Lüleburgaz
          
        
        
          1918-1922 aras› Yunan iflgalinde kalan,
        
        
          Trakya Bölgesi’nde K›rklareli iline ba¤-
        
        
          l› ilçe. 1358-1360 y›llar›nda Osmanl›
        
        
          egemenli¤ine girdi. 17. yüzy›lda K›rkki-
        
        
          lise (K›rklareli) sanca¤›na ba¤l› kaza
        
        
          merkezi oldu. 1800’de, eflk›ya Kara
        
        
          Feyz’in bask›n›nda büyük ölçüde tahri-
        
        
          bata u¤rad›. I.Balkan Savafl›’nda (1912)
        
        
          Bulgar ordular›nca ele geçirildiyse de
        
        
          1913’te geri al›nd›. 1918-1922 aras› bü-
        
        
          tün Trakya’yla birlikte Yunan iflgaline
        
        
          u¤rad›. Lozan Antlaflmas› sonras› Trak-
        
        
          ya’n›n Türkiye’ye b›rak›lmas› üzerine
        
        
          Trakya’daki Rumlarla Makedonya’daki
        
        
          Türkler aras›nda bölgede yaflanan genifl
        
        
          çapl› mübadele sonras› Makedonya’da-
        
        
          ki Türkler bölgeye yerlefltirildi.
        
        
          1940’tan sonra h›zla geliflti.
        
        
          
            Lütfi Fikri Bey
          
        
        
          1872 Gümüflhane
        
        
          7 Ekim 1934 Paris
        
        
          Kurtulufl Savafl› s›ras›nda saltanat› sa-
        
        
          vundu¤u gerekçesiyle ‹stiklâl Mahke-
        
        
          mesi’nde yarg›lanan hukukçu, gazeteci
        
        
          ve siyaset adam›. Mülkiye Mektebi’ni
        
        
          (1890), Paris Hukuk Fakültesi’ni bitirdi
        
        
          (1893). Yurda döndü¤ünde ‹ttihat ve
        
        
          Terakki Cemiyeti’ne girdi¤inden tutuk-
        
        
          lanarak on dört ay hapis yatt›. Sürgüne
        
        
          gönderildi¤i Ni¤de’den Paris’e kaçt›
        
        
          (1901); oradan da M›s›r’a gitti. Meflruti-
        
        
          yet’in ilân›ndan (1908) sonra ‹stanbul’a
        
        
          geldi. ‹ttihat ve Terakki’nin partiye dö-
        
        
          nüflmesine karfl› ç›karak yöneticilerle ih-
        
        
          tilâfa düfltü. Avukatl›k yapt›. Dersim
        
        
          milletvekili olarak Meclis-i Mebusan’a
        
        
          girdi. ‹ttihat ve Terakki’nin uygulamala-
        
        
          r›na karfl› ç›karak kurdu¤u Mutedil Hür-
        
        
          riyetperveran F›rkas› 1911’de Hürriyet
        
        
          ve ‹tilâf F›rkas› ile birleflti ve ayn› y›l
        
        
          Tanzimat gazetesini ç›karmaya bafllad›.
        
        
          Gazetenin kapat›lmas› üzerine de¤iflik
        
        
          adla gazete ç›karmay› sürdürdü. 1920-
        
        
          1925 aras› ‹stanbul Barosu baflkanl›¤›
        
        
          yapt›; Cumhuriyet’in ilân›ndan sonra
        
        
          saltanat› savundu¤u gerekçesiyle ‹stan-
        
        
          bul ‹stiklâl Mahkemesi’nde yarg›land›
        
        
          ve 5 y›l kürek cezas›na çarpt›r›ld›
        
        
          (1923). Özel bir afla ba¤›flland›; ard›n-
        
        
          dan Elâz›¤ ‹stiklâl Mahkemesi’nde yar-
        
        
          g›land›ysa da beraat etti. Daha sonra te-
        
        
          davi için gitti¤i Paris’te öldü. Gazete ve
        
        
          dergilerdeki yaz›lar› d›fl›nda küçük ha-
        
        
          cimli pek çok kitab› yay›mland›.
        
