sa¤› bafllad›.
2.
Yap›lmamas› istenmifl
ya da buyrulmufl olan:
Buraya çöp dök-
mek yasakt›r.
yasak bölge
a. huk.
Üzerinden uçaklar›n
geçme izninin s›n›rl› oldu¤u ya da içe-
riye girifllerin güvenlik nedeniyle s›n›r-
land›r›ld›¤› bölge.
yasaklamak
(-i)
Bir fleyin yap›lmamas›n›
istemek ya da buyurmak.
yasa koyucu
a. huk.
Yasa yapma ve ç›kar-
ma yetkisi olan organ.
yasal
ön a.
Yasalara uygun olan, kanuni.
yasalaflmak
(nsz.) huk.
Yasama meclisle-
rince kabul edilerek yürürlü¤e girmek,
yasa durumuna gelmek, kanunlaflmak.
yasama
a.
Devletin ve bireylerin uymas›
gereken yasalar› haz›rlama ve ç›karma
ifli; yasa koyma.
yasama gücü
a. huk.
Yasama organ›n›n
yasa yapma, yasa koyma, de¤ifltirme ve
kald›rma gücü.
yasama organ›
a. huk.
Devletin yasa yap-
ma, yasa koyma görevini yerine getiren
organ›.
yasama y›l›
a.
Yasama organ›n›n bir yasa-
ma döneminde görev yapt›¤› süre.
yasa tasar›s›
a. huk.
Hükûmetin haz›rlay›p
yasama organ›na sundu¤u yasa tasla¤›.
yasemin
a. (ya:semin) Far. bitb.
1.
Zeytin-
gillerden, s›cak ve ›l›man bölgelerde ye-
tiflen, hofl kokulu ve beyaz, sar› ya da
k›rm›z› renkli çiçekleri olan bir a¤açç›k.
2.
Bu a¤ac›n çiçeklerinden elde edilen
parfüm.
yaslamak
(-i)
Dayamak.
yaslanmak (I)
(-e)
1.
Dayanmak.
2.
mec.
Güvenmek.
yaslanmak (II)
Yas içinde olmak.
yass›
ön a.
Bas›k ve düz olan, yayvan.
yass›laflmak
(nsz.)
Yass› duruma gelmek,
yass›lmak.
yass›lmak
(nsz.)
Yass›laflmak.
yast›k, -¤›
a.
1.
Bafl›n alt›na koymak ya da
s›rt› dayamak için kullan›lan; içi yün,
pamuk, kufl tüyü gibi fleylerle doldurul-
mufl küçük minder.
2.
Yap›larda, maki-
nelerde baz› bölümlerin üzerine dayan-
d›¤› parça.
yafl (I)
a.
1.
Do¤umdan itibaren belli bir y›-
la kadar geçen ve y›l birimiyle ölçülen
zaman:
On sekiz yafl›ndan beri çal›fl›-
yormufl.
2.
‹nsan yaflam›n›n belirli ev-
relerinden her biri, ça¤:
Genç yafl›nda
emekli olmufltu.
3.
Baz› fleylerin olufl-
mas›ndan, kurulmas›ndan ya da üretil-
mesinden bu yana geçen zaman:
Cum-
huriyetimizin 85. yafl›.
yafl (II)
ön a.
1.
Islak, nemli.
2.
(meyve,
sebze için) Canl›l›¤›n›, tazeli¤ini yitirme-
mifl.
3.
a.
Gözyafl›.
yafla
ünl.
Mutlulu¤u, sevinci, coflkuyu be-
lirtmek için kullan›l›r; yaflas›n:
Yafla, var
ol!
yaflam
a.
1.
Canl›lar›n yaflamalar›n›, geliflip
büyümelerini sa¤layan fizyolojik etkin-
liklerin (beslenme, büyüme, üreme vb.)
tümü; hayat; dirim.
2.
Do¤umla ölüm
aras›nda yer alan yaflam süresi, hayat,
ömür.
3.
Yaflant›, hayat.
4.
Kiflinin, baz›
u¤rafl ve etkinliklerle belirlenen yaflama
biçimi; hayat:
ifl yaflam›.
5.
Kiflinin için-
de bulundu¤u geçim koflullar›n›n bütü-
nü, hayat:
Yaflam çok zorlaflt›.
6.
Yafla-
may› sa¤layan koflullar›n tümü:
Ay’da
yaflam yoktur.
7.
Bir kimsenin yaflam
öyküsü.
8.
Türlü koflullarla belirlenen
ve bir yöreye ya da döneme özgü yafla-
ma biçimi, hayat:
k›r yaflam›, kent yafla-
m›.
yaflamak
(nsz.)
1.
Yaflam›n› sürdürmek,
hayatta olmak, sa¤ olmak:
Anneniz ya-
fl›yor mu?
2.
Varl›¤›n› sürdürmek:
Tim-
sahlar hem karada hem suda yaflar.
3.
Oturmak:
kentte yaflamak.
4.
Geçin-
mek:
Bu ayl›kla yaflamak çok zor.
5.
Herhangi bir durumda bulunmak ya da
belli bir yaflam biçimi olmak:
yaln›z ya-
flamak.
6.
Yaflam›n› belli bir tarihte,
ça¤da sürdürmüfl olmak:
Bu bilim ada-
m› 17. yüzy›lda yaflam›flt›r.
7.
mec.
Ya-
yasak bölge
yaflamak
655
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 655