turkce sozluk - page 133

lar›n ›s› etkisiyle dönüfltükleri gaz duru-
mu.
buharlaflmak
(nsz.)
Buhar durumuna dö-
nüflmek, bu¤ulaflmak
buharlaflma noktas›
a. fiz.
Kaynat›lan bir
s›v›n›n buhar durumuna geçme derece-
si.
buharl›
ön a.
1.
Buhar› olan.
2.
Buhar gücü
ile çal›flan:
buharl› gemi.
buhran
a. (buhra:n) Ar.
Bunal›m, kriz.
buhur
a. (buhu:r) Ar.
Dinsel törenlerde ya-
k›lan kokulu a¤aç vb. maddeler.
buhurdan
a. (buhu:rda:n) Ar.+Far.
Buhur-
luk.
buhurluk, -¤u
a.
‹çinde buhur yak›lan ma-
densel kap.
buji
a. Fr.
Patlamal› motorlarda karbüratör-
den gelen hava-gaz kar›fl›m›n› elektrikle
atefllemeye yarayan araç.
bukalemun
a. Ar. hayb.
1.
Bukalemungil-
lerden, renk de¤ifltirebilen, 20-30 santi-
metre boyunda bir sürüngen hayvan.
2.
mec.
Kendi yarar›n›, ç›kar›n› gözeterek
davran›fl›n› ya da düflüncesini de¤iflti-
ren kifli.
buket
a. Fr.
Çiçek demeti.
bukle
a. Fr.
Küçük lüle durumuna getirilmifl
k›vr›ml› saç.
buklet
a. Fr.
1.
Bükülmüfl iplik.
2.
ön a.
Bu
iplikten dokunmufl (giyecek).
bulama
a.
1.
Bulamak eylemi.
2.
Ço¤un-
lukla üzüm fl›ras›n›n kaynat›lmas›yla ha-
z›rlanan koyu pekmez.
bulamaç, -c›
a.
1.
Sulu hamur.
2.
Bu ko-
yulukta yap›lan hamur yemekleri.
bulamak
(-i, -e)
1.
Bir nesneyi, her yan›n›
kaplayacak biçimde bir fleye de¤dirmek,
bat›rmak:
Önce ekmek dilimlerini yu-
murtaya bulamal›s›n.
2.
(-i)
Kirletmek
lekelemek:
Ellerini ya¤a bulam›fls›n.
buland›r›c›
a.
ve
ön a.
1.
Bulant› veren.
2.
mec.
Tiksindirici, nefret uyand›r›c›:
Mi-
de buland›r›c› davran›fllar› vard›.
buland›rmak
(-i, -e)
1.
Bulanmas›na neden
olmak.
2.
mec.
Kuflkuland›rmak, rahat-
s›zl›k vermek:
Geliflen olaylar hepimizin
kafas›n› buland›r›yordu.
bulan›k
ön a.
1.
Duru olmayan, bulanm›fl
olan:
Bulan›k suda bal›k avlanmaz.
2.
(hava için) Kapal›, bulutlu.
3.
Net olma-
yan, aç›k seçik görülmeyen:
Bu televiz-
yonun bulan›k bir görüntüsü var.
3.
Ni-
teli¤i tam anlafl›lmayan:
Bu konuda bu-
lan›k düflüncelerin var, seni pek anlaya-
mad›m.
bulanmak
(-e)
1.
Bulamak eylemine konu
olmak.
2.
Kirlenmek, lekelenmek:
Elleri
çamura bulanm›flt›.
3.
(nsz.)
Durulu¤u-
nu, yitirmek, kirlenmek:
Su buland›.
4.
Aç›kl›¤›n›, parlakl›¤›n› yitirmek:
Hava
buland›.
5.
(iç, mide için) Kusacak du-
ruma gelmek:
Midem buland›.
6.
mec.
Kuflku, güvensizlik uyand›rmak, huzur-
suzluk yaratmak, kar›flmak:
‹fli buland›r-
d›n›z.
bulant›
a.
Kusma duygusu veren durum.
bulafl›c›
ön a.
Bir kimseden bir baflkas›na
geçen, bulaflan.
bulafl›k, -¤›
a.
1.
Kullan›ld›ktan sonra y›-
kanmam›fl mutfak eflyas›.
2.
ön a.
Bir
fleye bulaflm›fl olan.
3.
ön a. mec.
Ya-
p›flkan, ask›nt›.
bulaflmak
(nsz.)
1.
(bir fley) Üzerine sürü-
len baflka bir fley nedeniyle kirlenmek:
Kaza¤›ma boya bulaflt›.
2.
(hastal›k)
geçmek:
Nezle bana da bulaflt›.
3.
(-e)
Sataflmak, çatmak, tedirgin etmek:
Ni-
çin kardeflime bulafl›yorsunuz?
4.
(-e)
‹stenmeden ya da bir rastlant› sonucun-
da bir ifle kar›flmak:
Bir zamanlar ben de
politikaya bulaflm›flt›m.
buldok, -¤u
a. Fr. ‹ng. hayb.
Köpekgiller-
den, iri kafal›, k›vr›k kulakl›, k›sa ve çar-
p›k bacakl›, küt burunlu iri ve güçlü bir
köpek türü.
buldozer
a. Fr.
Önündeki a¤›r, genifl ve çe-
lik b›çakla engebeleri yok etme, yüzey
hafriyat› yapma, hendek açma gibi iflle-
ri gören tekerlekli ya da t›rt›ll› a¤›r ifl
makinesi.
buharlaflmak
buldozer
133
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 133
1...,123,124,125,126,127,128,129,130,131,132 134,135,136,137,138,139,140,141,142,143,...688
Powered by FlippingBook