        
          
            Lütfullah Bey
          
        
        
          1863 Malatya
        
        
          5 Mart 1923 Malatya
        
        
          Birinci TBMMMalatya milletvekili. ‹lk
        
        
          ve ortaö¤renimini Malatya’da tamamla-
        
        
          d›ktan sonra ‹stanbul’da medrese ö¤re-
        
        
          nimi gördü. Ayr›ca hukuk okudu. Cezâ-
        
        
          ir-i Bahr-i Sefîd (Akdeniz Adalar›) ‹li-
        
        
          nin Bilimâr ‹lçesinde mahkeme baflkâ-
        
        
          tipli¤ine atand›. Bu ilde mutasarr›fl›k
        
        
          yapan vatan flairi Nam›k Kemal’in özel
        
        
          kâtipli¤ini ve daha sonra çeflitli yerlerde
        
        
          nahiye müdürlü¤ü ve kaymakaml›k
        
        
          yapt›. Birinci TBMM’ye Malatya’dan
        
        
          milletvekili seçildi (1920) ve dönem
        
        
          içinde Malatya’da öldü. Ailesi daha son-
        
        
          ra “Evliyao¤lu” soyad›n› ald›.
        
        
          578
        
        
          
            Lüleburgaz
          
        
        
          
            Rauf Bey, Zaferler Kazanm›fl Ordunun Bafl›nda
          
        
        
          
            Lozan’a Giden Zata Zaferden Zafere Yürüyen
          
        
        
          
            Ordunun Hikâyesini Anlat›yor
          
        
        
          Rauf Bey, telgraf›nda, Sévres Antlaflmas› yüzünden Türk milletinin u¤rad›¤› sal-
        
        
          d›r›lar›, buna karfl› milletin nas›l ayakland›¤›n›, nas›l y›lmaz ve yenilmez bir or-
        
        
          du kurdu¤unu ve kahraman komutanlar›m›z›n sevk ve idaresi ile nas›l zaferden
        
        
          zafere yürüdü¤ünü hikâye ediyor. Rauf Bey, bu hikâyeyi ‹smet Pafla’ya, o zafer-
        
        
          ler kazanm›fl ordunun bafl›ndan Lozan’a gitmifl olan zata anlat›yor. Rauf Bey, bu
        
        
          baflar› ve zaferleri hükûmetin kazand›¤›n› anlatabilmek için de parlak bir cüm-
        
        
          le bulmufltur: Lozan bar›fl görüflmelerinin aylardan beri devam etti¤ine de ifla-
        
        
          ret ederek üstü kapal› bir flekilde iflin uzat›ld›¤›n› belirtmekten kendini alama-
        
        
          m›flt›r. Rauf Bey, “Antlaflman›n yap›lmas›ndaki çal›flmalar›ndan dolay› Delege-
        
        
          ler Heyeti’ni tebrik ederken, Mondros Ateflkes Antlaflmas›’ndan bafllayarak, bü-
        
        
          tün ink›lâb›m›z›n bir özetini yapmak suretiyle, Delegeler Heyeti’ne yapt›klar›
        
        
          antlaflman›n nas›l ve ne oldu¤unu da anlatmak gayretine düflmüfltür. Bir tek te-
        
        
          flekkür kelimesini bile içine almayan bu yaz›lar›n ne anlama geldi¤ini kavramak,
        
        
          dikkatli ve incelikleri görebilen kimselerce elbette güç de¤ildir.
        
        
          
            Rauf Bey, “‹smet Pafla ile Karfl› Karfl›ya Gelemem;
          
        
        
          
            Onun Karfl›lanmas›nda Bulunamam” Diyor
          
        
        
          Efendiler, Delegeler Heyetimiz görevini tamamlad›ktan sonra, Ankara’ya dön-
        
        
          mek üzere yolda bulunuyordu. Herkes Delegeler Heyeti’ni yak›ndan alk›fllamak
        
        
          için can at›yordu. O günlerdeydi. Hükûmet Baflkan› Rauf Bey, Meclis ikinci Bafl-
        
        
          kan› bulunan Ali Fuat Pafla ile birlikte, Çankaya’da bana geldiler.
        
