ORKESTRA
508
yüzlerinde Türkçe yaz›lar bulunmaktad›r. Do¤u yüzünde 40, ku-
zey ve güney yüzlerinde 13’er sat›r yaz›l›d›r. An›t›n bulundu¤u
alan 67,25x28,85 m. boyutlar›ndad›r. ‹kincisi 734 y›l›nda ölen
Bilge Han için 735 y›l›nda o¤lu taraf›ndan diktirildi. Kültigin
ad›na dikilen an›t›n 1 km. kadar uza¤›ndad›r ve yap› bak›m›ndan
bu an›ta çok benzer; bat› yüzünde Çince, öteki yüzlerinde Türk-
çe yaz›lm›flt›r. Do¤u yüzünde 41, kuzey ve güney yüzlerinde
15’er sat›r vard›r. Her iki an›ttaki yaz›lar ye¤enleri Kültigin tara-
f›ndan yaz›lm›flt›r. Üçüncüsü de kendi ad›na daha sa¤l›¤›nda
Tonyukuk taraf›ndan diktirildi. Dört köfleli olan an›t 2,60x2,60
m.lik bir kaide üstünde 1,5 m. yüksekliktedir. An›tlar, Kutluk
Devleti’nin kurulufluyla ilgili de¤erli bilgileri içermektedir. An›t-
lar, ilk kez Strahlenberg taraf›ndan bilim dünyas›na tan›t›ld›
(1730). 1899 y›l›nda bir Fin ve Rus heyeti bölgeye bilimsel bir
gezi yapt› ve an›tlar›n foto¤raflar› yay›nland›. Sonunda Danimar-
kal› bilgin Thomsen an›tlardaki yaz›lar› okumay› baflard›.
ORKESTRA,
çeflitli müzik aletlerinin bir araya gelmesiyle
oluflan topluluk. Eski Yunancada “dans etmek” anlam›na gelen
“orkhesthai” kelimesinden türemifl olup tiyatro seyircileri ile
sahneyi ay›ran bofllu¤a verilen add›. Daha sonralar› çeflitli sah-
ne gösterilerinde müzik aletleri toplulu¤u bu bofllu¤a yerlefltik-
leri için, bütün müzik aletleri topluluklar› bu ad› ald›. Ancak bu-
günkü anlamda orkestra, çoksesli müzi¤in geliflmesiyle ortaya
ç›kt›. 1600’lerde çoksesli çalg› müzi¤i, çoksesli ses müzi¤inden
ayr›ld›. 1700’lerde de yaln›zca orkestraya yer veren bir repertu-
var oluflmaya bafllad›; çalg› seçimi operalar sayesinde bir düze-
ne sokuldu ve üye say›s› art›r›ld›. Böylece orkestra kiflili¤ini bul-
du. Müzi¤in geliflmesine ba¤l› olarak, de¤iflik müzik ak›mlar›y-
la birlikte, çeflitli orkestra türleri de ortaya ç›kt›: Barok, klasik,
romantik, modern orkestra. Ayr›ca küçük topluluklar› da kapsa-
yan “caz orkestras›”, “oda orkestras›” gibi türleri de vard›r. Bu-
günkü orkestralarda “nefesli” (üflemeli), “yayl›” ve “vurmal›” ol-
mak üzere üç çeflit çalg› toplulu¤u bulunur. Bunlar›n uyumu ve
ahengi gözetilir. Türkiye’de orkestralar, Tanzimat’tan sonra Bat›
müzi¤inin benimsenmesiyle birlikte oluflturulmaya baflland›.
Özellikle cumhuriyetten sonra büyük bir önem kazand› ve Dev-
let Konservatuvar›’n›n kurulmas›yla Cumhurbaflkanl›¤› Senfoni
Orkestras›, ‹stanbul fiehir Orkestras› vb. orkestralar kuruldu.
ORK‹DE,
salepgillerden birtak›m otsu bitki türlerinin ortak
ad›. S›cak iklim bitkileridir. Çiçeklerinin güzelli¤i dolay›s›yla se-
ralarda yetifltirilir. Çiçekleri grup ya da baflak durumunda olur.
En de¤erlileri Amerika’n›n tropikal bölgelerinde, Hindistan ve
Avustralya’da yetiflir. 15 bine yak›n çeflidinden bir ço¤unu ya-
banî türleri oluflturur. Süs bitkisi olmas›n›n yan› s›ra salep ve
vanilya ç›karmaya da yarar. Tohumlar› kahverengi ve toz tane-
cikleri kadar küçüktür. Orkideler yumrulu, saçak köklü ya da sü-
rüngen köksapl›, birçenekli ve çok y›ll›kt›r.
ORK‹NOS,
uskumrugiller familyas›ndan eti yenen iri bir ba-
l›k
(Thynnus thynnus)
; tonbal›¤›. Atlantik, Pasifik ve Hint
okyanuslar›nda yaflar. Boyu 3-3,5 m.yi bulur. Familyan›n en bü-
yük bal›¤›d›r. Vücudu mekik biçiminde, s›rt› çelik mavisi, karn›
gümüfli beyazd›r. Gö¤üs k›sm›nda büyük pullardan oluflmufl bir
gö¤üs kalkan› bulunur. Çok h›zl› yüzer. Vücut s›cakl›¤› kimi za-
man çevre s›cakl›¤›n›n üstüne ç›kabilen tek bal›kt›r. Küçük bal›k-
larla beslenir. Üreme dönemine ba¤l› olarak göç eder. Yumurta-
lar›n› Akdeniz’de b›rak›r, daha sonra Atlantik Okyanusu’na geçer-
ler. Etleri konserve hâlinde tüketilir ve “tonbal›¤›” ad›yla sat›l›r.
