okul ansiklopedisi - page 559

RUH
559
yük araçlar› çekebilir. Mavna vb. motorsuz deniz araçlar›n›n ya-
n› s›ra limana girmek ya da ç›kmak isteyen büyük gemileri çek-
mekte de kullan›l›r. Çekme s›ras›nda pervaneler normal seyir-
den daha yavafl döner. Aç›k deniz, liman ve yard›m römorkörü
gibi çeflitleri vard›r.
RÖNESANS,
Avrupa’da Orta Ça¤’dan sonra hümanizmin
etkisiyle ortaya ç›kan, Antik Yunan ve Lâtin kültürüne dayanan
bilim ve sanat 盤›r› (‹talyanca: Rinascimento=Yenidendo¤ufl).
Rönesans, büyük ilerleme ve de¤iflimlerin gerçekleflti¤i bir dö-
nemdir. Rönesans’›n geliflmesinde, Reform hareketinin Katolik
Kilisesi’nin otoritesini sarsmas›, hümanizmin geliflimi, güçlü
krallar›n yönetimindeki ulusal devletlerin ortaya ç›kmas›, keflif
gezileri ve bireyin toplum içindeki yerinin giderek daha fazla
vurgulanmas› gibi etkenler önemli rol oynad›. Rönesans’›n kö-
kenleri günümüzde de hâlâ tart›flmal›d›r. Kimi sanat tarihçileri,
Rönesans’› 12. yüzy›la dayand›r›rlar ve Aristoteles’in yap›tlar›n›n
yeniden keflfedilmesinin Hristiyan düflüncesinde yaratt›¤› sar-
s›nt›y› ç›k›fl noktas› olarak al›rlar. Kimileriyse, Romal› pagan ya-
zar Vergilius’u yeniden canland›ran Dante’nin, Rönesans’›n bafl-
lat›c›lar›ndan biri oldu¤unu savunurlar. Yine de, Rönesans’›
1440’larda matbaa makinesinin bulunmas›yla bafllatmak gele-
nekselleflmifltir. Amerika k›tas›n›n keflfi (1492) ve ‹stanbul’un
Türkler taraf›ndan al›nmas› da (1453), Rönesans’›n yolunu açan
olaylardan say›l›r. Rönesans’›n ilk ortaya ç›kt›¤› ülke ‹talya’yd›.
Eskiden bir toplumsal grubun, bir ailenin, bir loncan›n ve kili-
senin üyesi olarak de¤erlendirilen insan, birey olarak de¤erlen-
dirilmeye baflland›. Bu yeni de¤erlendirme, edebiyatta biyogra-
fi, güzel sanatlarda da portre gibi yeni biçimlerin do¤mas›na yol
açt›. Ça¤›n ideali, “evrensel insan” oldu. “Evrensel insan”, çok
yönlü yetenekleri sayesinde sanatç›, asker, zanaatkâr, politikac›
vb. insan tiplerinin hepsinin ifllevlerinin ayn› anda ve ayn› yet-
kinlikle üstlenebilecek bir tipti. Leonardo da Vinci, bu fikre kay-
nakl›k eden en önemli bireylerden biridir. 15. ve 16. yüzy›llar
boyunca, Bat› Avrupa devletlerinin co¤rafî ve ekonomik genifl-
lemeleri sonucunda Rönesans ‹talya’dan ‹spanya, Fransa, Al-
manya, ‹ngiltere ve kuzey ülkelerine yay›ld›, onlar›n kültürleriy-
le kar›flarak yeni sentezler do¤urdu. 17. yüzy›la gelindi¤inde,
insan ve do¤a üzerine odaklanan Rönesans düflüncesinin ilgi
alan›, pozitif bilimlere kayd›. Kopernik ve Galilei’nin gözlemleri
ve bulufllar›, Dünya merkezli evren fikrini bütünüyle sarst›, yeri-
ni Günefl merkezli bir evren anlay›fl›na b›rakt›. Yeni ülkelerle ve
yeni topraklarla girilen iliflkiler sonucunda, botanik ve zooloji
gibi bilim dallar› geliflmeye bafllad›. ‹ngiliz bilgini ve devlet ada-
m› Francis Bacon, hipotezlerin deneylerle do¤rulanmas›n› ve
gözlemlenen verilerin düzenli bir biçimde s›n›flanmas›n› öneren
yeni bir bilimsel yöntem ortaya att›. Katolik dünya görüflüyle
neredeyse taban tabana karfl›t olan bu yeni bilimsel bak›fl aç›s›,
bütün alanlar› kapsayan yeni bir dünyevî felsefe yaratamad›. Or-
taya koydu¤u yeni hareket ve çekim yasalar›n›n Katolik dünya
görüflünü ne ölçüde sarsaca¤›n›n çok iyi bilincinde olan New-
ton bile, bütün bunlar›n geleneksel Tanr› fikriyle çeliflmedi¤ini
göstermek için özel bir çaba harcad›. 18. yüzy›l›n Ayd›nlanma
Ça¤›’na dek de, Rönesans düflüncesinin hümanist özellikleri
mant›ksal sonuçlar›na ulaflamad›lar.
