okul ansiklopedisi - page 586

S‹NÜS
586
yabat dolaylar›nda). Kastamonu ilinden gelen Gök›rmak, Dura-
¤an ilçesinin hemen do¤usunda, Samsun ili s›n›r›nda K›z›l›r-
mak’a kar›fl›r. Sinop, Karadeniz ikliminin genel koflullar›n› tafl›r.
En s›cak ve en so¤uk aylar›n ortalamalar› 22.9º ve 6.6º dir. An-
cak y›ll›k ya¤›fl tutar›, Samsun ilinde de oldu¤u gibi, Karadeniz
k›y›lar›n›n di¤er illerine göre azd›r: Sinop 622, Ayanc›k 1.020,
Gerze 710 ve Boyabat 368 mm. Egemen do¤al bitki örtüsü olan
ormanlar bak›m›ndan oldukça zengindir. Ancak Gök›rmak Vadi-
si’nde otsu bitkiler yayg›nd›r. Sinop, nüfus bak›m›ndan nispeten
az yo¤un bir k›y› ilidir. Bunun bafll›ca nedeni, iki komflu il Sam-
sun ve Zonguldak derecesinde ulaflt›rma olana¤›na ve bununla
oranl› bir hinterlanda sahip olmamas›d›r. Karadeniz k›y›lar›n›n
tek do¤al liman› olmas›na karfl›n, Sinop bugünkü koflullar›yla az
çok sapa yerde say›lacak bir yörede kal›r. Her ne kadar Do¤u
Karadeniz bölümünden gelen k›y› flosesi, ayn› mükemmel yol
niteli¤iyle Sinop’a ulafl›rsa da, bu flosenin Sinop’tan bat›ya do¤-
ru uzanan k›sm› oldukça bozuktur (Sinop-‹nebolu aras›ndaki
158 km.lik yol). Zaten k›y› yolundaki eflya ve yolcu trafi¤i Sam-
sun’dan sonra ‹ç Anadolu’da akar. Sinop’u iç kesimlere ba¤la-
yan tek yol, Boyabat yak›n›nda, Havza-Taflköprü-Kastamonu-
Bolu flosesine ba¤lan›rsa da, 80 km. kadar olan bu yol bugün
de bozuktur. 1997’de ilin toplam nüfusu 221.236’d›r. 5862 km
2
olan yüzölçümüyle nispeten küçük bir il olmas›na karfl›n, genel
nüfus yo¤unlu¤u 45’tir, kentleflme azd›r. ‹l merkezi Sinop, bat›-
do¤u yönünde uzanan bir yar›madan›n dar k›sta¤› (300 m. ka-
dar) üzerinde kurulmufltur. Bu yar›madan›n güneyinde kalan iç
liman, hemen bütün rüzgârlara kapal› mükemmel bir do¤al li-
mand›r. Yar›madan›n kuzeyinde kalan d›fl liman f›rt›nalara aç›k-
t›r. Kentin büyük bölümü iç limanda, tarihî kale ve surlar›n için-
de kal›r. Buradan d›fl limana, yar›madan›n tatl› e¤imli yamaçla-
r›na do¤ru yay›l›r. Deniz ulafl›m› önemli de¤ildir. Ancak çok es-
ki, tarihî bir kent olmas›, do¤al güzelli¤i, Samsun’a mükemmel
bir floseyle ba¤l› bulunmas› nedenleriyle son y›llarda turizm
canlanmaya bafllam›flt›r. 1927’de nüfusu 23.148’di. Sinop ken-
ti bugün de az nüfuslu bir il merkezidir. Endüstri bak›m›ndan en
büyük kurulufl, Ayanc›k kereste fabrikalar›d›r. Tesisleriyle mo-
dern bir iflletme olan bu fabrika, gerideki genifl orman varl›kla-
r›ndan (Zindan ve Çangal da¤lar›) yararlan›r. En önemli ürün ta-
h›ld›r. Genel üretim az olmas›na karfl›n, tah›l›n her türü yetifltiri-
lir (bu¤day, m›s›r, Boyabat dolay›nda pirinç). Baklagillerden
bafll›cas› fasulyedir. Endüstri bitkileri üretimi azd›r. Toplam
meyve üretiminde bafl yeri kestane al›r. Karadeniz’in bafll›ca
meyvesi olan f›nd›k, Sinop ilinde önemini yitirir, yerini cevize
b›rak›r. 25-30 bin ton kadar olan toplam sebze üretiminde bafl
yeri yine lahana almaktad›r. Sinop, hayvanc›l›k bak›m›ndan
önemli bir il de¤ildir. ‹.Ö. 8. yüzy›lda Miletli tacirler taraf›ndan
kurulan Sinop (Sinope), önemli bir ticaret merkeziydi. Daha
sonra Pontus Krall›¤›’na geçti. ‹.Ö. 47’de Roma’n›n egemenli¤i
alt›na girdi. Bizans devrinde de önemli bir limand›. 1214’te Sel-
çuklular taraf›ndan al›nan kent, 1253’te k›sa bir süre Trabzon
Komnenoslar›’n›n egemenli¤i alt›nda kald›ysa da Muinüddin
Süleyman Pervane, Sinop’u yeniden Selçuklu topraklar›na katt›.
