PUT
547
Rusyas› ordusunun Prut Seferi s›ras›nda düfltü¤ü umutsuz du-
rum göz önünde tutulursa, Çarl›k Rusyas› için çok uygun ve el-
veriflliydi. Bu elveriflli koflullar›n elde edilmesinde Sadrazam
Baltac› Mehmet Pafla’n›n ve baz› yak›n adamlar›n›n rüflvet ald›k-
lar› ileri sürüldü ve bunlar a¤›r flekilde cezaland›r›ld›lar.
PS‹KANAL‹Z,
Sigmund Freud’un buldu¤u ruhsal iyilefltir-
me yöntemi. Bu yöntem bilinçalt›nda ayr› bir fikirler düzeni
oluflturan ve görünmez varl›klar›yla ruhsal bozukluklara yol
açan an›lar›n, arzular›n, imgelerin çeflitli yollarla bilinçli k›l›n-
mas›na dayan›r.
PS‹K‹YATR‹,
ak›l hastal›klar›n› inceleyen ve tedavi eden he-
kimlik dal›. Çok eskiden ak›l hastalar›n›n do¤aüstü bir kuvvetin
etkisi alt›nda oldu¤u san›l›rd›. Eski Yunanl›lar ak›l hastalar›n›n
Tanr›larla iliflki kurmufl insanlar olduklar›na inanm›fl, bu neden-
le onlara sayg› göstermifllerdir. Psikiyatrinin temeli 1793’te at›l-
d›. Günümüzde ak›l hastal›klar›nda, çeflitli bilgi ve yetenek test-
leri, elektro-ansefalografi, cerrahî araflt›rmalar, fizik tedavi
(elektroflok), ilaçla tedavi (psikotrop maddeler) ve psikanaliz gi-
bi yöntemler uygulan›r. Ak›l hastal›klar› “psikoz” ve “nevroz” ol-
mak üzere iki ana gruba ayr›l›r.
PS‹KOLOJ‹,
ruhsal olaylar› inceleyen bilim; ruhbilim. Psi-
koloji tarih boyunca felsefenin bir dal› olarak kald›. Nitekim
Akademi’nin sözlü¤ünde “ruhu, ruhun yetilerini ve ifllemlerini
inceleyen felsefe dal›” olarak tan›mlanan psikoloji, bu anlay›fl
içinde hem deneysel psikolojiyi hem de kuramsal psikolojiyi
karfl›lam›flt›r. Psikoloji ilk önemli geliflimlerini 18. ve 19. yüz-
y›llar boyunca kazand›.
PUL,
posta idaresince ç›kar›lan ve mektup zarflar›na ya da
posta paketlerine ulaflt›rma ücreti karfl›l›¤› olarak yap›flt›r›lan ba-
s›l› k⤛t, posta pulu. ‹lk posta pulu 1840’ta ‹ngiltere’de ç›kar›l-
d›. 1 peni de¤erindeki bu pulun üzerinde Kraliçe Victoria’n›n
portresi bas›l›yd›. Pul bas›m›nda ‹ngiltere’yi Brezilya, ABD, ‹s-
viçre ve Almanya izledi. 19. yüzy›l ortalar›nda posta pulu kulla-
n›m›, mektupla haberleflmenin bir parças› hâline geldi. Posta
pulu bas›m›, pul koleksiyonculu¤u (pulculuk=flateli), pul kolek-
siyoncusu (pulcu=filatelist) gibi kavramlara da yol açt›. Günü-
müzde de çok yayg›n olan pul koleksiyonculu¤unda, damgal› ve
damgas›z pullarla posta idaresince çeflitli nedenlerle ç›kar›lan
“hat›ra pullar›”n›n biriktirilmesi bafll›ca u¤raflt›r. Biçim olarak
posta pullar›na benzeyen ve damga resmi karfl›l›¤›nda resmî ev-
rakta kullan›lan pullarla (damga pulu) çeflitli kurulufllara yard›m
amac›yla bas›lan pullar (yard›m pulu) da vard›r.
PUL‹TZER
ÖDÜLLER‹,
ABD’de, gazetecilik ve edebiyat alan›n-
da üstün baflar› gösterenlere her y›l ve-
rilen ödüller. Toplam 500.000 dolar
olan ve 1917’den beri her May›s ay›n-
da da¤›t›lan ödüllerin kurucusu Jo-
seph Pulitzer’dir. Gazetecilik alan›nda
sekiz (bir gazete taraf›ndan gerçeklefl-
tirilen en de¤erli toplumsal hizmet, en
iyi yöresel haber, en iyi ulusal haber,
en iyi uluslararas› haber, en iyi baflyaz›, en iyi karikatür, en iyi
foto¤raf); Amerikan edebiyat› alan›nda da befl (en iyi roman, en
iyi oyun, en iyi fliir kitab›, en iyi Amerikan tarihî kitab›, en iyi bi-
yografi ya da otobiyografi) dalda ödül verilir. 1943’ten beri, en
iyi beste için de bir ödül verilmektedir.
PUMA,
kedigillerden, y›rt›c› bir memeli, yenidünya aslan›,
kugar
(Puma concolor).
Amerika’da yaflar. Yelesiz düz
renkli ve 120 cm. boyundad›r. Parstan biraz daha büyük, k›rm›-
z›ms›, kimi zaman da boz postlu olan puma, av›n› geceleyin pu-
suya yatarak yakalar. Çok çeviktir, insana pek sald›rmaz. Say›s›
giderek azalmaktad›r.
PUSULA,
yeryüzüne paralel do¤rultularda yön belirlemeye
yarayan araç. Pusula genellikle yerin manyetik alan›ndan etkile-
nerek çal›fl›r. A¤›rl›k merkezinden, serbestçe hareket edebilecek
biçimde as›lan bir çubuk m›knat›s, kendisini, yerin manyetik
alan vektörünün yatay bilefleniyle ayn› do¤rultuya getirmeye ça-
l›fl›r. Pusula, m›knat›slar›n bu özelli¤inden yararlan›larak yap›l-
m›flt›r. Basit bir pusula, küçük bir çubuk m›knat›s ile anayönle-
ri gösteren ve aralar› derecelendirilmifl bir kadrandan oluflur.
PUT,
tanr› say›lan ya da do¤aüstü bir gücü simgeledi¤ine ina-
n›lan ve tap›lan resim, heykel, tafl sütun vb. biçimsel simge. ‹lk
ça¤larda insanlar do¤al güçleri kiflilefltirerek onlar› biçimsel
olarak tasar›mlad›lar ve bunlar› resim ve heykellerle somutlaflt›-
rarak bunlara tap›nd›lar. Bu olay putperestlik (puta tap›nma) ola-
rak bilinir. Musevîler, ilk Hristiyanlar ve Müslümanlar putlar›
reddettiler. Budac›l›k gibi tanr›s›z dinlerde de putlar varl›¤›n›
sürdüregelmifltir. Mezopotamya’da yap›lan arkeolojik kaz›larda
‹.Ö. 3. bin y›la ait küçük putlar bulunmufltur. Eski M›s›r, Hint,
Japon, Yunan, Roma, Maya, ‹nka vb. putperest toplumlara ait
büyük boyutlu tanr› heykelleri de günümüze dek varl›¤›n› koru-
mufltur.