AKROST‹fi
21
neden oldu¤u ak›nt›lar iki grupta toplanabilirler. Rüzgâr›n yol
açt›¤› ak›nt›larda, rüzgârla su yüzeyi aras›ndaki sürtünme yatay
bir hareket yarat›r. Bu hareket, yine sürtünmenin etkisiyle de¤i-
flir ve suyun yo¤unlu¤unun de¤iflmesi ve ak›nt›lar›n oluflmas›
ise ›s›, tuzluluk vb. farkl›l›klardan ileri gelir. Ak›nt›lar›n yönünü,
Coriolis kuvvetleri de etkiler. Ekvatoral bölgelerin ›l›k ve düflük
yo¤unluklu sular› kutuplara do¤ru; kutup bölgelerinin buzlu ve
yo¤un sular› da ekvatora do¤ru hareket ederler. Yüzey ak›nt›la-
r›n›n hareketi, kuzey yar›kürede saat yelkovan›n›n yönünde, gü-
ney yar›kürede ise saat yelkovan›n›n ters yönündedir. Yüzeyin
alt›ndaki ak›nt›lar hakk›nda çok daha az bilgiye sahip olunmas›-
na karfl›n, yüzeydeki temel ak›nt›lar›n alt›ndan akan birçok ters
ak›nt› keflfedilmifltir.
AKIfiKAN,
s›v›lar› ve gazlar› kapsayan ortak terim. ‹deal bir
ak›flkan, biçim de¤iflikli¤ine direnç göstermez, yani viskozitesi
s›f›rd›r. Böyle bir madde gerçekte yoktur. Öyle ki ak›flkan denin-
ce, pratikte, baflta hava olmak üzere gazlar ve viskozitesi düflük
s›v›lar akla gelir. Durgun ya da hareket hâlindeki ak›flkanlar›,
ak›flkanlar mekani¤i adl› bilim dal› inceler.
AK‹K,
iç içe çeflitli renk halkalar›yla bölünen, kalseduan ku-
vars› türünden, sert, parlak ve de¤erli bir tafl. Volkanik kayaçlar-
daki boflluklar›n çeperlerinde mineral ya da organik maddelerin,
genellikle de silisin, kesikli y›¤›fl›m›yla oluflur. Yüzük tafl›, dü¤-
me, mühür vb. yap›n›da kullan›l›r.
AKKOR LAMBA,
karbon, osmiyum, tantal ya da genellik-
le tungsten filaman›n›n (telinin) ›s› etkisiyle ›fl›k yayan elektrikli
lamba. Akkor lambalar yüksek s›cakl›kta (2600ºC’›n üzerinde)
filaman›n›n çabuk bozunmamas› için ço¤unlukla soy gazlarla
doldurulurlar. Filamanlar› iki kez üst üste kapal› bir spiral biçi-
minde sar›larak iletim yoluyla ›s› kayb› azalt›l›r. ‹lk akkor lamba-
y› 1830’da Edison yapt›. Bunun karbon filaman› ancak 1800ºC’a
kadar ›s›t›labiliyor ve mum bafl›na 3 watt harc›yordu. Soy gaz
dolu akkor lambada filaman s›cakl›¤› 3.000ºC’a yak›n, mum ba-
fl›na harcanan güç ise 0,7 watt kadard›r.
AKKORLUK,
çok yüksek s›cakl›kta bir maddeden ›fl›k saç›l-
mas› durumu ve olay›. Akkorluk özellikle metallerde kolayca
gözlenebilen bir özelliktir.
AKKOYUNLULAR,
Do¤u Anadolu’da devlet kuran bir
Türk oyma¤›. Akkoyunlular›n soyu, O¤uzlar›n Bay›nd›r boyuna
ba¤lan›r. Baz› tarihçilere göre bunlar Karakoyunlular ile birlikte
13. yüzy›l›n sonlar›nda Maveraünnehir’den Azerbaycan ve Do¤u
Anadolu’ya göç ettiler. 15. yüzy›l bafllar›nda ba¤›ms›z bir devlet
kurdular. Diyarbak›r yöresini anayurt seçtiler ve topraklar›n› Ho-
rasan, F›rat ve Kafkas Da¤lar›’ndan Basra Körfezi’ne kadar ge-
nifllettiler. Akkoyunlu Devleti’nin en ünlü hükümdar› Uzun Ha-
san’d›r. 1453’te bafla geçen Uzun Hasan, en büyük düflmanlar›
olan Karakoyunlular ile savafla girdi. Karakoyunlular›n toprakla-
r›n› ele geçirdi (1467). ‹ki y›l sonra Timur’un torunlar›ndan Ebu
Said Mirza’y› da yenerek devletin s›n›rlar›n› geniflletti. Osmanl›-
lar ile savaflan Venedikliler ile anlaflt›. Kendisine s›¤›nan Kara-
osmano¤ullar›n› korudu. Hatta Karaman Beyli¤i’ni korumak için
Konya üzerine asker gönderdi. Fakat ordusu, Fatih’in o¤lu Kon-
ya valisi fiehzade Mustafa taraf›ndan ma¤lûp edildi (1472).
