RAfi‹T‹ZM
551
taraf›ndan ‹zmit’te kurulan ‹PRAfi (1961), Mobil, Shell ve BP ta-
raf›ndan Mersin’de kurulan ATAfi Rafinerisi (1962) ve TPAO ta-
raf›ndan ‹zmir Alia¤a’da kurulan Alia¤a Rafinerisi (1972) izledi.
1987’de Orta Anadolu Rafinerisi (K›r›kkale) hizmete girdi.
RAH‹M
→
DÖLYATA⁄I
RAH‹P,
yasas› dinî otorite taraf›ndan belirlenmifl din adam›.
Müslümanl›kta genellikle Hristiyan kilisesine ba¤l› din adamla-
r› için kullan›lan rahip sözcü¤ü ayn› zamanda eski Mezopotam-
ya, M›s›r, Anadolu, Roma kavimlerinin tap›naklar›nda görevli
olan ve din ifllerine bakan kimseler için de geçerlidir. Babil ve
Asur’da rahipler büyü yapar, çeflitli usullerle gelecekten haber
verirlerdi. Krallar›n bile sayg› gösterdi¤i, zengin, güçlü kiflilerdi.
RAKAM,
say›lar› göstermede kullan›lan iflaretler. Günümüz-
de kulland›¤›m›z rakamlar, “Hint rakamlar›” ya da “Arap rakam-
lar›” diye an›l›r. 10. yüzy›lda Papa II. Sylvestre (Gerbert d’Auril-
lac) taraf›ndan Avrupa’ya tan›t›lan bu rakamlar, Avrupa ülkeleri
taraf›ndan hemen benimsenememifl ve bütün yaz› biçimlerine
uyabilmesi için iflaretler ço¤u kere de¤ifltirilmifltir.
RAKI,
üzüm, incir, erik, elma gibi meyvelerden, içine anason,
sak›z kat›larak yap›lan sert bir içki. Yurdumuzda rak› yapmakta
kullan›lan kuru üzümlerin iyisi, Ege, Orta Anadolu ile Güneydo-
¤u Anadolu’da yetiflir. ‹yi cins anason ise Denizli, Burdur ve
Tavflanl›’da üretilir. Rak› yapmak için, kuru üzümler de¤irmen-
lerde çekildikten sonra suyla kar›flt›r›l›r ve mayalanmaya b›rak›-
l›r. “Etil alkol” hâline gelen bu ilk k›s›m birinci imbikten geçiri-
lerek “ham rak›” elde edilir. Ham rak›ya anason kat›larak bekle-
tilir. Anason kokusunu alan ham rak›, içindeki yabanc› madde-
lerden ar›t›lmas› için ikinci kez imbikten geçirilir.
RAMAN,
Güneydo¤u Anadolu’da petrol bölgesi. Türkiye’de
ilk petrol kuyusu bu yörede aç›ld›. Raman, Batman’›n Befliri ka-
sabas› yak›nlar›nda bir da¤d›r. Bölgenin jeolojik araflt›rmalar›na
1937 y›l›nda baflland›, ilk kuyu 1940’ta aç›ld›. Bu kuyuda petrol
1.048 m. derinlikten ç›kar. Daha sonra yeni kuyular aç›ld›ysa da
1945’e kadar yörede baflka petrole rastlanmad›. Bu tarihte aç›lan
Raman 8 kuyusunda da 1.361 m. derinlikte petrol bulundu. Ön-
celeri MTA taraf›ndan yürütülen çal›flmalar 1954’te Türkiye Pet-
rolleri Anonim Ortakl›¤›’na devredildi. Bölgede en yüksek üretim
1956’da elde edildi (278.467 ton). Daha sonra bu miktar azald›.
RAMAZANO⁄ULLARI,
Adana bölgesinde kurulan bir
Türkmen beyli¤i ve bu beyli¤e egemen olan hanedan. Ramaza-
no¤ullar› Beyli¤i’ni O¤uzlar›n Üçok koluna ba¤l› Türkmen boy-
lar› kurdu. Bunlar 13. yüzy›lda Mo¤ollar›n önünden kaçarak Su-
riye’ye indiler. Memlûkler bunlar› Antakya’dan Gazze’ye kadar
uzanan bölgeye yerlefltirdiler. 14. yüzy›lda ‹lhanl› ‹mparatorlu-
¤u’nun zay›flamas› ve bir süre sonra tümüyle ortadan kalkmas›
üzerine bu afliretler Kilikya’daki Ermeni Krall›¤› topraklar›na sal-
d›r››p bu krall›¤›n topraklar›n› ele geçirdiler. 1374 y›l›nda Erme-
ni Krall›¤›’n›n son kenti Sis de bu Türkmen boylar›n›n eline geç-
ti. 1383 y›l›na dek Elbistan’›, bu tarihten sonra da Adana’y› mer-
kez yapt›lar. Beyli¤e ad›n› veren Ramazan Bey 14. yüzy›l ortala-
r›nda yaflad›. O¤uzlar›n Yüregir Boyu’ndand›. Memlûklere ba¤l›
olarak hüküm sürdü. Ölümünden sonra yerine o¤ullar›ndan ‹b-
rahim Bey geçti. ‹brahim Bey, Memlûklere karfl› daha ba¤›ms›z
hareket etti. Çukurova’da onlara ba¤l› yerleri ele geçirmek iste-
di. Ancak Memlûklerle yapt›¤› mücadeleler s›ras›nda öldürüldü.
