OZANSOY, Halit Fahri
517
su’nca sahneye konan (1968),
“May›n” adl› bir de oyun yazd›.
Bafll›ca yap›tlar›: “Ha Bu Diyar”
(1959), “Do¤udan Gezi Notlar›”
(1960), “Harran, Hoyrat, May›n ve
Ir›p” (T. Dil Kurumu Deneme, Elefl-
tiri, Gezi Arma¤an›, 1961), “Uy Ba-
bo” (1962), “Topraks›zlar” (1963),
“Hu Dost” (1964), “Bir Kar›fl Top-
rak ‹çin” (1965), “Oy F›rat, Asi F›-
rat” (1966), “Korku ve Kaymakam
Babo” (Alt›n Kalem Arma¤an›, 1968), “Ne Biçim Amerika, Ne
Biçim Rusya” (1970), “Karasevdam Anadolum” (1976), “Ma-
y›nl› Topraklar Üzerinde” (1977), “Can Arkadafl” (1978), “Cey-
lanlar Suya ‹ndi” (1980), “Ad› Yemendir” (1981), “May›nlar Çi-
çek Açmaz” (1983), “Pavli Kardefller” (1985), “Ey Samanda¤
Samanda¤” (1991), "A¤lama Anam" (2000), "Dosttan Gelen Se-
lams›n" (2004). An›lar›n›, “Arkadafl›m Orhan Kemal ve Mektup-
lar›” (1975), “fiu Bizim Gazi Pafla” (1984), “‹smet Paflal› Y›llar”
(1984) ad›yla kitaplaflt›ran Otyam, TDK deneme, elefltiri, gezi
ödülünü (1961), Ankara Gazeteciler Sendikas› Alt›n Kalem Ar-
ma¤an›’n› (1963 ve 1968) kazand›. Ankara, ‹stanbul ve baflka
merkezlerde resim sergileri açt›.
OUCHY ANTLAfiMASI
→
Ufi‹ ANTLAfiMASI
OVA,
genifl ve düz arazi. Jeomorfolojik oluflum modellerine
göre ovalar, afl›nma, alüvyon birikimi, körfezlerin dolmas› so-
nucu oluflmufl olabilirler. Yer aç›s›ndan ovalar denize yak›n yer-
lerde deltalar hâlinde ya da baz› büyük ›rmaklar›n yol açt›¤›
afl›nd›rmalar sonucunda oluflan vadiler biçiminde bulunurlar.
Deniz k›y›s›nda oluflan ovalar›n yükseklikleri azd›r; ama iç böl-
gelerde tepeler ya da platolar aras›ndaki tektonik çöküntülerde
de çeflitli yüksekliklerde ovalar oluflabilmektedir. Ovalar, düz ve
ifllenmesi kolay olmalar› nedeniyle insanlar›n yerleflimleri bak›-
m›ndan büyük bir önem tafl›rlar.
OXFORD,
‹ngiltere’de Thames Irma¤› k›y›s›nda üniversite
kenti. 8. yüzy›lda bir Sakson köyü olarak kurulan Oxford, Nor-
manlar döneminde geliflmeye, dinî yap› ve kurulufllar›yla tan›n-
maya bafllad›. 12. yüzy›ldan itibaren de dinî e¤itim yapan kuru-
lufl ve kifliler sayesinde ünü artt›. Ünlü filozof Duns Scott bura-
da yetiflti. Buradan ayr›lan baz› hocalar, Cambridge’de yeni
okullar açt›lar. 18. yüzy›la dek ‹ngiliz Anglikan Kilisesi’ndeki de-
¤iflik dinî ak›mlar›n ve bu arada 17. yüzy›ldaki iç savafl döne-
minde kralc›lar›n merkezi oldu. 1163’te kurulan Oxford Üniver-
sitesi, University College, Balliol College ve Merton College,
kentin en eski ve önemli kurulufllar›d›r. Üniversite kitapl›¤›,
dünyada en zengin kitapl›klardan birisidir. Kentte kendi türünde
en eski bir botanik bahçesi de vard›r. Nüfusu 115.800 (1991).
OYAK
(Ordu Yard›mlaflma Kurumu), Türk Silâhl› Kuvvetleri
mensuplar›n› kapsayan ek sosyal güvenlik kurumu. 1 Mart
1961’de 205 say›l› yasayla kuruldu. Özel hukuk hükümlerine
ba¤l› tüzel bir kurulufltur. Üyelerine Emekli Sand›¤›’n›n sa¤lad›-
¤› sosyal güvencelere ek olarak emeklilik, malûliyet ve ölüm yar-
d›mlar› ad› alt›nda yard›mlar yapar; “Ordu Pazar›” ad› alt›nda kur-
du¤u ma¤azalar arac›l›¤›yla ucuz tüketim mallar› sa¤lar. Çeflitli
flirketlerde (MA‹S, OYAK – Renault) önemli paylara sahiptir.