ORMAN BAKANLI⁄I
→
TARIM ORMAN ve KÖY‹fiLER‹
BAKANLI⁄I
ORTA AFR‹KA CUMHUR‹YET‹
(Fr.: République
Centrafricaine, ‹ng.: Central African Republic), Orta Afrika’da
devlet. Deniz k›y›s› olmayan Orta Afrika Cumhuriyeti, k›tan›n
gerçekten co¤rafî merkezindedir ve Kamerun, Kongo, Zaire, Su-
dan, Çad gibi ülkelerle çevrilidir. Ekvatorun kuzeyinde, orta
yükseklikte bir plato olan ülke, iklim bak›m›ndan kurak ve ya-
¤›fll› iki mevsimi olan genifl savanla kapl›d›r. 1960’ta ba¤›ms›z
oluncaya kadar Fransa’n›n Ekvator Afrikas› sömürgesine dahil-
di. 1966’da askerî bir darbeyle iktidara gelen Bokassa, ülkesini
k›sa bir süre içinde örne¤ine kolay rastlanmayan bir dikta reji-
mine sürükledi. Bokassa rejimine 1979’da bir baflka darbeyle
son verildi. Yeni haz›rlanan anayasan›n kabulünden sonra
1964’ten beri yap›lmayan baflkanl›k seçimi 15 Mart 1981’de ya-
p›ld›. Bokassa’dan önceki baflkan David Dacko yeniden baflkan
oldu. Dacko, 1 Eylül 1981’de Genelkurmay Baflkan› André Ko-
lingba’n›n yönetti¤i bir darbeyle görevinden uzaklaflt›r›ld›. Yö-
netimi “Yeniden ‹nfla Komitesi” üstlendi. 1982’deki darbe giri-
flimi rejim karfl›tlar› üzerindeki bask›lar›n artmas›na neden oldu.
Muhalefet liderleri ülke d›fl›na kaçarak Anayasa’n›n tekrar yürür-
lü¤e konmas› ve askerî yönetime son verilmesini amaçlayan bir
örgüt kurdular. Eylül 1986’da Bokassa ülkeye döndü, tutuklan-
d› ve yarg›lanmas›na baflland›. Kas›mda tek partili düzeni öngö-
ren bir anayasa kabul edildi. Temmuz 1987’de de seçimler ya-
p›ld›. Muhalefet seçimleri boykot etti¤inden kat›l›m düflük oldu.
Kolingba’n›n devlet baflkanl›¤› süresi alt› y›l daha uzat›ld›.
ORTA ÇA⁄,
‹.S. 395’ten ‹stanbul’un Türkler taraf›ndan al›n-
d›¤› 1453 ya da Kolomb’un Amerika k›tas›n› buldu¤u 1492 y›l›-
na kadar süren ça¤. ‹.S. 4. ve 5. yüzy›llarda, Roma ‹mparatorlu-
¤u’nun bat› kesimi bir hükümet olma ifllevini yitirmeye bafllad›.
Daha önceden bafllam›fl olan uzun çöküfl süreci de bu dönem-
de h›z kazand›. Vergiler ödenmiyor, yollar ve kamu binalar› ba-
k›ms›z b›rak›l›yor, bar›fl› korumak giderek zorlafl›yor ve tüccar-
larla yolcular sürekli olarak h›rs›zlar›n ve çetelerin tehdidiyle
karfl› karfl›ya kal›yordu. Ticaret canl›l›¤›n› yitirmiflti. Bir zaman-
lar›n büyük kentleri, içinde birkaç yüz kiflinin yaflad›¤› korunak-
s›z yerler hâline dönüfltü. Uygarl›¤›n bu denli çöküflünün ne-
denlerinden biri, imparatorlu¤un eski s›n›rlar›na dek dayanm›fl
olan barbar kavimlerdi. Gotlar ve Hunlar, imparatorlu¤a do¤u-
dan bask› yap›yorlard›. ‹spanya, 7. yüzy›lda Müslümanlar tara-
f›ndan fethedildi. 8. yüzy›lda da, Avrupa’n›n kuzey ve bat› k›y›la-
r›na Vikingler taraf›ndan ak›nlar düzenlenmeye baflland›. 10.
yüzy›la gelindi¤inde, Frank ‹mparatoru Charlemagne’n›n Bat›
Roma ‹mparatorlu¤u’nun birli¤ini sa¤lama çabalar›ndan sonra,
Avrupa birçok küçük krall›¤a bölünmüfltü. 11. yüzy›lda, karan-
l›k ça¤lar olarak da adland›r›lan bu dönem sona erdi ve uygar-
l›k yeniden canlanmaya bafllad›. Bu dönemde, ‹slâmiyet’in etki-
si ve Avrupa üzerindeki di¤er d›fl bask›lar bir ölçüde zay›flam›fl-