1473 y›l›nda Anadolu’ya düzenledi¤i ikinci seferinde, Otlukbe-
li’nde Fatih taraf›ndan kesin bir yenilgiye u¤rat›ld›. Uzun Hasan
bu yenilgiden sonra Akkoyunlu merkezini Diyarbak›r’dan Teb-
riz’e tafl›d›. Bu savafltan 5 y›l sonra Uzun Hasan öldü, yerine ge-
çen o¤ullar› ve torunlar› zaman›nda Akkoyunlu Devleti taht kav-
galar›yla iyice zay›flad›. Safevi hükümdar› fiah ‹smail taraf›ndan
ortadan kald›r›ld› (1508).
AKORDEON,
bir körükle, bir ya da iki klavyeden oluflan
haval› çalg›. Omuzlara as›larak kucakta çal›n›r. Klavye tufllar›na
bas›l›nca supaplar aç›l›r, bunlar›n karfl›s›ndaki maden dilcikler,
geçen havayla titreflip ses ç›kar›rlar. Akordeonun temeli a¤›z ar-
monikas›d›r. ‹lk modern akordeonlar 1820’lerde yap›ld›ysa da,
çalg›n›n ilkeleri Çinliler taraf›ndan yüzy›llarca önce biliniyordu.
AKREP,
örümce-
¤imsiler s›n›f›ndan ek-
lembacakl› bir böcek
(Scorpio).
Vücudu,
bafll›gö¤üs, kar›n ve ba-
caklardan oluflur. Hal-
kal› ve k›vr›k olan kuy-
ru¤unun ucunda bir ze-
hir i¤nesi bulunur. Genellikle kurak ve s›cak bölgelerde yaflar. Et-
çil oldu¤undan, ölü ya da canl› böceklerle beslenir. Besin alma-
dan bir y›l kadar yaflayabilen akrep, avlanmak için geceleri ortaya
ç›kar. Bunun d›fl›nda tafl altlar›nda ve duvar oyuklar›nda bar›n›r, ki-
mi zaman evlere de girer. Sokmas› ac› verir. Dünyan›n her yerin-
de karfl›lafl›labilen birçok türleri vard›r. Meksika, Kuzey Afrika ve
Uzak Do¤u’da yaflayan kimi türleri öldürücüdür. Türkiye’de Mar-
mara, Ege ve Güney Anadolu’da görülür.
AKROST‹fi,
bir fliirin, her dizesinin ilk harfi yukardan afla¤›-
ya okununca belli bir sözcük ortaya ç›kacak biçimde düzenlen-
mifl olmas›. Akrostiflin tarihi oldukça eskidir ve çeflitli uygula-
malar› vard›r. Bir kez dizenin ilk sözcü¤ünün, ilk harfi kural›, en
çok uyulan kural olmakla birlikte, bunun d›fl›na ç›k›ld›¤› da ol-
mufltur. Sözgelimi, dizenin en son sözcü¤ünün en son harfi ya
da bafltan s›rayla birinci, ikinci, üçüncü vb. harfleri toplanm›flt›r.
En eski örneklerde ise, geçerli alfabenin s›ras› gözetilerek harfler
alt alta dizilmifl, dizeler sonra yaz›lm›flt›r. Nitekim, bu tür bir s›-
ralamaya ‹brani mezamirinde ve eski dinî fliirlerde rastlanmakta-
d›r. Bat›’da, ‹skender dönemindeki Yunanistan’da akrostifl örnek-
lerine rastland›¤› gibi, Roma’da Ennius (ölümü ‹.Ö. 168) taraf›n-
dan yaz›lm›fl akrostifllerin varl›¤› bilinmektedir. Günümüzde da-
ha çok amatör flairlerle aflk fliirleri yazanlar bu yola baflvurmak-
tad›r. Bu tür fliirlerin sanat de¤eri de tart›flma konusudur.
V
ar olan bir sen, bir ben, bir de bu bahar,
E
lden ne gelir ki? Güzelsin, gençli¤in var.
D
ünyada aflk›m›z
ölüm gibi mukaddes.
‹
nan ki bir daha geri gelmez bu günler,
A
lemde bu and›r bize dost eser rüzgâr
Cahit S›tk› TARANCI