‹brahim Bey’den sonra, Ahmet Bey zaman›nda Ramazano¤ulla-
r› Adana, Sis ve Ayas kentlerini ald›lar. Ahmet Bey’in o¤lu ‹bra-
him Bey’in zaman›nda da Memlûklerle mücadele devam etti. ‹b-
rahim Bey bu savafllar s›ras›nda Memlûkler taraf›ndan öldürül-
dü (1428). ‹brahim Bey’in yerine Memlûkler taraf›ndan destek-
lenen Mehmet Bey geçti. Sis, Tarsus ve Ayas do¤rudan Mem-
lûklere ba¤land›. 15. yüzy›l›n ilk çeyre¤inden sonra Ramazano-
¤ullar› Beyli¤i tümüyle önemini yitirdi ve Memlûklere ba¤l› bir
beylik oldu. Memlûkler Osmanl›lar taraf›ndan ortadan kald›r›l›n-
ca da Osmanl›lara ba¤land›. Ramazano¤ullar›, 1608 y›l›na kadar
Osmanl› Devleti’nin sancakbeyleri olarak hüküm sürdüler. O ta-
rihten bu yana da Adana’n›n önde gelen ailelerinden biri olarak
varl›klar›n› sürdürdüler.
RAN, Nâz›m Hikmet
→
NÂZIM H‹KMET
RAPSOD‹,
ço¤unlukla halk ezgilerinden seçilmifl parçalarla
oluflturulan müzik yap›t›. Bu sözcük, müzi¤e edebiyattan geçmifl-
tir. Eski Yunan’da kent kent dolaflarak fliirler, özellikle Home-
ros’tan parçalar okuyan halk ozanlar›na “rapsodos” denirdi. Bun-
lar›n okuduklar› kahramanl›k fliirlerinin her bölümüne “rapsodia”
ad› verilmiflti. Böylece “serbest fliir okuma” anlam›na gelen “rap-
sodia” (rapsodi) klasik ve romantik müzik ça¤›nda halk melodi ve
motiflerinin etkisiyle bestelenen, hareketli, parlak, canl›, belirli
bir karakteri olmayan yap›tlara ad oldu. Bu tarz müzi¤in en belir-
gin örnekleri Lizst’in besteledi¤i Macar rapsodileridir.
RASATHANE
→
GÖZLEMEV‹
RASTIK,
kad›nlar›n, kafllar›n› daha güzel göstermek ya da
saçlar›n› boyamak için sürdükleri antimon tozundan yap›lan bo-
ya. Kafl ve saçlara sürülür. K›nayla kar›flt›r›l›nca kahverengi olur.
Günümüzde genellikle Anadolu köylerinde kullan›l›r.
RASYONEL SAYI
→
GERÇEL SAYI VE GERÇEL SAYI-
LAR KÜMES‹
RAfi‹T‹ZM,
organizmada yeteri kadar kalsiyum tuzu bulun-
mamas› nedeniyle kemiklerin geliflememesi ve normal sertlikte
olmad›klar›ndan flekillerinin bozulmas› biçiminde ortaya ç›kan
hastal›k. Büyüme ve özellikle ilk çocukluk ça¤›nda görülen bir
hastal›kt›r. Raflitizme tutulmufl çocuk afl›r› terler, kaslar küçülür
ve yumuflar, b›ng›lda¤› kapanmaz, yürümesi gecikir, giderek ke-
miklerinde ve difllerinde yap› bozukluklar› ortaya ç›kar. Çok es-
ki zamanlardan beri bilinmesine karfl›n hastal›¤›n tan›m› ilk kez
1650’de ‹ngiliz hekimi Glisson taraf›ndan yap›lm›flt›r. Genellik-
le yeteri kadar beslenemeyen küçük çocuklarda görülür. Buna
karfl›l›k 8-10, 14-17 yafllar› aras›nda görülen bulu¤ ça¤› raflitiz-
mi de vard›r. Hastal›¤› haz›rlayan etkenler iç ve d›fl etkenler ola-
rak ikiye ayr›l›r. ‹ç etkenler, kal›t›m, erken do¤um, anneden al›-
nan bir mikrop, ikizlik, annenin frengi, verem gibi bir hastal›¤a
yakaland›¤› s›rada çocuk do¤urmas›, organizmada vitamin
oluflmas›n› engelleyici etkenler vb.dir. D›fl etkenlerin bafl›nda