        
          Rauf Bey, “Ben” dedi, “‹smet Pafla ile karfl› karfl›ya gelemem. Onun karfl›lanma-
        
        
          s›nda bulunamam. Müsaade ederseniz, o geldi¤i zaman Ankara’da bulunmamak
        
        
          için, seçim bölgemde dolaflmak üzere Sivas’a do¤ru bir geziye ç›kay›m.”
        
        
          Rauf Bey’e, bu flekilde davranmas›na bir sebep olmad›¤›n›, burada bulunan
        
        
          ‹smet Pafla’y› bir Hükûmet Baflkan›’na yarafl›rcas›na karfl›lamas›n›n ve görevini
        
        
          baflar› ile sona erdirdi¤i için onu sözle de takdir ve tebrik etmesinin uygun ola-
        
        
          ca¤›n› söyledim.
        
        
          Rauf Bey, “Kendime hâkim de¤ilim; yapamayaca¤›m” dedi ve geziye ç›kma hu-
        
        
          susunda ›srar etti. Hükûmet Baflkanl›¤›’ndan ayr›lmas› flart›yla ç›kmas›n› kabul
        
        
          ettim.
        
        
          
            Rauf Bey, Devlet Baflkanl›¤› Makam›n›n
          
        
        
          
            Güçlendirilmesini Teklif Ederken Ne Düflünüyordu?
          
        
        
          Ondan sonra, Rauf Bey’le aram›zda flu konuflma geçti:
        
        
          Rauf Bey, “Hükûmet Baflkanl›¤›’ndan çekilirken, sizden çok rica ederim; Devlet
        
        
          Baflkanl›¤› makam›n› güçlendiriniz.” dedi.
        
        
          Rauf Bey’e, “Dedi¤inizi yapaca¤›ma kesin olarak güveniniz!” cevab›n› verdim.
        
        
          Rauf Bey’in ne demek istedi¤ini ben pek güzel anlam›flt›m.
        
        
          Rauf Bey, Devlet Baflkanl›¤› makam› olarak, hilâfet makam›n› düflünüyor, o ma-
        
        
          kama kuvvet ve yetki sa¤lamam› benden rica ediyordu.
        
        
          Rauf Bey’in, benim olumlu cevab›mla ne demek istedi¤imi anlay›p anlamad›¤›
        
        
          belli de¤ildir. Daha ileriki bir tarihte, Cumhuriyet’in ilân›ndan sonra, kendisiyle
        
        
          Ankara’da yapt›¤›m bir görüflmede, niçin karfl› oldu¤unu sordu¤um ve yap›lm›fl
        
        
          olan fleyin, Ankara’dan ayr›l›rken, benden yap›lmas›n› rica etti¤i ve benim söz
        
        
          verdi¤im iflten baflka bir fley olmad›¤›n› söyledi¤im zaman: “Ben”, demiflti,
        
        
          “Devlet Baflkanl›¤› makam›n› güçlendiriniz derken, asla Cumhuriyet ilân›n› dü-
        
        
          flünmüfl ve kastetmifl de¤ildim.”
        
        
          Oysa, Efendiler, benim verdi¤im cevab›n anlam› tamamen o idi. Gerçekten de,
        
        
          millî hükûmetimizin niteli¤i Cumhuriyet Hükûmeti oldu¤u halde, bence onu ke-
        
        
          sin olarak ifade ve ilân etmemek ve Devlet Baflkanl›¤› makam› ile Türkiye Büyük
        
        
          Millet Meclisi makam›n› bir tek makam hâlinde bulundurmak bir zay›fl›k teflkil
        
        
          ediyordu. ‹lk f›rsatta Cumhuriyeti resmen ilân etmek ve Devlet Baflkanl›¤›’n›
        
        
          Cumhurbaflkanl›¤› makam›nda temsil ederek kuvvetli bir durum yaratmak flart-
        
        
          t›. Rauf Bey’e bunu yapaca¤›ma kesin olarak söz vermifltim. E¤er ne demek iste-
        
        
          di¤imi kavrayamam›flsa, san›r›m ki eksiklik bende de¤ildir.
        
        
          
            Nutuk : s.461, 475, 487, 492, 506.
          
        
        
          
            Lütfullah Bey
          
        
        
          
            Fikri Lütfi Bey
          
        
        
          LOZAN KONFERANSI
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA