P‹RAM‹TLER
539
ilk dönemde, nesnenin düzlemleri ayr›flt›r›l›yor ve nesnenin
çevresinin düzlemleriyle kat›flt›r›l›yordu. Böylece, görüntünün,
her yönden ve eflzamanl› olarak alg›lanabildi¤i yan›lsamas› ya-
rat›lmak isteniyordu. Picasso için oldukça verimli olan bu dö-
nemde sanatç›, natürmortlar ve portreler yapt›. 1912 y›l›na ge-
lindi¤inde, Picasso ve Braque, duvar k⤛d›, gazete k⤛d›, li-
nolyum, iskambil kartlar› vb.yi tuvale yap›flt›rmak yoluyla re-
simler elde ediyorlard›. Bunun sonucunda ortaya ç›kan tarz,
sentetik kübizm olarak adland›r›ld›. Kolaj tekni¤i de, bu tarzdan
yola ç›karak gelifltirildi. Picasso, bu dönemde bir dizi de heykel
yapt›. 1917’de, Rus emprezaryosu Sergey Diaghilev için bale
kostümleri ve dekorlar› tasarlamak üzere Roma’ya gitti. Ro-
ma’da, klasik sanattan etkilenen Picasso, büyük uzuvlu figürle-
rin yer ald›¤› resimler yapt›. Bu resimlerin tipik örne¤i, “Anne ve
Çocuk” adl› tablodur. 1920’lerin ortalar›nda, gerçeküstücüler-
den etkilenen Picasso, daha önce sözü edilen tüm üsluplar›n
kullan›ld›¤› ya da bu üsluplar›n birlefltirildi¤i resimler yapt›.
Hakk›nda en çok tart›flma yap›lan resimlerinden biri de “Guerni-
ca” (1937) adl› büyük tablodur. ‹spanya ‹ç Savafl› s›ras›nda Gu-
ernica’n›n bombalanmas›n› konu edinen tablo, panik içindeki
k›vr›ml› bükümlü insan figürlerini içerir ve savafl›n insan üzerin-
deki etkilerini tüm korkunçlu¤u ve canl›l›¤›yla yans›tan bir yap›t
olarak de¤erlendirilir. II. Dünya Savafl› s›ras›nda Picasso çal›fl-
malar›n›, Paris’te sürdürdü. 1944’te Komünist Parti’ye girdi. Bu
dönemde birçok seramik çal›flmas› yapt›. 1947’den sonra Can-
nes yak›nlar›na yerleflti ve say›s›z grafik, tablo ve heykel çal›fl-
malar› ortaya koydu. 1949’da “Güvercin” adl› taflbasmas›, Dün-
ya Bar›fl Kongresi’nin simgesi olarak kabul edildi. Picasso’nun
savafl sonras› çal›flmalar›nda en çok iflledi¤i temalar, savafl, ba-
r›fl, insan›n ifl d›fl›nda dinlenme ve üretken etkinliklerde bulun-
ma hakk›yd›. 1955’ten sonra da yap›tlar›nda, sanatç› ve sanatç›-
n›n büyülü yetene¤i temas› önem kazand›. 1962 y›l›nda, sanat-
ç›n›n 80. yafl günü nedeniyle, New York’un önde gelen dokuz
sanat galerisi, Picasso’nun yap›tlar›n› içeren ortak bir sergi dü-
zenlediler. Ayn› zamanda SSCB hükümeti, Picasso’nun faflizme
karfl› mücadelesini ve bar›fl›n sa¤lanmas› ve korunmas› yolun-
daki çabalar›n› överek, kendisine Lenin Bar›fl Ödülü’nü verdi.
P‹GMENT,
hayvanlara ve bitkilere renk veren kimyasal mad-
de. Hayvanlarda en önemli pigmentler melanin (siyah), rodop-
sin (mor) ve solunum pigmentleri olan hemoglobin (k›rm›z›) ve
hemosiyanindir (mavi). Bitkilerde de kolorofiller (yeflil) foto-
sentezde oynad›klar› rolden ötürü önem tafl›r. Çinko oksit, kad-
miyum sülfür ve kurflun karbonat, içlerinde en çok bilinenlerdir.
P‹KAP,
bir plak üzerine kaydedilmifl ses titreflimlerini okuyup
elektrik ak›m›na çevirerek yeniden ses olarak veren araç. Pikap-
ta, sabit bir eksen çevresinde dönen ve yukar› kald›r›labilen bir
“kol” ve bu kolun ucunda bulunan “kafa” vard›r. Kafaya tak›lan
çok ince uçlu safir ya da elmas “okuyucu i¤ne” ses titreflimleri-
nin kaydedilmifl oldu¤u pla¤›n oyuklar› üzerine yerlefltirilir. Bir
elektrik motoru arac›l›¤›yla sabit ve belirli h›zla döndürülen plak
üzerinde, i¤ne, oyuklara uyarak pla¤›n ortas›na do¤ru yol al›r.
‹¤neye gelen titreflimlerin eletrik ak›mlar›na çevrilmesi için çe-
flitli elektroteknik düzenekler vard›r. “Elektromanyetik” pikapta
titreflimler elektrom›knat›s arac›l›¤›yla elektrik ak›m›na dönüfltü-
rülür. “Elektrostatik” pikapta bu olay bir kondansatörün s›¤as›-
n›n de¤iflmesiyle sa¤lan›r. “Piezoelektrik” pikapta i¤nenin titre-
flim yaparken yapt›¤› çok küçük bas›nçlar piezoelektrik bir kris-
tal taraf›ndan elektrik ak›m›na çevrilir. “Elektrodinamik” pikap-
lardaysa elektrik ak›m›, sabit m›knat›s önünde hareket eden par-
çan›n do¤urdu¤u indüksiyon ak›m› biçimindedir. “Stereofonik”
pikaplarda i¤nenin yukar›-afla¤› ve sa¤-sol yöndeki titreflimleri
ayr› ayr› de¤erlendirilerek farkl› yerlerden gelen sesler ay›rt edi-
lir. Okuyucu kafan›n plak üzerine 5-7 gr.› geçmeyecek bir kuv-
vetle basmas› gerekir, aksi durumda plak çabuk afl›n›r. Titre-
flimlerden al›nan elektrik ak›mlar› çok zay›f oldu¤undan yüksel-
ticiden geçtikten sonra hoparlöre yollan›r.
P‹R,
yafll›. Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde bir zanaat›n, bir
mesle¤in kurucusu, söz konusu ifli ilk yapan kifli için kullan›l-
m›flt›r. Bir iflin ustas›na, o ifli en iyi yapana ya da bir zanaatla
u¤raflanlar›n reisine de pir denilmifltir. Günümüzde de, özellik-
le el sanatlar›nda, bu anlamda geçer. Edebiyatta ise tarikat ku-
rucusu, bir tarikat›n ulusu anlam›nda kullan›lm›flt›r. Örne¤in,
Bektaflîli¤in piri Hac› Bektafl Veli; Mevlevîli¤in piri Mevlâna’d›r.
P‹R SULTAN ABDAL
(?-?), 16. yüzy›l tasavvuf flairi. Ya-
flam› üzerine kesin bilgi yoktur. fiiirlerinden, Sivas’›n Y›ld›zeli
ilçesinin Banaz Köyü’nde do¤du¤u, as›l ad›n›n Haydar oldu¤u
ö¤renilmifltir. 16. yüzy›lda kat›ld›¤› bir K›z›lbafl ayaklanmas›n›
bast›ran H›z›r Pafla taraf›ndan Sivas’ta ast›r›ld›¤› da yine fliirler-
le söylentilerden anlafl›lm›flt›r. Araflt›rmac›lar, ‹ran fiah› Tah-
masp (1524-1576) ile Köstendil (1522), fiam (1560), Ba¤dat
(1560) beylerbeyli¤i yapan H›z›r Pafla’n›n yaflamlar›nda bilinen
tarihlerden Pir Sultan’›n 16. yüzy›lda yaflad›¤›, 1560-1570 y›lla-
r› aras›nda öldürüldü¤ünde birleflmifllerdir. Alevî-Bektaflî ede-
biyat›n›n geleneklerine ba¤l› kalarak fliirlerinde ideolojisini ya-
yarken güçlü tekni¤i, bulufllar›, içtenli¤iyle didaktik bir havaya
düflmeyen Pir Sultan, kimi halk flairleri gibi divan edebiyat›n›n
etkisinde kalmam›fl, çok yal›n bir dil kullanarak, bu yal›n dil
içinde derin bir lirizm yaratmay› baflarm›flt›r. Tasavvufa ba¤la-
nan öteki flairler gibi bu anlay›fl›n mistik ve metafizik telâkkile-
rini de ifllememifl, bu nedenle do¤a, dünya ve insanlara bak›fl
aç›lar›nda “lâdinî” olabilmifltir.
P‹RAM‹T,
taban› çokgen, tepesi nokta ve yanal yüzleri üçgen
olan geometrik cisim. Piramitler, taban›n biçimine göre üçgen
piramit, kare piramit vb. adland›r›l›rlar. Piramitin alan› taban
alan›yla yanal alanlar›n toplam›na, hacmi ise, taban alan› ile
yüksekli¤in (tepeden tabana inilen dikme) çarp›m›n›n 1/3’üne
eflittir. Yanal ayr›tlar› eflit olan (yani yanal yüzeyleri ikizkenar
üçgen olan) piramite “düzgün piramit” denir.
P‹RAM‹TLER,
Eski M›s›r’da firavunlar›n an›tmezarlar›. Ayn›
zamanda tap›nak olarak kullan›lanlar› da vard›r. Tabanlar› dört-
gen, dört duvar› üçgen biçiminde yükselerek sivri bir uçla biten
çok büyük tafl yap›lard›r. Eski M›s›r ‹mparatorlu¤u topraklar›n-
da çok say›da piramit bulunur. En görkemli ve en tan›nm›fllar›
Gize, Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir. En eskisi III.
Sülâle krallar›ndan Zozer’in Sakkara’daki piramitidir. En gör-