Seyit, gazeteci Ahmet Emin (Yalman),
        
        
          ateflkes hükümlerine karfl› direnen ko-
        
        
          mutanlardan Yakup fievki Pafla (Suba-
        
        
          fl›), Bitlis eski valisi Mustafa Abdülhak
        
        
          (Renda) ve Antep Mebusu Ali Cenani.
        
        
          Sevr Antlaflmas›’n›n imzalanmas›ndan
        
        
          sonra Malta’ya 10 kifli daha sürgüne
        
        
          yolland›. Malta’ya sürgüne gönderilen-
        
        
          lerin kurtar›lmas› için giriflimlerde bulu-
        
        
          nan Mustafa Kemal Pafla, ‹stanbul Hü-
        
        
          kûmeti temsilcisi Bahriye Nâz›r› Salih
        
        
          Pafla ile imzalad›¤› Amasya Protoko-
        
        
          lü’nde, suçlu olduklar› iddias›yla Mal-
        
        
          ta’ya sürgün edilenlerin yarg›lanmak
        
        
          üzere ‹stanbul’a getirilmelerini istedi.
        
        
          Mustafa Kemal Pafla, ‹stanbul’un iflga-
        
        
          linden iki ay önce durumu sezerek, Ra-
        
        
          uf Bey ve arkadafllar›n›n ‹ngilizler tara-
        
        
          f›ndan tutuklanmalar› hâlinde, Anado-
        
        
          lu’daki ‹ngiliz subaylar›n›n tutuklanma-
        
        
          lar›n› emretti (Ocak 1920). Karfl›l›k ola-
        
        
          rak yakalanan 24 ‹ngiliz subay›, uzun
        
        
          pazarl›klar sonucu, Yunanl›lara karfl›
        
        
          kazan›lan zaferden sonra, Malta sürgün-
        
        
          leriyle 1 Kas›m 1921’de ‹nebolu’da de-
        
        
          ¤ifltirildi. Malta sürgünlerinin bir k›sm›
        
        
          Ankara’ya gelerek Kurtulufl Savafl›’na
        
        
          kat›ld›lar.
        
        
          582
        
        
          
            Malta Sürgünleri
          
        
        
          Rauf Bey’e ve bilgi için 15’inci ve 3’üncü Kolordulara 11 Mart tarihinde flu
        
        
          bilgileri vermifltim:
        
        
          11.3.1920
        
        
          Dün akflam, yani 10/11 Mart 1920’de, Ankara’da Frans›z
        
        
          temsilcisi Yüzbafl› Boizeau’nun (Buazo) tercüman› olup
        
        
          bize öteden beri gizli haberler getiren biri Ankara’daki
        
        
          ‹ngiliz temsilcisi Withall’ün (Vitol), ald›¤› bir telgraf üze-
        
        
          rine, bütün eflyas›, a¤›rl›klar› ve yan›ndaki adamlar›yla
        
        
          birlikte bugün Ankara’dan ayr›larak ‹stanbul’a hareket
        
        
          edece¤ini ve bu trenden sonra, demiryolu ulafl›m›n›n
        
        
          ‹ngilizlerce durdurulaca¤›n› ihbar etti. Ad› geçen Wit-
        
        
          hall, bugün gerçekten haber verildi¤i flekilde yola ç›kt›.
        
        
          Bu bak›mdan tren seferlerinin de kesilmesi kuvvetle
        
        
          tahmin edilmektedir. Bu durumun, ‹stanbul’da ‹tilâf
        
        
          Devletleri’nce al›nan tedbirlerle ilgili bulundu¤una flüp-
        
        
          he yoktur.
        
