OTLUKBEL‹ SAVAfiI
516
Osmanl› alfabesinin kullan›ld›¤› Osmanl›ca evresinde, bir yan-
dan Eski O¤uz Türkçesi kal›nt›lar›na, öte yandan Arapça ve Fars-
ça sözcük ve dil kurallar›na rastlan›r. Hele kimi fliir ya da düzya-
z› (Veysî ve Nergisî’nin yap›tlar›) ürünlerinde belirteçler ve yük-
lemler d›fl›nda hiçbir Türkçe sözcük yer almaz. Tanzimat, Edebi-
yat› Cedide ve Fecri Ati dönemlerine de Yeni Osmanl›ca ad› ve-
rilmektedir. Bu dönemlerde dilin özleflmesi yolunda birtak›m gi-
riflimler olmufl, fakat eski kültürle yetiflen ayd›nlar›n bu giriflim-
leri pek de olumlu sonuç vermemifltir. Hele Edebiyat› Cedide dö-
neminde yeni imgeleri anlatabilmek için Arapça ve Farsça söz-
cüklerden yeni sözcükler al›nm›fl, Arapça dil kurallar›na göre ye-
ni sözcükler türetmifllerdir. Türkçülük ak›m›n›n dilde özleflmeyi
amaçlamas› ve Genç Kalemler dergisi çevresindeki genç yazar-
lar›n olumlu giriflimleri ve Ziya Gökalp’in “dilde Türkçülük” bafl-
l›¤›nda ilkelefltirdi¤i görüfller sonucu Türkçe, Osmanl›ca evre-
sinden Türkiye Türkçesi evresine geçmifltir.
→
TÜRKÇE
OTLUKBEL‹ SAVAfiI,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u ile Akko-
yunlu Devleti aras›nda yap›lan meydan savafl› (11 A¤ustos
1473). Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun II. Murat zaman›nda tüm Ba-
t› Anadolu’yu, II. Mehmet zaman›nda tüm Orta Anadolu’yu ve
Anadolu’nun Karadeniz k›y›lar›n› ve buradaki önemli limanlar›
(Trabzon, Sinop, Amasra) ele geçirmesi, II. Mehmet’in ‹ran ile
Akdeniz limanlar› aras›ndaki kervan yollar› üzerinde yeni güm-
rükler ve vergiler koymas›, Akkoyunlu Devleti’nin, Akdeniz ve
Karadeniz ile olan tüm ba¤lant›s›n› kesmifl ve ‹ran-Akdeniz tica-
ret yollar›ndan elde etti¤i gelirde büyük azalmalar olmufltu. Bu
nedenle Akkoyunlu Hükümdar› Uzun Hasan, Osmanl› topraklar›
üzerinde bat›ya do¤ru bir geniflleme politikas› uygulamaya bafl-
lad›. Uzun Hasan’›n Venedik ile Osmanl› Devleti aleyhine bir it-
tifak antlaflmas› yapma çabalar› içine girmesi Akkoyunlu Devle-
ti ile Osmanl› ‹mparatorlu¤u aras›nda savafl› kaç›n›lmaz k›ld›.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun ç›karabilece¤i en büyük ordu haz›r-
land›. II. Mehmet 1473 ilkbahar›nda Üsküdar’dan do¤uya do¤ru
hareket etti. Tercan yak›nlar›nda Uzun Hasan, Osmanl› ordusun-
dan Has Murat Pafla komutas›nda bir k›s›m kuvvetleri pusuya
düflürerek a¤›r bir yenilgiye u¤ratt›, Has Murat Pafla öldü, bir k›-
s›m kumandanlar esir al›nd›. Ancak Uzun Hasan bu baflar›s›ndan
yararlanmas›n› bilemedi. As›l kesin sonuçlu çarp›flma Erzincan
ile Tercan aras›nda, Otlukbeli’de oldu. Osmanl› ordusu, merkez-
de bizzat II. Mehmet, sol kolda fiehzade Mustafa, sa¤ kolda fieh-
zade Bayezit komutas›nda olmak üzere savafl düzenine girdi.
Buna karfl›l›k Akkoyunlu ordusu da, merkezde Uzun Hasan, sol
kolda Uzun Hasan’›n o¤lu U¤urlu Mehmet Mirza, sa¤ kolda
Uzun Hasan’›n di¤er o¤lu Kör Zeynel Mirza olmak üzere savafl
düzenine girdi. Savafl›n sonucunun belirlenmesinde özellikle
Osmanl› ordusundaki top ve tüfenk ateflleri etkili oldu. Uzun Ha-
san’›n merkez kuvvetleri Osmanl› top ve tüfenk atefliyle da¤›l›n-
ca Uzun Hasan savafl alan›ndan kaçmak zorunda kald›.
