588
        
        
          
            Mandac›l›k
          
        
        
          Amasya, 3.8.1919
        
        
          
            3’üncü Ordu Müfettiflli¤i Kurmay Baflkanl›¤›’na
          
        
        
          Bekir Sami Bey’den al›nan cevap afla¤›da arz olunur:
        
        
          Mustafa Kemal Pafla’ya Özel: Amerikal›larla flimdiye ka-
        
        
          dar yap›lan görüflmeler tabiat›yla hep özel bir flekilde ol-
        
        
          mufl ve s›rf bir varsay›mdan ibaret kalm›fl oldu¤u için,
        
        
          mandaterliklerin her iki tarafa yükleyece¤i flartlar üze-
        
        
          rinde durulmam›flt›r. Mümkünse, haz›rl›klara bafllanarak
        
        
          Sivas Kongresi’nin bir an önce aç›lmas› gere¤ini özet
        
        
          olarak arz ederim.
        
        
          Kurmay Yarbay
        
        
          
            Arif
          
        
        
          
            Mustafa Kemal Pafla Hazretleri’ne
          
        
        
          Sayg›de¤er Efendim,
        
        
          Memleketin siyasî durumu en son kertesine geldi. Kendi-
        
        
          mize bir yön çizebilmek için, Türk milletinin zar›n› at›p
        
        
          olumlu bir durum alma zaman› ise geçmek üzere bulunu-
        
        
          yor.
        
        
          D›fl durum ‹stanbul’da flöyle görünüyor:
        
        
          Fransa, ‹talya, ‹ngiltere, Türkiye’nin mandaterlik mesele-
        
        
          sini Amerikan Senatosu’na resmen teklif etmifl olmakla
        
        
          birlikte, Senato’nun bu teklifi kabul etmemesi için bütün
        
        
          güçlerini kullan›yorlar. Taksimden pay kaç›rmak elbette
        
        
          ifllerine gelmiyor.
        
        
          Suriye’de arad›¤›n› bulamayan Fransa, zarar›n› Türki-
        
        
          ye’den kapatmak istiyor. ‹talya namuslu bir emperyalist
        
        
          oldu¤undan, savafla ancak Anadolu’nun bölüflülmesinde
        
        
          pay almak için girdi¤ini aç›ktan a盤a söylüyor. ‹ngilte-
        
        
          re’nin oyunu biraz daha incedir.
        
        
          ‹ngiltere, Türk’ün birli¤ini, ça¤dafllaflmas›n›, gerçek bir
        
        
          ba¤›ms›zl›k kazanmas›n›, gelecekte bile istemiyor. Yeni
        
        
          imkân ve görüfllerle; tamamen ça¤dafl ve kuvvetli bir
        
        
          Müslüman-Türk hükûmeti bafl›nda hilâfet de olursa, ‹n-
        
        
          giltere’nin elindeki müslüman esirleri için kötü bir örnek
        
        
          olur. ‹ngiltere, Türkiye’yi bütünü ile ele geçirebilse, kafa-
        
        
          s›n› kolunu kopar›r, birkaç y›lda sad›k bir sömürge duru-
        
        
          muna sokar. Buna, memleketimizde en baflta ve özellikle
        
        
          dinî s›n›flar çoktan taraftard›rlar. Fakat bunu Fransa ile
        
        
          dövüflmeden yapabilmek mümkün olamayaca¤›ndan ta-
        
        
          raftar olamaz. Fakat, Türkiye’yi bütün olarak korumak
        
        
          gere¤i duyulursa, yani bölüflmenin büyük askerî fedakâr-
        
        
          l›klarla yap›labilece¤ini anlarsa Lâtinleri sokmamak için
        
        
          Amerikan görüflünü tutar ve destekler. Nitekim ‹ngiliz si-
        
        
          yasetçileri aras›nda zaten bu görüfle e¤ilimli olanlar var-
        
        
          d›r. Morisson (Morison) gibi ünlü kimseler Amerika’n›n
        
        
          Türkiye’de manda kurmas›n› istiyorlar.
        
        
          Baflka bir çözüm yolu da, Türkiye’yi Trakya’dan, ‹z-
        
        
          mir’den, Adana’dan, belki de Trabzon’dan ve hele ‹stan-
        
        
          bul’dan yoksun b›rakt›ktan sonra, eski “Kapitülasyon”la-
        
        
          r› ve bo¤ulmaya mahkûm iç s›n›rlar›yla baflbafla b›rak-
        
        
          mak.
        
        
          Biz ‹stanbul’da, kendimiz için, bütün eski ve yeni Türkiye
        
        
          s›n›rlar›n› içine almak üzere geçici bir Amerikan manda-
        
        
          s›n› “ehven-i fler” olarak görüyoruz. Dayand›¤›m›z nokta-
        
        
          lar flunlard›r:
        
        
          1- Aram›zda, hangi flartlar alt›nda olursa olsun, Hristiyan
        
        
          az›nl›klar kalacakt›r. Bunlar hem Osmanl› vatandafl› olma
        
        
          haklar›ndan yararlanacaklar hem de d›flar›da bir Avrupa
        
        
          devletine dayanarak kar›fl›kl›k ç›karacaklar, sürekli ola-
        
        
          rak müdahaleye yol açacaklar ve zaten göstermelikten
        
        
          ibaret olan ba¤›ms›zl›¤›m›zdan az›nl›klar ad›na her y›l bir
        
        
          parça daha kaybedece¤iz.
        