1461’de Trabzon Seferi’ne ç›kan Fatih (II. Mehmet), kenti ‹sfen-
diyaro¤ullar›ndan ald›. 17. yüzy›lda birkaç kez Don Kazaklar›n›n
sald›r›s›na u¤rad›. 30 Kas›m 1853’te Rus donanmas›, Sinop li-
man›nda bulunan Osmanl› donanmas›n› bozguna u¤ratt›. Önce-
leri yönetim bak›m›ndan Kastamonu’ya ba¤l› olan Sinop,
1924’te il hâline geldi.
S‹NÜS,
organlar›n ya da dokular›n aras›nda bulunan özel
boflluklara verilen ad. Bu ad daha yayg›n olarak burun bofllu-
¤uyla ba¤lant›s› olan sinüsler için kullan›l›r. Bunlar yüz ve kafa-
tas› kemiklerinin içinde bulunurlar. ‹çleri mukoza ile kapl›d›r.
Kanallarla burun deliklerine ba¤lan›rlar.
S‹NÜZ‹T
S‹NÜZ‹T,
sinüslerden bir ya da daha fazlas›n›n a¤r›l› ve sü-
rekli bir biçimde iltihaplanmas›. En fazla iltihaplanan sinüse gö-
re al›n sinüziti, çene sinüziti, burun sinüziti türlerine ayr›l›r. Be-
lirtileri bafl a¤r›s›, ›fl›ktan rahats›z olma, atefl, burundan irinli sü-
müksü madde akmas›d›r. Tedavisi antibiyotikler ve a¤›r durum-
larda ameliyatla yap›l›r.
S‹PAH‹,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun askerî örgütünde timar
ad›yla ald›klar› araziye karfl›l›k, savafl zamanlar›nda kendi hay-
vanlar›n› ve kanunen götürmeye zorunlu olduklar› cebelüleri (si-
lâhl› askerler) ile birlikte sefere kat›lan bir askerî s›n›f; süvari as-
keri. Bunlar ak›nc›l›k ve karakol hizmetleri yaparlar ve düflman
karfl›s›nda piyadelerin korunmas›n› ve desteklenmesini sa¤la-
d›klar› gibi, gerekti¤inde sald›r›lar da düzenlerlerdi. Sipahilik bir
kurum olarak ilkin, I. Murat zaman›nda oluflturuldu. Sipahilere
verilen timarlar bin akçeden yirmi bin akçeye kadard› ve mikta-
r› ço¤ald›kça timar sahibi olan sipahi kendinden baflka sefere
“cebelü” ve “gulâm” (savaflç› asker) götürmek zorundayd›. Si-
pahiler sefer ilân edilince, yap›lan ça¤r› üzerine “serasker”in bu-
lundu¤u yere askerleriyle birlikte giderler ve orduya kat›l›rlard›.
1825 y›l›nda, Yeniçeri Oca¤›’n›n la¤v›ndan k›sa bir süre sonra,
Rumeli ve Anadolu’daki sipahilerin önemli bir bölümü humba-
rac› ve la¤›mc› ocaklar›na geçirildiler. 1847 y›l›nda da bütün ti-
mar ve zeamet erbab›, kayd›hayat kofluluyla ve yar› timar bede-
liyle emekli edildi ve bu suretle de sipahilik tarihe kar›flt›. Yeni-
çeri örgütü aras›ndaki süvarilere de “sipahi” denilirdi. Bunlar
merkezde bulunur ve Yeniçeri Oca¤› örgütünden say›l›rlard›.
S‹REN,
h›zl› bir hava ya da buhar ak›fl›n› art arda kesintiye u¤-
ratarak keskin bir ses ç›karan ayg›t. 18. yüzy›l sonlar›nda yap›-
lan ilk siren, bir memeden püskürtülen havayla çal›flan çok de-
likli bir diskten oluflmaktayd›. Bulucusu John Robinson, gelifl-
tiren de Charles Cagniard de la Tour’du. Sirenin verdi¤i sesin
perdesi, ak›fl›n kesintiye u¤rama frekans›yla yani diskin h›z›yla,
sesin yüksekli¤i de hava bas›nc›yla orant›l›yd›. Otomobillerde
kullan›lan elektrikli sirenler bir tür hava pompas›d›r. Dönen ele-
man›n›n kanatç›klar›, içeri çekti¤i havay› s›k›flt›r›r ve üzerinde ya-
r›klar aç›lm›fl olan gövdeden d›flar› atar. Rotor kanatlar› yar›klar-
dan geçerken hava ç›k›fl› kesintiye u¤rad›¤›ndan ses ç›kar.
S‹RK,
cambazl›k, hayvan hünerleri, palyaço güldürüleri gibi
gösterileri ço¤u kez büyük bir çad›rda sunan gezici topluluk ve
bu gösterilerin yap›ld›¤› yer. Arkeolojik kaz›larda ortaya ç›kar›lan
en eski sirkler ‹.Ö. 2400 y›llar›na aittir ve Do¤u Akdeniz’de bu-
lunmufltur. Daha sonra Yunan ve Roma uygarl›klar› dönemlerin-
1...,576,577,578,579,580,581,582,583,584,585 587,588,589,590,591,592,593,594,595,596,...672
Powered by FlippingBook