OTOB‹YOGRAF‹
→
B‹YOGRAF‹
OTOMASYON,
insan eme¤i yerine makinelerin geçirilme-
si. Zaman zaman “mekanizasyon” (makinelefltirme) ile eflan-
laml› olarak kullan›lmakla birlikte, otomasyon gerçekte, insan
eme¤inin bütünüyle süreç d›fl› b›rak›lmas›d›r. Örne¤in daktilo
makinesi, mekanizasyona bir örnektir. Bu makine bir daktilog-
rafa gerek duymadan kendi kendine yaz› yazar hâle getirildi¤in-
de otomasyon söz konusu olur. Gerçekte otomatik olarak çal›-
flan ayg›tlar yabanc›m›z de¤ildir. Örne¤in buzdolaplar›n›n çal›fl-
mas›n›, “termostat” ad› verilen bir parça denetler. Buzdolab›nda
s›cakl›k belli bir de¤ere ulafl›nca termostat, buzdolab› motoru-
nun çal›flmas›n› sa¤lar ve gerekli so¤utma sonucunda motoru
durdurur. Böylece buzdolab›, daha önceden saptanm›fl bir dü-
zene uygun biçimde (otomatik) olarak çal›fl›r.
OTOPS‹,
ölüm nedenini ortaya ç›karmak için cesedin muaye-
ne edilmesi. Sözcük, Yunanca “autopsia”dan (kendi gözleriyle
görme) gelmektedir. Ölüm nedenini bulabilmek amac›yla bir ce-
sedin kesilmesi ve parçalara ayr›lmas›na teflrih, disseksiyon da
denilmektedir. Fakat ölümden sonra ceset üzerinde yap›lan
otopsinin s›n›rlar› de¤ifliktir. Normal ölümlerde otopsi, cesedin
ailesinin izniyle yap›labilir ya da buna gerek duyulmaz. Ancak
yasal durumlarda ilgili cesette otopsi yap›lmas›na karar verme
yetkisi, cumhuriyet savc›l›¤›na aittir. Omurga, kafatas›, gö¤üs ve
kar›n boflluklar›n›n aç›l›p incelenmesi temeline dayan›r.
31 MART OLAYI,
II. Meflrutiyet’in ilân›ndan sonra do¤an
gerici ayaklanma (13 Nisan 1909). Olay, Rumî tarihle 31 Mart
1327’de geçti¤inden ötürü bu adla an›l›r. Osmanl› ‹mparatorlu-
¤u’nda anayasan›n yeniden yürürlü¤e konmas› ve “meflrutî” bir
yönetime geçilmesi, özellikle ‹ngiltere’yi büyük ölçüde tedirgin
etti. ‹ngiltere’nin ‹stanbul büyükelçisine gönderdi¤i bir yaz›da;
Osmanl› Devleti’ndeki bu yenilikçi geliflmelerin, ‹ngiliz sömür-
geleri olan Hindistan ve M›s›r’daki meflrutî yönetim isteklerini,
ancak silâha baflvurularak bast›r›labilecek boyutlara ulaflt›rmas›
tehlikesinden söz ediliyordu. Ayaklanman›n önderlerinden Der-
vifl Vahdeti de; aslen K›br›sl›’yd› ve on befl y›l ‹ngiliz yönetimin-
de memur olarak çal›flm›flt›. 11 Aral›k 1908’de “Volkan” adl› bir
gazete ç›karmaya bafllayan Vahdeti, ayr›ca “‹ttihad› Muhammedî”
ad›nda bir dernek kurarak meflrutiyet düflman› ve ‹ngiliz yanl›s›
eylemlerini h›zland›rd›. Meflrutiyet yanl›s› Osmanl› ayd›nlar› ve
“mektepli” subaylar› da hedef alan gerici propaganda, k›sa süre-
de sonuç verdi. 12-13 Nisan gecesi Taflk›flla’daki “avc› taburla-
r›” ayakland›. Subaylar› ba¤layan ayaklanmac›lar, önlerine düflen
sar›kl›larla, “fleriat isteriz, padiflah›m çok yafla” ba¤r›fllar› aras›n-
da Meclisi Mebusan’a do¤ru yürüyüfle geçtiler. Adliye ve Harbi-
ye naz›rlar› da içlerinde olmak üzere pek çok meflrutiyet yanl›s›
devlet adam›, subay ve ayd›n› öldürdüler, kimi gazeteleri tahrip
ettiler. Meclisi Mebusan da¤›ld›. Olaylar› bast›rmak üzere Selâ-
nik’ten yola ç›kan Hareket Ordusu, 24 Haziran 1909’da ‹stanbul’a
girdi. Ayaklanma k›sa sürede bast›r›ld›. II. Abdülhamit tahttan in-
dirildi ve olay›n elebafl›lar› yarg›lanarak, Dervifl Vahdeti de içle-
rinde olmak üzere suçlu görülenler idam edildi.
OTYAM, Fikret
(1926 Aksaray/Ni¤de), gazeteci, ressam,
foto¤raf sanatç›s›, yazar. Orta ve yüksekö¤renimini ‹stanbul
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlad› (1953). Dünya
(1952) ve Ulus (1956) gazetelerinde çal›flt›. Cumhuriyet gazete-
sinin Ankara bürosunda görevliyken emekliye ayr›ld›. Antal-
ya’n›n Gazipafla kasabas›na yerleflen Otyam resim çal›flmalar›n›
sürdürmektedir. Röportajlar›n›n yan› s›ra Ankara Sanat Tiyatro-