OYMACILIK,
çeflitli maddeleri oyarak arada boflluklar b›ra-
kacak biçimde iflleme. Oymac›l›k, eski ça¤larda tafl üzerine bir-
tak›m biçimlerin oyulmas›yla ortaya ç›kt›. Oymac›l›¤›n özelli¤i,
bir yüzey sanat› olmas›ndad›r. Genellikle mermer ve tahta üzeri-
ne yap›l›r, metal oymac›l›¤› pek yayg›n de¤ildir. ‹ki tür oymac›l›k
vard›r. Tasarlanan biçimi, maddenin üzerine oyma (alçak kabart-
ma) ya da tafl› oyarak biçimi üstte b›rakma (yüksek kabartma).
Tafl oymac›l›¤›n›n en çok uyguland›¤› alanlar kentçilik ve yap›
mimarîsidir. A¤aç oymac›l›¤›nda ayr›ca, flebeke oyma ve geçme
gibi teknikler de gelifltirildi. Geçme tekni¤ini daha çok Osman-
l›lar kulland›lar. Türk a¤aç oymac›l›¤› önce Helenistik ve Sasani
gelene¤ine ba¤l›yken, sonralar› kendi sanat anlay›fl›n› belirten
örnekler verdi. Osmanl›lar a¤aç oyma iflçili¤ine kendi anlat›m
biçimlerini koydular ve daha çok geometrik biçimlerle insan ve
hayvan figürleri yapt›lar. Selçuklu oyma sanat›ndaki geometrik
ve Rumî süsleme tekni¤i, Osmanl› sanat›na dekoratif bir öge
olarak girdi. Osmanl›lar bu gelene¤i, zengin çiçekli motiflerle ve
sedef, ba¤a ve fildifli kakma tekni¤iyle gelifltirdiler. Oymac›l›k,
Orta ve Uzak Asya’da da çok geliflmifl bir sanat koludur.
OYMAPINAR BARAJI VE H‹DROELEKTR‹K
SANTRALI,
Antalya’da Manavgat Çay› üzerinde kurulu ba-
raj ve santral. 1984’te iflletmeye aç›ld›. Enerji üretimi bak›m›n-
dan Atatürk, Karakaya ve Keban’dan sonra Türkiye’nin 4. büyük
tesisidir. Baraj›n su toplama hacmi 300 milyon m
3
, göl alan›
4,70 km
2
’dir. 540 MW gücünde olan santral›n y›ll›k elektrik
enerjisi üretimi ise 1.620 milyon kWsa’tir.
OZAN,
O¤uz Türklerinin flair-çalg›c›lara verdikleri ad. Günü-
müzde flair karfl›l›¤› kullan›lmaktad›r. Kökü ve türeyifli kesin ola-
rak aç›klanamayan ozan sözcü¤ünün, çeflitli O¤uz boylar› ara-
s›nda “kopuzla türkü söyleyen”, “kopuzlar›yla o¤uz destanlar›
okuyan” halk flair-çalg›c›lar› için kullan›ld›¤› bilinmektedir. Ay-
r›ca anlam genifllemesiyle ozanlar›n çald›klar› kopuza ozan de-
nilmifl, bir de ozanc› sözcü¤ü türemifltir. Ozan sözcü¤ünün Aze-
rî ve Anadolu’da 15. yüzy›ldan sonra yerini âfl›k sözcü¤üne b›-
rakt›¤›, anlam kaymas›na u¤rayarak “çenesi düflük, geveze, saç-
masapan söz söyleyen” kifliler için kullan›ld›¤› görülür. Bu an-
lama ba¤l› olarak “ozanlama” (masal›ms›), “ozanlamak” (geve-
zelik etmek), “ozanl›k eylemek” (çok konuflmak) gibi sözcük ve
deyimler de türetilmifltir. Günümüzde ozans›, ozans›l›k sözcük-
leri de flairane ve flairanelik karfl›l›¤› kullan›lmaktad›r.
OZANSOY, Halit Fahri
(1891
‹stanbul-1971 ‹stanbul), flair, yazar.
Ortaö¤renimini Bak›rköy Rüfltiyesi ve
Galatasaray Sultanisi’nde tamamlad›.
Uzun y›llar Mu¤la, Konya (1916-
1918) ve ‹stanbul liselerinde ö¤ret-
menlik yapt›. ‹lk fliir deneylerini Rü-
bab ve fiehbal (1912-1913) dergile-
rinde yay›mlayan Ozansoy, bir süre