tolu adam hâlâ oradayd›.
– Ee, dedi beni görünce. Ne yap›yorsun bakal›m?
Böylece onunla konuflmaya bafllad›k. Konuflma s›ras›nda, bir so-
ruyu bir baflkas› izledi; ard›ndan baflkalar› geldi. Çok geçmeden, ba-
fl›mdan geçenleri tamamen ö¤renmiflti.
Aradan bir süre geçti. Kara Ku¤u, yolculu¤a ç›kmaya haz›rd› art›k.
Ben de gemide çal›flmaya bafllam›flt›m.
Gemimiz Amerika’ya giden göçmenleri tafl›yordu. Bunlar yeni bir
yurt bulmak, zengin olmak umuduyla “Yeni Dünya”ya ak›n eden yoksul
yurtsuzlard›. Genç, ihtiyar, kad›n, çoluk çocuk; memleketin her yan›n-
dan kopup gelen bir sürü insan›n oluflturdu¤u garip bir topluluktu bu. ‹ç-
lerinden on kiflinin biraz paras› oldu¤undan, onlar daha iyi yerde yolcu-
luk ediyorlard›. Fakat geriye kalan dört yüz insan, ambarlara doluflmufl-
tu. Yolculu¤un sonuna kadar, oldukça s›k›nt›l› günler geçirecekleri flim-
diden belli oluyordu.
Sonunda, gemimiz yelken aç›p yola koyuldu. Tam o s›rada, ad›n›n
Silas Flint (Silas Flint) oldu¤unu söyleyen kürklü dostumu güvertede
gördüm. Gülüyordu.
* * *
‹lk on gün, havalar çok güzel gitti. Tatl› bir rüzgâr esiyordu. Gemici-
li¤i ö¤renmeye bafllam›flt›m. Dick Derick (Dik Derik) adl› genç bir tayfa,
bu konuda bana çok yard›m ediyordu. Birkaç seneden beri denizde ol-
du¤undan bu iflleri iyi biliyordu. ‹flte, onun bu bilgisinden çok yararlan-
d›m. Yelken direklerine t›rmanmay›, yelkenlerin ad›n›, tayfalara düflen
görevleri ezberlemifltim. Geminin ne kadar yol ald›¤›n›, günefl ve y›ld›z-
lara bakarak yön bulmay› da ö¤renmifltim. Bu arada güverteyi y›k›yor,
makaralar› ya¤l›yor, elimden geldi¤ince yararl› olmaya çal›fl›yordum.
Bir gün, yelkenin indirilmesine yard›m etmek için dire¤e t›rman›r-
ken, yeteri kadar h›zl› davranmad›¤›m için Kaptan bana bir tokat att›.
Buna çok k›zm›flt›m. Bu gemide, ö¤renci olarak bulunuyor; üstelik, bu-
nun için para veriyordum. Sözde, beni bu insafs›z Kaptan’›n korumas›-
41