KANAV‹ÇE
361
trombositlerden oluflur. Plazma su, suda erimifl madensel tuz-
lar, organik maddeler (fleker, ya¤, protein), hormonlar ve erimifl
gazlardan oluflur. Kan›n her mm
3
ünde erkeklerde 5, kad›nlarda
4 milyon alyuvar vard›r. Bir alyuvar›n k›rm›z› rengini veren, de-
mir içeren hemoglobin maddesidir. Bu k›rm›z› hücreler, 120
gün yaflar ve sürekli yenilenerek ci¤erlerden vücuda oksijen ta-
fl›ma görevini yerine getirirler. Kandaki en iri cisimcikler olan
akyuvarlar, say›ca alyuvarlardan bin kat azd›r. Üç ana grupta
toplan›rlar: monositler, lenfositler, granülositler. Akyuvarlar›n
temel ifllevi, hastal›klarla mücadeledir. Bir hastal›k hâlinde kan-
daki miktarlar› artar. Kandaki cisimciklerin en küçü¤ü olan
trombositlerin yaflamlar› p›ht›laflmay› sa¤lamakt›r. Çeflitli kan
hastal›klar› vard›r.
KAN BANKASI
, gerekti¤inde hastalara aktar›lmak üzere
sa¤lam kiflilerden al›nan kanlar›n sakland›¤› yer. Al›nan kanlar,
kan gruplar›na göre fliflelenip etiketlenir ve uygun s›cakl›kta
saklan›r. K›z›lay vb. kurumlar›n kan bankalar› vard›r. Ameliyat-
larda, ani kan kay›plar›nda bu haz›r kanlar yaflam kurtar›c› bir ifl-
lev görür.
KAN BASINCI
, vücutta kan› damarlarda dolafl›m durumun-
da tutan bas›nç düzeyi. En yüksek düzeyine sistolik bas›nç de-
nir ve kalbin her vurufluyla ya da sol kulakç›ktan aorta kan›n ge-
çifliyle ve kalbin büzüflme hareketiyle belirlenir. En düflük düze-
yine diastolik bas›nç denir, kalbin iki vurufl aras›ndaki gevfleme
dönemine denk düfler. Kan bas›nc› tansiyon aletiyle ölçülebilir.
Kan bas›nc›n› belirleyen yüre¤in kas›lmalar› ile damarlar›n kan
ak›m›na karfl› gösterdi¤i direnç, ayr›ca dolafl›ma kat›lan kan›n
miktar› ve yap›flkanl›¤›d›r. Sa¤l›kl› bir vücutta, kan bas›nc›n›n
belli bir düzeyde sabit tutulabilmesi gerekir. Heyecan, korku ve
sinirlilik gibi durumlar, çeflitli hastal›klar ve yaralanmalar kan
bas›nc›n› de¤ifltirirler. Kan bas›nc›n›n ola¤andan yüksek olma-
s›na hipertansiyon, düflük olmas›na hipotansiyon denir.
KAN GRUPLARI
, kan›n, içerdi¤i antijenlere (vücuda girdi-
¤inde kanda lenfosit ve antikor oluflumuna yol açan madde) ve
antijenlerin küme-
lenme özelliklerine
göre s›n›fland›r›lma-
s›. Kan gruplar›n›n
belirlenmesi, özellik-
le kan nakillerinde
önemlidir. Kan grup-
lar› bulunmadan ön-
ce yap›lan kan nakil-
leri, kimi zaman
ölümle sonuçlanabi-
liyordu. 1910 y›l›nda
Landsteiner
kan
gruplar›n› buldu. ‹nsanlar›n kan›nda çeflitli antijen sistemleri
vard›r. Bunlar›n en bilineni ABO sistemidir (izoglütiasyon siste-
mi de denir). ‹nsan kan›nda bulunan alyuvarlar ya A, B, AB an-
tijenlerini içerirler ya da hiç antijen içermezler (O grubu). Anti-
jenler, içinde kendilerine karfl› maddeler bulunan bir baflka ki-
flinin kan›nda alyuvarlar›n birleflmesine ve sonra da parçalan-
mas›na yol açarlar. Antijenlerin kümelenme özelliklerine ba¤l›
olarak, bütün insanlar›n kanlar› dört ana kan grubunda toplan›r:
1. grup “0 grubu”, alyuvarlar› hiç antijen içermeyen, fakat seru-
munda A ve B ba¤›fl›kl›k cisimleri bulunan kand›r. Bu gruptan
