KAF‹YE
356
ne etki eder. Esas olarak bilinçli zihinsel fonksiyonlar› etkiler.
Düflünceyi daha canl› k›lar. Motor faaliyeti art›ran uyaranlara
gösterilen tepki zaman›n›n azalmas›na neden olur. Örne¤in, bir
daktilograf›n daha az hatayla yazmas›n› sa¤lar. Kafein, kas yor-
gunlu¤unu azaltarak ifl yapma yetene¤ini art›r›r; ancak çok ener-
ji harcand›¤›ndan, etkisi geçince yorgunluk hissedilir. Kalp at›fl-
lar›n›, kan bas›nc›n› ve gastrik asit salg›s›n› art›r›r. Uykusuzluk,
mide rahats›zl›¤› ve kab›zl›k da yapar. ‹drar yollar›n›n daha fazla
çal›flmas›na yol açar. Aspirinle birlikte, bafl a¤r›s›na ve çeflitli
a¤r›lara karfl› kullan›l›r.
KAF‹YE
, dize sonlar›ndaki ses benzerli¤i; uyak. Halk fliirinde,
ayn› anlamda ayak sözcü¤ü kullan›l›r. Genel olarak ses benzefl-
mesi biçiminde tan›mlanan kafiyede kural, anlamca farkl› söz-
cüklerdeki ses benzerliklerinden yararlanmad›r. Yafl-bafl, san-
d›k-mant›k, al-kal, çok-yok gibi. Sesçe birbirine benzeyen söz-
cük ya da eklerin, anlamca da bir olmalar› durumunda bunlara
redif denir. Kafiye, birbirine benzeyen seslerin azl›¤› ya da çok-
lu¤u bak›m›ndan çeflitlere ayr›l›r. Sözcük ve eklerin son hecele-
rinde biri sesli, biri sessiz en az iki harf ayn› ise buna tam kafi-
ye denir: duvar-ç›nar, badem-kösem gibi. Son heceleri a ve u
sesleriyle biten sözcükler, bu harflerin yan›nda ayn› cins birer
sessiz harf olmasa bile tam kafiyeli say›l›r. Sözcük ve eklerin
son hecelerinde yaln›z sessiz harfler aras›ndaki benzeflmeye da-
yanan kafiyelere yar›m kafiye denir: git-tut, deniz-yaln›z gibi.
Ayr›ca ç›kaklar› yak›n olan c-ç, ç-fl, s-fl, l-r, ¤-y, d-t, z-s gibi
sessiz harflerle de yar›m kafiye yap›labilir: iç-düfl, kufl-küs gibi.
E¤er kafiye, sözcük ya da eklerin son hecelerinde ikiden çok
harf benzerli¤ine dayan›yorsa, buna zengin kafiye denir: yar-di-
yar, kara-Ankara gibi. Anlamlar› ayr›, söylenifl ve yaz›l›fllar› ay-
n› olan cinaslar, dize sonlar›nda kullan›lm›fllarsa, bunlara ci-
nasl› kafiye ad› verilir. Günümüz Türk edebiyat›nda serbest fliire
geçiflten sonra, kafiye önemini yitirmifltir. Ama sözlü gelene¤i
sürdüren halk fliirinde, eski önemini korumaktad›r.
KAFKASYA
, Kafkas Da¤lar› boyunca uzanan, Karadeniz’i
Hazar Denizi’nden ay›ran bölge. Kuzeyde Maniç çukur bölgesi,
güneyde Türkiye ve ‹ran topraklar›, bat›da Karadeniz, do¤uda
Hazar Denizi ile çevrili olan Kafkasya’n›n yüzölçümü 450.000
km
2
dolay›ndad›r. Da¤larla ve vadilerle parçalanm›fl bir bölge
olan Kafkasya’da birçok farkl› insan topluluklar› bar›nmakta, ay-
r› dil ve lehçeler konuflulmaktad›r. Bu bölgede Ermenistan,
Azerbaycan ve Gürcistan Cumhuriyetleri, Rus, Türk, Ermeni,
Gürcü, Abaza, Çerkez, Oset, Çeçen topluluklar› vard›r.
KAFTAN
, genellikle ipekli ku-
mafltan yap›lan uzun, süslü ve
hafif giysi. 19. yüzy›l›n ortalar›na
dek kullan›lan kaftanlar›n üzerine
cübbe, kürk ya da kapaniça giyi-
lirdi. Kaftanlar, giyen kiflilerin
toplumsal konumunu gösterir ve
bunu renk, derece ve fleritleriyle
belli ederlerdi. A¤›r, de¤erli ku-
mafllardan yap›lanlar›, gümüfl ve
alt›n telli fleritlerle süslenir, alt›n ve elmas tak›lar tak›l›rd›. Vezir
kaftanlar› kadifeden yap›l›r ve k›fl›n samur kürkle giyilirdi. Padi-
flahtan imtiyaz alan kumandanlara bunun bir belirtisi olarak kaf-
tan ve k›l›ç verilirdi. Kaftan›n murabba, çuha ve keçe gibi çeflit-
leri vard›r.