        
          
            Mustafa Kemal
          
        
        
          Rauf Bey’in son telgraf›na da flu cevab› vermifltim:
        
        
          Kabineye güvensizlik oyu vererek, sizlerin bir hücuma
        
        
          geçmeniz o kadar kuvvetli bir sebebe dayand›r›lamaya-
        
        
          cakt›r. Grubun dayan›flma ve direnme derecesi ile iflbir-
        
        
          li¤i yapma konusundaki kesin tutumu üzerinde aç›k bir
        
        
          düflünce ve kanaate varmad›kça, Salih Pafla’n›n, Grup
        
        
          Yönetim Kurulu’yla görüflmeden hareket etmesini, bir
        
        
          flartl›l›k meselesi yapma hususundaki karar›n›z hakk›n-
        
        
          da hiçbir fikir ileri süremem. ‹ngilizlerin tutuklama ka-
        
        
          rar›na karfl›, Meclis’in, cesaretle sonuna kadar görevine
        
        
          devam› pek yararl› ve parlakt›r. Ancak, sizinle birlikte,
        
        
          kendileri ileriki teflebbüs ve çal›flmalar›m›z için çok ge-
        
        
          rekli olan arkadafllar›n sonunda bize kat›lmalar›n› sa¤-
        
        
          layacak çarelerin düflünülmüfl ve bulunmufl olmas›
        
        
          flartt›r. Aksi takdirde, grubun birlik hâlinde ve kararl›l›k
        
        
          içinde hareketini düzenleyebilecek kimselerin flimdiden
        
        
          görevlendirilmesi ve sizlerin hemen buraya gelmeniz
        
        
          gerekir. Buraya gelecek kimseler aras›nda, memleketi
        
        
          temsil edebilme niteli¤ini tafl›yanlarla, gerekti¤inde hü-
        
        
          kûmet kurabilecek ve yönetebilecek de¤erde olanlar›n
        
        
          bulunmas› önemlidir. ‹tilâf Devletleri’nin zorlay›c› ted-
        
        
          birlere baflvuracaklar›na flüphe yoktur... vb. (Belge: 254)
        
        
          Efendiler, Rauf Bey’i ve öteki flah›slar› tam zaman›nda ça¤›rm›fl oldu¤u-
        
        
          muz, olaylarla hem de üç dört gün geçmeden belli oldu. Ancak, ne ya-
        
        
          z›k ki, bu davetimiz, gereken önem ve ciddiyetle dikkate al›nacak de-
        
        
          ¤erde görülemedi. Rauf Bey ve Vas›f Bey gibi kimseler, en sonunda bü-
        
        
          yük bir uysall›kla Malta’ya gittiler. Bu durumu biliyorsunuz.
        
        
          Son dakikaya kadar Anadolu’ya geçmek ve Ankara’ya gelmek f›rsat ve
        
        
          tedbirlerinin baz› baz› arkadafllar taraf›ndan haz›rland›¤› ve sa¤land›¤›
        
        
          bana anlat›lm›flt›r. E¤er böyle idiyse, bu kimselerin Ankara’ya gelmeye
        
        
          raz› olmay›p ‹ngilizlere teslim olmay› ve Malta’ya gitmeyi tercih etme-
        
        
          lerindeki sebep ve özür, cidden incelenmeye de¤er. Gerçekten, Türki-
        
        
          ye’nin durumunun ve gelece¤inin flüpheli, karanl›k, tehlikeli görüldü¤ü
        
        
          varsay›m›na göre, bu karanl›k tehlike içine at›lacaklar›n, korkunç ve
        
        
          müthifl bir sonla karfl›laflma kuruntusunun etkisi ile en sonunda bir sü-
        
        
          re kalmak üzere, düflmana teslim olmay› daha uygun bulacaklar› göz-
        
        
          den uzak tutulamaz. Bunla birlikte, ben burada böyle a¤›r bir yarg›ya
        
        
          varmaktan çekinirim. Bu düflünceyledir ki, bu flah›slar› Malta zindanla-
        
        
          r›ndan kurtarmak için her f›rsattan yararlanarak mümkün olan tefleb-
        
        
          büslerde bulunmaktan geri durmad›m.
        
        
          (.........)
        
        
          
            Malta’dan Yeni Dönen Naf›a Vekili Rauf Bey’le Kara Vas›f
          
        
        
          
            Bey, Güdülen Askerî Siyaseti Ö¤renmek ‹stiyorlard›
          
        
        
          Rauf Bey, 15 Kas›m 1921’de Ankara’ya gelmiflti. Rauf Bey’i, 17 Kas›m
        
        
          1921’de, boflalan Naf›a Vekilli¤i’ne (Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›) seçtirdik.
        