olan kifliler kanlar›n› herkese verir, yaln›z kendi gruplar›ndan
kan alabilirler. 2. grup “A grubu”, serumunda anti-B-ba¤›fl›kl›k
cisimleri bulunan kand›r. Bu gruptan kifliler, kendi gruplar›na ve
AB grubuna kan verir, kendi gruplar›ndan ve 0 grubundan kan
al›rlar. 3. grup “B grubu”, serumunda anti-A-ba¤›fl›kl›k cisimle-
ri bulunan kand›r. Bu gruptan olanlar, kendi gruplar›na ve AB
grubuna kan verir, kendi gruplar›ndan ve 0 grubundan kan al›r-
lar. 4. grup “AB grubu”, içinde ba¤›fl›kl›k cisimleri olmayan
kand›r. Bu gruptan olanlar, yaln›z kendi gruplar›na kan verebi-
lir, buna karfl›l›k bütün gruplardan kan al›rlar. Yap›lan kan na-
killerinde, al›c› ve vericilerin kan› uygun gruplardan oldu¤u hâl-
de kimi durumlarda baflar›s›zl›kla karfl›lafl›lmas›, bunun neden-
lerini araflt›rmay› gerektirmifl ve yap›lan çal›flmalar, kanda bulu-
nan özel bir antijen olan Rh etkenini ortaya ç›karm›flt›r. Rh etke-
ni, 1940’ta Landsteiner ve Wiener taraf›ndan bulundu. Bilim
adamlar› bu konudaki ilk çal›flmalar›n›, “Macacus rhesus” adl›
bir maymun üzerinde yapt›klar›ndan bu adla an›l›r. Alyuvarlar›n-
da Rh etkeni bulunan kimselerin kan› Rh+ (Rh pozitif), alyuvar-
lar›nda Rh etkeni bulunmayanlar›n kan› da Rh-(Rh negatif) ola-
rak belirtilir. Rh etkeni pozitif ve negatif olan kimselerin kanlar›
aras›nda uyuflmazl›k olabilir. Bu etken, gebeliklerde de çok
önem tafl›r. Son y›llarda bulunan ilâçlar ve do¤acak bebe¤in ka-
n› de¤ifltirilerek Rh etkenleri farkl› olan ana babalar›n da tehli-
kesizce çocuk sahibi olabilmeleri sa¤lanmaktad›r.
KAN ZEH‹RLENMES‹
, kanda bakterilerin sürekli ço¤al-
mas›yla oluflan zehirlenme olay›, septisemi, bakteriyemi. Vücu-
dun herhangi bir yerinde türlü nedenlerle kana mikrop ya da
toksin kar›flmas›, kan zehirlenmesine neden olur. Sülfamit ve
antibiyotikler bulunmadan önce, kan zehirlenmesi olaylar›na s›k
rastlan›r ve zehirlenmeler ölümcül olurdu. Fakat bu ilâçlarla gü-
nümüzde kan zehirlenmeleri genifl ölçüde önlenebilmektedir.
KANAL
, insan eliyle aç›lm›fl, ulafl›ma elveriflli su yolu. Deniz,
göl, ›rmak gibi büyük sular› birbirine ba¤layan kanallar›n olduk-
ça eski bir tarihi vard›r. Tarihin en eski, uzun kanallar›ndan biri
olan ve Çin’de Hangçov ile Pekin’i birbirine ba¤layan “Büyük
Kanal”, ‹.Ö. 500 y›l›nda aç›ld›. Daha çok tar›m alanlar›n› sula-
mak, batakl›k yerleri kurutmak amac›yla kanal açma faaliyeti
yüzy›llar boyu sürdü. Bunlar›n yan› s›ra, 19. yüzy›ldan itibaren
ulafl›m için büyük kanallar aç›ld›. Örne¤in 1869’da aç›lan Sü-
veyfl Kanal›, gemilerin Afrika’y› güneyinden dolaflmak zorunda
kalmaks›z›n Hint Okyanusu’na, 1914’te aç›lan Panama Kanal›,
ayn› flekilde gemilerin Güney Amerika’y› dolaflmadan Büyük
Okyanus’a geçmesini sa¤lad›, ulafl›m yollar›n› büyük ölçüde k›-
saltt›. Kara, deniz ve özellikle havayollar›n›n geliflmesi nedeniy-
le büyük masraflara yol açan kanal yap›m›, günümüzde eski
önemini kaybetti.
KANAV‹ÇE
ya da
KANAVA,
el iflleri için kullan›lan sey-
rek dokunmufl, kolal› keten bezi ve bu bez üzerine i¤ne ya da t›¤
ile yap›lm›fl elifli.