K
, Türk alfabesinin on dördüncü harfi. Sert, patlay›c›, süreksiz,
ince ünlülerle öndamak, kal›n ünlülerle artdamak ünsüzü. Ma-
tematikte kartezyen koordinat sisteminde, Z ekseni üzerindeki
birim vektörü (k), Romen rakamlar›nda 150 ya da 250, üzerine
bir çizgi konunca 15 bin say›s›n› gösterir. Kimyada; potasyum
elementinin, ölçülerde kilo önekinin, ayr›ca Kelvin derecesinin
simgesi (ºK).
K., Tar›k Dursun
→
KAKINÇ, Tar›k Dursun
KABAA⁄AÇLI
, Cevat fiakir
→
HAL‹KARNAS BALIKÇISI
KABAKLI, Ahmet
(1924 Harput-2001 ‹stanbul), yazar.
Ortaö¤renimini Elaz›¤ Lisesi’nde, yüksekö¤renimini ‹stanbul
Yüksek Ö¤retmen Okulu Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nde
(1948) ve Diyarbak›r, Ayd›n liselerindeki edebiyat ö¤retmenli-
¤inden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamam-
lad› (1959). Bafll›ca yap›tlar›: “Türk Edebiyat›” (3 cilt, 1965-
1967), “Müslüman Türkiye” (1970), “Mabet ve Millet” (1970),
“Kültür Emperyalizmi” (1970), “Yunus Emre” (1971), “Mevlâ-
na” (1972), “Bürokrasi ve Biz” (1976, Türkiye Millî Kültür Vak-
f› Ödülü), “Sohbetler” (1987, 2 cilt), “Temellerin Duruflmas›”
(1989), fiiir ‹ncelemeleri (1992), “fiair-i Cihan Nedim” (1996).
KABAKULAK
, tükürük bezlerinin iltihaplanmas›na ve bü-
yümesine yol açan bulafl›c› bir hastal›k. Virütik olan bu hastal›-
¤a en çok 5-10 yafl aras›nda rastlan›r. Hastal›¤›n ortalama 17
günlük bir kuluçka dönemi vard›r. Belirtiler birdenbire yükselen
atefl, kusma ve boynun bir yan›ndaki tükürük bezlerinin fliflme-
siyle bafllar. Bir-iki gün sonra boynun di¤er yan›ndaki bezlerde
de fliflme görülür. Hastal›k do¤al sürecini izlerse, atefl 4 gün
sonra düfler ve fliflkinlik azal›r. fiiflkinli¤in tümüyle geçmesi
7-10 gün al›r. Kabakula¤›n özel bir tedavisi yoktur. Ateflli ve a¤-
r›l› dönemlerde atefl düflürücü ve a¤r› kesici ilâçlar verilebilir.
Kabakulak, kad›n ve erkek cinsiyet bezlerini de etkiler, k›s›rl›¤a
neden olabilir.
KABARE T‹YATROSU
, ço¤unlukla günlük siyasal ve
ekonomik olaylar› konu edinen, komik ve tafllamal› yönü a¤›r
basan müzikli tiyatro türü. Bat›’da 19. yüzy›l sonlar›nda kahve-
lerde bir e¤lence biçimi olarak ortaya ç›kt›. Kahve müflterileri bir
yandan içkilerini içerlerken bir yandan da müzik ve dans gibi
e¤lenceler aras›nda skeçler izlerlerdi. Giderek, 1901’de Ber-
lin’de ünlü yönetmen Max Reinhardt’›n “Schal und Rauch” top-
lulu¤u gibi kabare topluluklar› olufltu. Türkiye’de ilk tiyatrolar
yan›nda Beyo¤lu’nda bu tür flark›l›, skeçli kahveler aç›ld›. Gele-
neksel meddah öykülerinin, karagöz ve ortaoyunu gibi halk ti-
yatrosu oyunlar›n›n kahvelerde izlenmesi al›flkanl›¤›, kabare ti-
yatrosunun sevilen bir tür olmas›na yol açt›. Fakat ça¤dafl an-
lamda ilk kabare tiyatrolar› 1960’tan sonra kuruldu.
KÂBE
, Müslümanlar›n Beytullah (Allah’›n evi), Beytülharam
(yasak ev) vb. adlarla da and›klar› ve namazlar›n› ona yönelerek
k›ld›klar›, Mekke’deki yap›. Kara tafltan yap›lm›fl olup yan duvar-
lar› yaklafl›k 10 ve 12 m. genifllikte, 15 m. yükseklikte bir dik-
dörtgen prizmay› and›r›r. Haceriesvet, do¤u köflesine, 1,5 m.
yüksekli¤e yerlefltirilmifltir. Kâbe’nin üstüne, ayetlerle bezeli ka-
ra bir örtü geçirilmifltir. Her y›l yenilenen bu örtüyü, eskiden
Osmanl› Devleti gönderirdi. Tarih boyunca birçok kez y›k›l›p ye-
niden yap›lm›fl ya da onar›lm›fl olan Kâbe’nin ne zaman yap›ld›-
¤› bilinmemektedir. ‹slâmdan önce de kutsal say›lan Kâbe’yi ‹b-
rahim Peygamber’in, Tanr› buyru¤u ve o¤lu ‹smail’in yard›m›y-
la yapt›¤›na inan›l›r.
K
353