        
          Güçlü bir hükûmet ve ça¤dafl bir idare kurulabilmesi için,
        
        
          patrikhanenin siyasî imtiyazla, az›nl›klar›n, kuvvetli dev-
        
        
          letler vas›tas›yla yapt›klar› sürekli tehditler ortadan
        
        
          kalkmal›d›r. Küçük ve zay›f bir Türkiye bunu baflarama-
        
        
          yacakt›r.
        
        
          2- Birbirini yok eden, ç›kar sa¤lama, h›rs›zl›k, macera ve
        
        
          flöhret için yaflayanlar›n h›rs›n› doyuran bu hükûmet an-
        
        
          lay›fl› yerine, milletin refah ve kalk›nmas›n› sa¤layabile-
        
        
          cek, halk› ve köyleri, sa¤l›¤› ve zihniyeti ile ça¤dafl bir
        
        
          halk durumuna getirebilecek bir hükûmet anlay›fl ve uy-
        
        
          gulamas›na ihtiyac›m›z var. Bunun için gerekli olan para-
        
        
          ya, uzmanl›¤a ve kudrete sahip de¤iliz. Siyasî d›fl borçlar,
        
        
          siyasî esareti art›r›yor. Taraf tutma, cahillik ve çok ko-
        
        
          nuflmaktan baflka olumlu bir sonuç veren yeni bir hayat
        
        
          yaratam›yoruz.
        
        
          Bugünkü hükûmet, adamlar›n› takdir etmese bile, halk›
        
        
          ve halk hükûmeti kurulmas›n› yararl› gören Filipin gibi
        
        
          vahflî bir memleketi, bugün kendi kendini idareye mukte-
        
        
          dir ça¤dafl bir makine hâline koyan Amerika, bu konuda
        
        
          çok iflimize geliyor. On befl yirmi y›l s›k›nt› çektikten son-
        
        
          ra yeni bir Türkiye’yi, her ferdi ö¤renimi ve zihniyetiyle
        
        
          gerçek ba¤›ms›zl›¤› kafas›nda ve cebinde tafl›yan bir Tür-
        
        
          kiye’yi, ancak yeni dünyan›n kabiliyeti yaratabilir.
        
        
          3- Yabanc› devletlerin Türkiye üzerindeki rekabetlerini
        
        
          ve kuvvetlerini memleketimizden uzaklaflt›rabilecek bir
        
        
          yard›mc›ya ihtiyac›m›z var. Bunu ancak Avrupa d›fl›nda
        
        
          ve Avrupa’dan daha güçlü bir elde bulabiliriz.
        
        
          4- Bugünkü oldu-bittileri ortadan kald›rmak ve davam›z›
        
        
          süratle dünyaya karfl› savunabilmek için, gerekli güce
        
        
          sahip bir devletin yard›m›n› istemek lâz›md›r. Yay›lma si-
        
        
          yaseti güden Avrupa’n›n baflvurdu¤u binbir yol ve alçak-
        
        
          ça siyasetine karfl›, böyle bir vekil olarak Amerika’y› ken-
        
        
          dimize kazanarak ortaya atabilirsek, Do¤u Meselesi’ni
        
        
          de, Türk Meselesi’ni de gelecek için kendimiz çözümle-
        
        
          mifl olaca¤›z.
        
        
          Bu sebeplerden dolay›, bir an önce istememiz gereken
        
        
          Amerikan mandas› da, elbette sak›ncas›z de¤ildir. Haysi-
        
        
          yetimizden epeyce fedakârl›k etmek mecburiyetinde bu-
        
        
          lunuyoruz. Yaln›z, baz›lar›n›n düflündü¤ü gibi, Ameri-
        
        
          ka’n›n resmî s›fat›nda dinî e¤ilim ve taraf tutma yoktur.
        
        
          Hristiyanlara para verecek misyoner kad›n Amerika’s›,
        
        
          Amerika’n›n yönetim mekanizmas›nda bir yer tutmaz.
        
        
          Amerika’n›n yönetim mekanizmas› dinsiz ve milliyetsiz-
        
        
          dir. O, çok düzenli, çeflitli cins ve mezhepten insanlar›
        
        
          çok uyumlu ve kaynaflm›fl olarak bir arada tutman›n yo-
        
        
          lunu biliyor.
        
        
          Amerika, Do¤u’da mandaterlik yapmak ve Avrupa’da ba-
        
        
          fl›na dert açmak niyetinde de¤ildir. Fakat onlar›n onur
        
        
          meselesi yapt›klar› fley, yöntemleri ve idealleri ile Avru-
        
        
          pa’dan daha üstün bir millet olmak iddias›d›r. Bir millet
        
        
          içtenlikle Amerikan milletine baflvurursa, Avrupa’ya, gir-
        
        
          dikleri memleket ve milletin yarar›na nas›l bir idare kur-
        
        
          duklar›n› göstermek isterler.
        
        
          Amerikan resmî mahfillerinin önemli flahsiyetleri aras›n-
        
        
          da epey lehimize bir hava olufltu. ‹stanbul’a Ermeni dos-
        
        
          ▲
        
        
          MANDACILIK
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA