SOSYAL‹ZM
591
dedir. Bir k›sm› vücut yüzeyinden d›flar› uzanan deri ç›k›nt›l›,
bir k›sm› da vücudun içinde yer alan deri çöküntülerinden olu-
flur. Kordal›lar›n suda yaflayanlar› yine solungaçlarla solunur-
lar. Bunlardan bal›klar›n solungaçlar›, bir solungaç yay›n›n
üzerine iki s›ra hâlinde dizilmifl tellerden oluflmufltur. Kemikli-
bal›klarda bu solungaçlar›, solungaç kapaklar› örter. Karada
yaflayanlar›nsa akci¤erlerden oluflan geliflmifl bir solunum sis-
temleri vard›r. Akci¤erlerin geliflimi ilkel omurgal›lardan me-
melilere do¤ru ilerler. ‹kiyaflay›fll›larda akci¤erler do¤rudan
do¤ruya a¤›z bofllu¤una aç›l›rken, memelilerde bir solukboru-
su yard›m›yla d›fl ortamla iliflkidedir. Burun ve a¤›z yoluyla al›-
nan hava, solukborusundan geçerek akci¤erlere gelir. Havada-
ki oksijen, akci¤erlerin hava peteklerinde k›lcaldamarlar arac›-
l›¤›yla kana geçer. Oksijenin kana geçifli, k›lcal damarlar›n tek
s›ral› hücreden oluflan çeperleri yoluyla olur. Kanda oksijeni
tutan madde hemoglobindir. Akci¤erlerde oksijence zenginlefl-
mifl kan, buradan ç›karak kalbe gelir, oradan da vücuda da¤›l›r;
k›lcaldamarlara ulaflt›¤›nda, oksijen yine geçiflme yoluyla vü-
cut hücrelerine aktar›l›r ve yerine karbon dioksit al›n›r. Kan bu
kez karbon dioksiti (kalpten geçerek) akci¤erlere götürür ve
oradan havaya kar›flmas›n› sa¤lar. Solunum, soluk al›p verme-
yi sa¤layan birtak›m hareketlerle gerçekleflir. Bunlar, gö¤üs
kaslar›n›n etkisiyle kaburgalar›n gö¤üs bofllu¤unu geniflletecek
flekilde hareket etmeleri ve gö¤üsle kar›n bofllu¤unu ay›ran bü-
yük kas›n (diyafram) hareketidir. Bu hareketler merkez sinir
sistemi ve omurilikso¤an›ndaki birtak›m merkezlerce yönetilir.
Bu merkezler de, kandaki karbon dioksit miktar›n›n artmas›yla
uyar›larak harekete geçerler. Solunum belirli bir tempoda ger-
çekleflir. Bu tempo kaslar›n fazla çal›flmas› ve ba¤l› olarak kan-
daki karbon dioksit miktar›n›n artmas› gibi fizyolojik nedenler
yan›nda heyecan vb. psikolojik nedenlerle de de¤iflikli¤e u¤ra-
yabilir. Solunum temposu ayr›ca kimsayal ya da fiziksel d›fl
uyar›c›larla de¤ifltirilebilir.
SOMAL‹
(Fr.: Somalie, ‹ng.: Somalia), Kuzeydo¤u Afrika’da
devlet. Aden Körfezi, Hint Okyanusu, Kenya, Etiyopya ve Cibu-
ti Cumhuriyeti ile s›n›rl›d›r. Yüzölçümü 639.000 km
2
, nüfusu
10.200.000, baflkenti Mogadiflu’dur (eski ad›: Mogadiscio).
Di¤er önemli kentleri Hargeysa, Kismayu ve Berbera’d›r. Güney
Arabistan’dan gelen Somali halk›, X. yüzy›la do¤ru bölgeye
yerlefltikten sonra ‹slamiyetin temelleri XIII. yüzy›lda kesin ola-
rak at›ld›. XIX. yüzy›l bafl›nda k›y›lar Zenzibar sultan›n›n ege-
menli¤ine girdi. ‹ngiltere 1884’te kuzey bölgesine yerleflirken
1889’da ‹talya, ülkenin büyük bölümünü topraklar›na katt›. ‹n-
giltere, 1941’de iflgal etti¤i ‹talyan Somalisi’ni 1950’de ‹talyan
himayesine b›rakt›. ‹ngiliz ve ‹talyan Somalisi, 1960’ta ba¤›m-
s›zl›k kazanarak tek bir cumhuriyet çat›s› alt›nda birlefltiler; an-
cak düfllerindeki “Büyük Somali”yi gerçeklefltirmelerini sa¤la-
yacak Ogaden topraklar› ve Cibuti’ye sahip olamad›lar. 1969’da
general Muhammed Ziyad Barre, bir yüksek askerî konseyin
bafl›nda iktidara el koyarak Somali’nin sosyalist bir devlet ol-
du¤unu ilân etti. Önceleri Sovyetler’le ittifak yapan Somali,
SSCB’nin 1978’deki Ogaden Savafl›’ndan üstün ç›kan Etiyop-
ya’y› desteklemesi üzerine ba¤lar› kopard›. ‹ki ülke aras›nda ba-
r›fl ancak 1988’de geri gelirken her iki ülkenin topraklar›nda ya-
flayan ‹ssa etnik toplulu¤u gerillalar›, Somali’nin kuzeyine ya-
y›lm›fl güney bölgesi de bir iç savafla sürüklenmekteydi. Dev-
let baflkan› Ziyad Barre’›n ülkeden kaçmas› ve yerine yeni bir
baflkan seçilmesi, çarp›flmalara son veremedi, üç büyük siyasî
hareket kendi içlerinde de fazlas›yla bölünmüfltü: Birleflik So-
mali Kongre Hareketi baflkentte iktidar› ele geçirirken Somali
Ulusçu Hareketi özellikle kuzeyde ‹ssalar›n bölgesinde, Soma-
li Yurtsever Hareketi ise ülkenin güney ucunda üslenmiflti. Ül-
ke, uzun bir süre silâhl› gruplar›n taflk›nl›klar›na sahne oldu,
halka g›da ve ilâç da¤›tmaya çal›flan insanî yard›m kurulufllar›-
n›n sald›r›lara u¤ramas› ve yard›m maddelerinin ya¤malanma-
s› Aral›k 1992’de BM’nin askerî müdahalesiyle sonuçland›.
SONAR,
deniz derinli¤ini ölçme ya da sualt›ndaki cisimlerin
ve bal›k sürülerinin yerlerini belirleme tekni¤i ve bunun için
kullan›lan sistem. T›pk› radar gibi, ad› ‹ngilizce Sound Naviga-
tion and Ranging (sesle seyir ve menzil bulma) sözcüklerinin
bafl harflerinden türetilmifltir. Sonar, yank› tekni¤iyle çal›fl›r.
Yüksek frekansl› ses sinyalleri gemiden demetler hâlinde gön-
derilir ve örne¤in bir denizalt›dan, bal›k sürüsünden ya da deni-
zin dibinden yans›y›p geri gelmeleri için geçen zaman ölçülerek
aradaki mesafe hesaplan›r.
SOPRANO,
müzikte kad›n seslerinin en incesi ve bu sese
sahip olan kad›n sanatç›. Genel olarak sopranolar›n sesleri por-
te çizgisinin alt›ndaki “do” ile üstündeki “do” notas›n›n aras›nda
kalan iki oktav›n notlar›yla yaz›l›r. Baz› sopranolar tiz “do”dan
sonra gelen “re”, “mi”, “fa” seslerini de verirler. Çok seyrek de
olsa “sol” ve “la” seslerini veren sopranolar da vard›r. Ergenlik
ça¤›na kadar erkek çocuklar›ndan da soprano sesler ç›kmaktad›r.
SOSYAL S‹GORTALAR KURUMU
(SSK), 1964’te
ç›kan ve 1965’te yürürlü¤e giren 506 say›l› kanunla, Türkiye’de
iflçilerin sosyal güvenli¤ini sa¤lamak amac›yla kurulan Çal›flma
ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na ba¤l› olarak çal›flan örgüt. Sos-
yal Sigortalar Kurumu, genel müdürlük, yönetim kurulu ve ge-
nel kuruldan oluflur. Kurumun amac› ifl kazalar›yla meslek has-
tal›klar›, hastal›k, anal›k, malullük, yafll›l›k ve ölüm hallerinde
ad› geçen kanunda tespit edilen sosyal sigorta yard›mlar›n› sa¤-
lamakt›r. Kurum, gelirini iflçilerden kesilen primlerle sa¤lar. Si-
gorta kapsam›na girenler, bir hizmet akdine dayanarak bir ya da
birkaç iflveren taraf›ndan çal›flt›r›lan kimselerdir. Sosyal Sigor-
talar Kurumu’nun uygulad›¤› sigortalar flunlard›r: 1) ‹fl kazalar›
ve meslek hastal›klar› sigortas›, 2) hastal›k sigortas›, 3) anal›k
sigortas›, 4) malûllük sigortas›, 5) yafll›l›k sigortas›, 6) ölüm si-
gortas›.
SOSYAL‹ZM,
üretim araçlar› üzerindeki özel mülkiyeti kal-
d›rarak sömürüyü sona erdirmeyi amaçlayan toplumsal düzen;
toplumculuk. Bu anlam›yla kapitalizmin karfl›t›d›r. Sosyalizm,
eskiça¤lardan beri pek çok düflünürün çeflitli biçimlerde dile ge-
tirdi¤i bir görüfltür. Platon, Thomas More, Saint Simon, C. Fo-
urier vd. taraf›ndan öne sürülen görüfller “ütopik sosyalizm”
olarak adland›r›l›r. Karl Marx ve Friedrich Engels’in ilkelerini or-
taya koydu¤u “bilimsel sosyalizm”, diyalektik ve tarihsel mater-