KAFTANCIO⁄LU
,
Ümit
(1934 Koyunp›nar/Kars-1980
‹stanbul), öykücü, yazar. As›l ad› Garip Tatar’d›r. Ortaö¤renimi-
ni C›lavuz Ö¤retmen Okulu’nda (1957), yüksekö¤renimini –üç
y›l Mardin Derik ilçesinde ilkokul ö¤retmenli¤inden sonra–
E¤itim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nde tamamlad› (1963-1964).
Yap›tlar›: “Dönemeç” (öyküler, 1972), “Yelatan” (roman, 1972),
“Tek Atl› Tekin Olmaz” (masallar, 1973), “Köro¤lu Kollar›” (halk
destanlar›, 1974), “Tüfekliler” (roman, 1974), “Çarpana” (öykü-
ler, 1975), “Alt›n Ekin” (inceleme, 1980), “Çocuk ve Kent” (ço-
cuk öyküleri, 1980).
KÂ⁄IT
, selüloz liflerinin birlefltirilerek s›k›flt›r›lmas›yla elde
edilen ve çeflitli amaçlarla kullan›lan ince yaprak. K⤛t yap›-
m›nda kullan›lan selüloz, çeflitli bitkilerden (a¤aç odunu, saz,
bambu, flekerkam›fl› saplar› vb.), bitki art›klar› (saman, keten ve
pamuk vb.) ya da paçavradan elde edilir. Paçavradan yap›lan
k⤛t; ay›klama, k›yma ve kimyasal yollarla y›kama aflamalar›n-
dan geçerek elde edilen k⤛t hamurundan üretilir. Bitki ve bit-
ki art›klar›ndan k⤛t üretimi ise parçalama, liflere ay›rma, çeflit-
li kimyasal ar›tma ve ezme ifllemlerinden geçerek elde edilen
k⤛t hamurundan yap›l›r. Bugün her biri az çok farkl› malzeme
ve tekniklerle üretilen çok çeflitli k⤛t cinsleri vard›r: Birinci,
ikinci, üçüncü hamur bask› k⤛tlar›, sigara k⤛d›, karbon k⤛-
d›, kufle k⤛t, karton, krome karton vb. Tarih boyunca insanla-
r›n en önemli gereksinim maddelerinden biri olan k⤛t bulun-
madan önce, insanlar yaz›lar›n› ve resimlerini tafl, kil tabletler,
çeflitli madenler, kemik, tahta levhalar, bambu kabuklar› ve pal-
miye yapraklar› gibi malzemeler üzerine yazarlard›. K⤛ttan ön-
ce, onun yerini tutan en önemli yaz› malzemeleri, Nil Deltas›’nda
yetiflen bir bitkiden yap›lan “papirüs” ve deriden yap›lan “par-
flömen”di. K⤛d›n ilk olarak, ‹.Ö. 2. yüzy›lda Çin’de yap›ld›¤›
kabul edilir. Asya’dan Avrupa’ya geçifli 1000 y›l sürmüfl, bilgi-
lerin aktar›lmas›nda ve saklanmas›nda getirdi¤i büyük kolayl›k-
larla, insanl›¤›n en yararl› bulufllar›ndan biri olmufltur. Do¤u’da
eskiden beri yap›lan k⤛t, ilk olarak 1276 y›l›nda ‹talya’da ku-
rulan bir k⤛t fabrikas›yla Bat›’da üretilmeye baflland› ve bunu
di¤er Avrupa ülkeleri izledi. Türkiye’de ilk k⤛t fabrikas›, 1746
y›l›nda Yalova’da kuruldu. 1846 y›l›nda ‹zmir’de kurulan k⤛t
fabrikas›, kapitülâsyonlardan yararlanan Avrupal› k⤛tç›lar›n
dampingi yüzünden 6 ay sonra kapand›. 1887 y›l›nda Beykoz’da
kurulan Hamidiye K⤛t Fabrikas›, 1915 y›l›nda silâh yapmak
gerekçesiyle Osmanl›lar›n müttefikleri taraf›ndan kapat›ld›.
Cumhuriyet döneminde h›z verilen k⤛t üretimi, SEKA’n›n (Se-
lüloz ve K⤛t ‹flletmesi) kurulmas› ve çeflitli fabrikalar›n aç›lma-
s›yla gereksinimin yar›s›ndan ço¤unu karfl›layabilir duruma gel-
di. 1980’de üretilen toplam k⤛t ve karton 300.436 tondur.
Dünya k⤛t ve karton üretimi ise y›lda yaklafl›k 150 milyon ton-
dur. Bunun üçte birini ABD, geri kalan›n büyük k›sm›n› da Ka-
nada, Japonya ve SSCB üretir. Bugün dünyada çeflitli bas›l› ya-