.
1.
Bölme iflaretinin (:) okunu-
flu (6 : 2 anlat›m›, “alt› bölü iki” diye
okunur.).
2.
Bir baya¤› kesrin okunu-
flunda pay ile payda aras›na konulan ya-
tay çizginin okunuflu (3/9 anlat›m›, “üç
bölü dokuz” diye okunur.).
bölücü
ön a.
1.
Bölme eylemini yapan (ki-
fli ya da fley).
2.
mec.
Bir ülkeyi, bir top-
lulu¤u, bir birli¤i parçalama, bölme
amac›nda olan (kifli, grup, eylem, tu-
tum):
Bölücü örgüt üyesi üç kifli daha
yakaland›.
bölücülük, -¤ü
a.
Bir ülkeyi, bir toplulu¤u,
bir birli¤i parçalamay›, bölmeyi amaçla-
yan›n yapt›¤› eylem, davran›fl, söz, tu-
tum.
bölük, -¤ü
a.
1.
Bir bütünden ayr›lm›fl olan
parça, k›s›m.
2.
ask.
Di¤er birliklerin te-
meli say›lan ve tak›mlardan oluflup üçü
ya da dördü bir tabur oluflturan birlik:
topçu bölü¤ü.
3.
mat.
On kural›na göre
yaz›lan bir tam say›n›n, sa¤dan sola
do¤ru üçer üçer ayr›lan basamaklar›n-
dan her bir üçlü tak›m›:
binler bölü¤ü.
bölük pörçük
ön a.
Bütünlü¤ü sa¤lanama-
m›fl bir durumda.
bölüm
a.
1.
Bir bütünü oluflturan parçalar-
dan her biri, k›s›m.
2.
Bir kuruluflun yö-
netim birimlerinden her biri, depart-
man:
pazarlama bölümü.
3.
mat.
Bölme
ifllemi sonunda elde edilen say›.
4.
e¤b.
Bir e¤itim kurumunun bilim ve uzman-
l›k sa¤layan birimlerinden her biri:
‹ngi-
lizce Ö¤retmenli¤i Bölümü.
bölümlemek
(-i)
Birçok fley aras›nda, biri-
rine eflit ya da benzer olanlar› bir araya
getirmek, s›n›fland›rmak, kümelendir-
mek, tasnif etmek.
bölünebilir
ön a.
1.
Bölünmeye uygun.
2.
mat.
Bir baflka say›ya bölündü¤ünde
kalan› s›f›r olan.
bölünen
a. mat.
Bölme ifllemine u¤rat›lan
say›.
bölünme
a.
1.
Bölünmek eylemi.
2.
dirb.
Hücrelerin eflit bölümlere ayr›l›p ço¤al-
mas›.
bölünmek
(nsz.)
Bölmek eylemine konu
olmak.
bölüntü
a.
Bölünmüfl parça.
bölüflmek
(nsz.) (-i, -le)
Bir fleyi, iki ya da
daha çok kifli aralar›nda paylaflmak,
üleflmek; pay›n› almak; taksim etmek:
Cevizlerini benimle bölüflür müsün?
bölüflüm
a.
Bölüflme, paylaflma.
bölüt
a.
1.
hayb.
Eklem bacakl›lar›n vücu-
dunu oluflturan yan yana dizili parçala-
r›n her biri.
2.
dirb.
Zigotun bölünme-
bö¤ürtlen
bölüt
130
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 130
1...,120,121,122,123,124,125,126,127,128,129 131,132,133,134,135,136,137,138,139,140,...688
Powered by FlippingBook