RÖNTGEN,
radyasyon dozu ölçü birimi (simgesi R). Kütle-
si 1 kg. olan havada, a盤a ç›kan tüm elektronlar›n bütünüyle tu-
tulmas› kofluluyla, ayn› iflaretli iyonlarda 2,58x10
-4
co-
ulomb’luk bir elektrik yükü oluflturacak ölçüde x ya da gamma
›fl›nlar› dozu olarak tan›mlan›r. K›saca 1 röntgen, havan›n 1 ki-
logram›nda 0,000258 coulomb’luk iyonlaflma meydana getiren
x ya da gamma ›fl›nlar›na efl radyasyon dozudur.
RÖNTGEN IfiINLARI
X IfiINLARI
RÖPORTAJ,
bir konuyu ya da sorunu araflt›r›p sorufltura-
rak okuru ayd›nlatmay› amaçlayan gazete yaz›s›. Röportaj› haz›r-
layan, gördüklerinin, görüfltü¤ü kiflilerin resimlerini de çekerek
anlatt›klar›n› somut kan›tlara dayand›r›r. Gazetecilikle birlikte
geliflmifl bir yaz› türüdür.
RUH,
yaflam›n ve düflüncenin ilkesi olarak varoldu¤u düflü-
nülen madde d›fl› töz. Bu tözün ölümle birlikte bedenden ayr›l-
d›¤› ve gerçek yeri olan do¤aüstüne gitti¤i dinî inançlarda belir-
lenmifltir. Buna göre tarih boyunca insanlar bir ruh ve madde
ikilemine inanm›fllard›r. O zamandan beri ruh, felsefede ve din-
bilimde düflüncenin ilkesi olan zihinden ayr› olarak duyumsal
yaflam›n ilkesi olarak konulur. Her felsefe yine de ruhu kendi
anlay›fl›na göre de¤iflik biçimlerde ele alm›flt›r. Descartes onu
bedenden tümüyle ayr› bir fley olarak ele al›r, böylece Hristiyan
bak›fl aç›s›n›n ruh-madde bütünlü¤ünü bozmufl olur. “Benim
ben olmam› sa¤layan ruh bedenden tümüyle ayr›d›r” der Des-
cartes. Felsefe tarihinin tüm maddeci filozoflar› madde d›fl›nda
bir ruhun varl›¤›n› yads›m›fllard›r. Kant onu anl›kla kavran›lamaz
bir fley olarak belirleyip “numen”lerin alan›na katm›flt›r. Deney-
ci ‹ngiliz filozoflar›na göre ruh, bilinç olgular›n›n toplam›ndan
baflka bir fley de¤ildir. Ça¤dafl ruhbilimsel geliflmelerin ›fl›¤› al-
t›nda ruh, fizyolojik süreçlerin ifllevleri olarak ya da bu ifllevle-
rin bir toplam› olarak belirlenebilir. ‹slâm inanc›na göre insanî,
hayvanî, bitkisel olmak üzere üç türlüdür. ‹nsanî ruh, vücuttan
ayr›, Tanr›sal bir varl›kt›r. Çünkü Kuran’da Tanr›’n›n, Âdem’e
kendi ruhundan üfleyerek can verdi¤i bildirilir. Meryem de
‹sa’ya, Cebrail’in Tanr›sal solu¤u ile gebe kalm›flt›r. Kuran’da
verilen bu bilgiler, ruhun bir soluk oldu¤u inanc›n› do¤urmufl-
tur. Yine Kuran’da verilen bilgiye göre Tanr›, önce insanlar›n
ruhlar›n› yaratt› ve onlara: “Ben Tanr›n›z de¤il miyim?” diye sor-
du. Ruhlar: “Bela” (evet) dediler. Ölecek bir insan›n ruhunu Az-
1...,549,550,551,552,553,554,555,556,557,558 560,561,562,563,564,565,566,567,568,569,...672
Powered by FlippingBook