turkce sozluk - page 368

kafle
a. Fr.
Damga, mühür.
kafl›k, -¤›
a.
Sulu ya da ufak taneli yiyecek-
leri yemeya yarayan, sapl› sofra gereci.
kafl›kç›n
a. hayb.
Ördekgillerden; gagas›
kafl›k biçiminde; tüyleri ak, kara ve kah-
verengi; ayaklar› k›rm›z› bir kufl.
kafl›klamak
(-i)
1.
Kafl›klamak.
2.
mec.
(kafl›kla yenen yemek için) Severek, ifl-
tahla yemek.
kafl›mak
(-i)
T›rnakla ya da baflka bir fleyle
deriyi hafifçe ovmak.
kafl›nmak
(nsz.)
1.
Kafl›nt›s› olmak:
Baca-
¤› kafl›n›yordu.
2.
Kendi kendini kafl›-
mak:
Yeter, bir saattir kafl›n›yorsun.
3.
mec.
Kötü bir karfl›l›k gerektiren davra-
n›fllarda bulunmak:
Hiç flikâyet etme,
kendin kafl›nd›n.
kafl›nt›
a.
Vücutta kafl›nma iste¤i uyand›-
ran duygu.
kâflif
a. (kâ:flif) Ar.
Bir bulufl yapan; bir ye-
ri, bir fleyi bulan kifli.
kaflkol, -lü
a.
Boyun atk›s›.
kat
a.
1.
Bir yap›da iki döfleme aras›nda yer
alan daire ve odalar›n bütünü.
2.
Üst
üste konulmufl fleylerden her biri, taba-
ka:
‹kinci kat boyaya gerek yok.
3.
(gi-
yecekler için) Tak›m:
Bavula iki kat da
çamafl›r koydum.
4.
Makam, huzur,
orun, mevki, önü, yan:
valilik kat›na ç›k-
mak.
5.
Nitelikçe kez, defa, misli:
Bu
oda di¤erinden iki kat daha büyük.
6.
mat.
Bir tam say›y› birçok kez içeren
say›:
4, 6, 8 ve 10 say›lar› 2 say›s›n›n
katlar›d›r.
katafalk
a. Fr.
Önünden geçilerek kendisine
sayg› gösterilmek istenen ölünün tabu-
tunu koymak için yap›lm›fl yüksek yer.
katakulli
a. (kataku’lli) Yun. argo
Hile, da-
lavere, düzen, oyun.
katalitik soba
a.
Tüp gaz ile çal›flan soba.
katalizör
a. Fr. kim.
Kimyasal bir tepkime-
nin gerçekleflmesini ya da h›z›n›n de-
¤iflmesini sa¤layan madde.
katalog, -¤u
a. Fr.
1.
Kitapl›ktaki kitaplar›
ya da belli bir daldaki gereçleri, nitelik-
leri aç›s›ndan tan›tmak ve arand›klar›n-
da bulunmalar›n› sa¤lamak için yer nu-
maralar› belirtilerek haz›rlanm›fl kitap,
defter ya da fiflten oluflmufl bütün; fih-
rist.
2.
Kurulufllar›n yay›nlar›n›, ürettik-
leri mallar› tan›tan liste ya da kitap:
ser-
gi katalo¤u.
kataloglamak
(-i)
Kitapl›ktaki kitaplar› ya
da belli bir daldaki gereçleri yer numa-
ras›, bibliyografik kimlik vb. bak›mlar-
dan belirlemek.
katar
a. Ar.
1.
Lokomotif ile vagonlar›n
oluflturduklar› dizi, tren.
2.
Ayn› yönde
giden tafl›t ya da hayvan dizisi.
katarakt
a. Fr.
Göz merce¤inin saydaml›¤›-
n› yitirmesiyle oluflan körlük, ak su,
perde.
katedral, -li
a. Fr.
Piskoposluk makam›n›n
bulundu¤u büyük kilise, baflkilise.
kategori
a. Fr.
Aralar›nda belirli bir benzer-
lik bulunan kifli ya da fleylerin tamam›,
grup.
katetmek
(-i) Ar.+T.
Bir yeri aflarak geç-
mek, yol almak.
kat›
ön a.
1.
Sert.
2.
ön a.
ve
a. fiz.
Belirli
bir flekli ve hacmi olan, d›flar›dan bir et-
ki olmad›kça flekli ve hacmi de¤iflme-
yen (madde):
Demir, kat› bir maddedir.
3.
mec.
Ac›mas›z, hoflgörüsüz, zalim.
4.
mec.
Esnek olmayan, ödün verme-
yen, belli ilkelere s›k› s›k›ya ba¤l› olan:
Kat› bir yöneticiydi.
kat›k, -¤›
a.
Ekmekle kar›n doyurmak ge-
rekti¤inde onunla birlikte yenen peynir,
zeytin, helva vb. yiyecek.
(bir fleyi ek-
me¤e) kat›k etmek
ekmek çok, yemek
az oldu¤unda yeme¤i ölçülü yemek.
kat›la kat›la
be.
Kat›lacak derecede:
Kat›la
kat›la a¤l›yordu..
kat›laflmak
(nsz.)
1.
Kat› duruma gelmek.
2.
mec.
Ac›mas›z, hoflgörüsüz duruma
gelmek:
Müdür Bey son zamanlarda
çok kat›laflt›.
kat›l›m
a.
1.
Kat›lmak eylemi.
2.
Bir kara-
r›n al›nmas› aflamas›nda o karardan
kafle
kat›l›m
368
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 368
1...,358,359,360,361,362,363,364,365,366,367 369,370,371,372,373,374,375,376,377,378,...688
Powered by FlippingBook