        
          Rauf Bey’den sonra Ankara’ya gelen Kara Vas›f Bey’i de Anadolu ve Ru-
        
        
          meli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun Yönetim Kurulu üyeli¤ine seçtirdim.
        
        
          Bu iki zat›n birinden hükûmette, di¤erinden grupta yararlanmay› dü-
        
        
          flünmüfltüm. Çok geçmedi, bir gün Rauf Bey’in, Bakanlar Kurulu’nda bir
        
        
          konunun aç›klanmas›n› istedi¤i haber verildi. Ayn› gün, Kara Vas›f
        
        
          Bey’in de grup heyetinde ayn› konuyu ö¤renmek istedi¤i bildirildi. Bu
        
        
          iki zat›n aralar›nda önceden kararlaflt›rd›klar› anlafl›lan konu fluydu:
        
        
          “Güdülen askerî politika nedir?” Bu sorudan nas›l bir anlam ç›kar›labi-
        
        
          lirdi? Neyi anlamak istiyorlard›? Bizim yürütmekte oldu¤umuz siyasî ve
        
        
          askerî politika belli olmufltu. ‹stiklâlimiz tam olarak sa¤lan›ncaya ka-
        
        
          dar, düflmanlarla vuruflmak ve onlar› yenece¤imize olan kesin bir
        
        
          inançla savafla devam etmek... ‹flte ortaya at›lan soru ile demek isteni-
        
        
          liyordu ki, ne olursa olsun muharebeye devam etmekle sonuç almak
        
        
          mümkün müdür? Mümkün olmad›¤› ihtimalini hesaba katarak daha
        
        
          flimdiden daha baflka tedbir ve çarelere -anlatmak istediklerine göre si-
        
        
          yasî çarelerdir- baflvurarak içinde bulundu¤umuz tehlikeli duruma son
        
        
          vermek yerinde olmaz m›?
        
        
          Elbette, ne Bakanlar Kurulu’nda ne de Grup Yönetim Kurulu’nda böyle
        
        
          bir konunun görüflme ve tart›flma konusu edilmesine müsaade etme-
        
        
          dim. Bunun üzerine Rauf Bey Bakanl›ktan, Kara Vas›f Bey de Grup Yöne-
        
        
          tim Kurulu’ndan çekildiler. 13 Ocak 1921 tarihinde Meclis’te Rauf Bey’in
        
        
          istifas› okunurken, ayn› tarihli bir istifa yaz›s› daha okunmufltu. Bu isti-
        
        
          fa yaz›s›, Milli Savunma Bakan› olan Refet Pafla’n›nd›.
        
        
          Efendiler, Refet Pafla’n›n istifa sebebini birkaç kelime ile aç›klayay›m: 4
        
        
          Ocak 1922 günü, Meclis’in bu gizli oturumunda flöyle bir konunun tart›fl-
        
        
          mas› yap›lm›flt›. Baflkomutanl›k ve Genelkurmay Baflkanl›¤› Ankara’da
        
        
          oturuyormufl. Cepheden uzak bulunuyormufl. Bundan flu sonuç ç›kar›l-
        
        
          m›fl ki, benim hem Baflkomutan hem de Meclis Baflkan› olmam sak›nca-
        
        
          l› imifl. Ordu iflleri iyi gitmiyormufl. Meclis bir savafl komisyonu kurarak,
        
        
          ordunun durumunu incelemeliymifl. Genelkurmay Baflkan›, ayn› zaman-
        
        
          da Bakanlar Kurulu Baflkan› oldu¤undan, Genelkurmay iflleri de iyi git-
        
        
          miyormufl. Fevzi Pafla Hazretleri yaln›z Bakanlar Kurulu Baflkanl›¤›’nda
        
        
          kals›n, Genelkurmay Baflkanl›¤› ile Millî Savunma Bakanl›¤› birlefltirilsin-
        
        
          mifl. Millî Savunma Bakan› olan Refet Pafla, bu tezi kürsüden bizzat sa-
        
        
          vunuyordu.
        
        
          
            Nutuk : s.279, 428.
          
        
        
          MALTA SÜRGÜNLER‹
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA