okul ansiklopedisi - page 584

S‹ND‹R‹M S‹STEM‹
584
S‹ND‹R‹M S‹STEM‹,
içinde sindirim olay›n›n gerçekleflti-
¤i, a¤›zdan bafllay›p anüste son bulan kanal ve sindirim ifline
salg›lar›yla yard›m eden bezlerin meydana getirdi¤i, çokhücreli
hayvanlara özgü organ sistemi. Çokhücreli bitkilerin, besinlerin
sindirilmesi için özel bir sistemi bulunmaz; sindirim ifli hücre-
lerde yap›l›r. Çünkü bitki, kendisine gerekli olan besinleri, kul-
lanabilece¤i bileflikler hâlinde kendisi yapmaktad›r. Hayvanlar
ise besinlerini do¤adan haz›r hâlde ald›klar›ndan, bunlar› kulla-
nabilecekleri flekilde parçalamak zorundad›rlar. Sindirim sis-
temleri ilkel hayvanlardan yüksek yap›l›lara do¤ru geliflerek bü-
yük farkl›l›klar gösterir. Çokhücrelilerin en ilkelleri olan sünger-
lerde gerçek doku ve organlar, bu arada sindirim sistemi de
yoktur. En ilkel sindirim sistemi selenterelerde görülür. Bunlar-
da yaln›zca bir a¤›z deli¤i bulunur. Buradan al›nan besinler vü-
cut bofllu¤unda, besin hücrelerinin salg›lad›¤› enzimlerle k›s-
men parçaland›ktan sonra besin hücrelerine al›narak tamamen
sindirilir ve vücut bofllu¤unun kollar› arac›l›¤›yla hayvan›n her
taraf›na da¤›t›l›r. Sindirilemeyen k›s›mlar ise yine a¤›z yoluyla
d›flar› at›l›r. Anüs sölomlularda görülmeye bafllan›r. Solucan,
eklembacakl› ve yumuflakçalarda sindirim sistemi a¤›z, önba¤›r-
sak, ortaba¤›rsak, sonba¤›rsak ve anüsten oluflur. Dil, ilk kez
yumuflakçalarda görülür, üzeri küçük kitin difllerle kapl›d›r. Ön-
ba¤›rsak ise art›k, yemekborusuna dönüflmüfltür. Yumuflakçala-
r›n ayr›ca sindirime yard›m eden bezleri de vard›r. Mide, derisi-
dikenlilerde görülmeye bafllar. Tam anlam›yla oluflmufl sindirim
sistemi ise kordal›larda görülür. Kordal›lar›n en geliflmifl dal›n›
oluflturan omurgal›lar›n sindirim sistemi flu k›s›mlardan meyda-
na gelmifltir: 1. A¤›z; besinleri sindirim sistemine almaya ve ki-
mi omurgal›larda ayn› zamanda parçalamaya yarar. A¤›z yar›¤›
dudak ya da gaga (kufllar) ile çevrilidir; çeneler yoluyla aç›l›p
kapan›r. Çeneler üzerinde difller, a¤›z bofllu¤u içinde de dil bu-
lunur. Ayr›ca kimi tükürük bezleri de a¤za aç›lmaktad›r. 2. Yutak;
sindirim sisteminin a¤›zla yemekborusu aras›ndak› k›sa ve ge-
nifl k›sm›d›r. 3. Yemekborusu; sindirim borusunun, ilkel hay-
vanlar›nkine en benzeyen k›sm›d›r. Yutakla mide aras›nda yer
alan dar bir borudur. Yaln›zca kufllarda yemekborusunun orta
k›sm›nda yem depo eden kursak oluflmufltur. 4. Mide; sindirim
sisteminin yemekborusuyla ba¤›rsak aras›nda bulunan geniflle-
mifl k›sm›d›r. Besinleri depo edip sindirmeye yarar. Sindirim
amac›yla kasdokusu artm›fl ve iç tabakas›nda bezler meydana
gelmifltir. Kasdokusu mekanik, bezler de kimyasal sindirimle
görevlidir. Omurgal›lar›n çeflitli s›n›flar›nda mide biçimleri de¤i-
fliktir. Örne¤in bal›klar›nki mekik biçimindedir ve çok az genifl-
lemifltir. Geviflgetiren memelilerin mideleri ise dört gözlüdür
(iflkembe, börkenek, k›rkbay›r, flirden). 5. ‹nceba¤›rsak, mideyle
kal›nba¤›rsak aras›ndaki dar borudur. Görevi sindirimi tamam-
lamak ve sindirilen besinleri emmektir. Hem boyunun uzun ol-
mas›, hem de iç yüzeyindeki birtak›m ç›k›nt›lar nedeniyle yüzeyi
çok genifllemifltir. Sindirilen besinlerin tamam› inceba¤›rsakta
emilerek kana kar›fl›r ve vücuda da¤›l›r. Boyu bal›klarda en k›sa,
memelilerde en uzundur (vücut büyüklü¤üne göre). 6. Kal›nba-
¤›rsak; sindirilemeyen maddeleri depo eden bölümdür. 7. Anüs;
kal›nba¤›rsa¤›n d›flar› aç›lan ucudur. Sindirilemeyen besin art›k-
lar›n› d›flar› atmaya yarar. 8. Sindirim bezleri; hem sindirim bo-
rusunun içinde, hem de d›fl›nda yer al›rlar. Sindirim borusu d›-
fl›ndaki bezler, yine sindirim borusundan ç›kan uzant›lardan
oluflurlar. Bunlar karaci¤er, pankreas ve tükürük bezleridir.
S‹NEMA,
bir ›fl›k kayna¤›ndan ç›kan ›fl›nlar›, üzerinde resim-
ler bulunan bir film fleridinden geçirerek bunlarla bir perde üze-
rinde hareketli görüntüler oluflturma eylemi ve böylece oluflan
görüntü; bu biçimde film gösterilen salon. Sinema sözcü¤ü,
Fransa’da Lumière Kardefller taraf›ndan bulunan kameraya, Yu-
nanca “kinima” (hareket) sözcü¤ünden yararlanarak tak›lan “si-
nematograf” (hareketi yazan) ad›n›n k›salt›lm›fl›d›r. Bu deyim
bugün esas olarak, bir olay ya da tezi hareketli görüntüler yo-
luyla anlatmak için dramatik yap›, sahne düzeni, oyun, konufl-
ma, görüntü çerçevelemesi ve düzenlemesi, kamera hareketleri,
dekor, ayd›nlatma, ses, müzik, kurgu gibi bir filmi yaratan bü-
tün ögelerin en uygun biçimde kullan›lmas›n› öngören sanat ve
sanayi kolunu tan›mlar. Film kameras› konusundaki ilk ciddî
ad›mlar Thomas Edison ve yard›mc›s› W. K. L. Dickson taraf›n-
dan at›ld›. Dickson, bir baflka Amerikal› mucidin, George East-
man’›n gelifltirdi¤i selüloit filmi kamera içinde yürütmeyi baflar-
d›. 1894’te Edison, film göstericisinin atas› say›lan “kinetos-
kop”u buldu. Hemen hemen ayn› tarihlerde Londra’da Robert
Paul ve Paris’te Louis ve Auguste Lumière kardefller, filmi per-
deye yans›tabilen göstericiler yapt›lar. Lumière Kardefller’in ge-
lifltirdi¤i ayg›t, filmi hem çekiyor hem gösteriyordu. Dünyada ilk
sinema gösterisi 1895 y›l›nda Paris’te Louis Lumière taraf›ndan
yap›ld›. K›sa zamanda dünyan›n belli bafll› kentlerinde sinema
gösterileri yap›lmaya baflland›. ‹lk filmler sessizdi ve bir dakika
ya da daha az sürüyordu. Günümüzde “yedinci sanat” da deni-
len bu yeni sanat, yaln›zca do¤ay› hareketli resimlerle göster-
mekle yetinmedi, hemen hayal gücünü ve fantezisini de onun
yan›na katt›. Esas mesle¤i gözba¤c›l›k olan Georges Méliès, si-
neman›n neredeyse sonsuz denebilecek olanaklar›n› ilk keflfe-
denlerdendi. ‹lk konulu filmleri çeken; 1897’de ilk film stüdyo-
sunu kuran; erime, kararma, iki görüntüyü üst üste bindirme,
yavafllat›lm›fl hareket vb. film hilelerini bulan Méliès oldu. Bu
hilelere dayanarak 1902’de “Le Voyage dans le Lune” (Aya Yol-
culuk) adl› ilk bilimkurgu filmini çekti; sinemayla iliflkisini kes-
ti¤i 1912 y›l›na dek yüzlerce film yapt›. Film kameras›na ilk kez
yer de¤ifltirten ve ilk kurgu tekniklerini kullanan, “The Great
Train Robbery” (Büyük Tren Soygunu, 1903) filmiyle Amerikal›
yönetmen Edwin S. Porter oldu. Sineman›n sanat ve ekonomik
yan› da h›zla geliflti. Sinema tekni¤i giderek tiyatronun kat› ku-
rallar›ndan ba¤›ms›zlaflt›.
S‹NEMA MAK‹NES‹,
içinden akan pozitif film kufla¤›nda-
ki görüntüleri ekrana düflüren ayg›t. Esas olarak bir projeksiyon
makinesidir. Bafll›ca befl k›s›mdan oluflur: gövde, optik sistem,
motor, itici mekanizma ve filmin ak›fl›n› sa¤layan mekanizma.
Gövdesi hem öteki bölümleri tafl›maya hem de korumaya yarar.
Optik sistem mercekler, projeksiyon lambas› ve bir obtüratör-
den oluflur. Obtüratör, her resim karesi için genellikle üç kez
aç›l›p kapanarak görüntünün ekranda titremesini önler. Motor,
hem itici mekanizmay› hem de so¤utma pervanesini çal›flt›r›r.
‹tici mekanizma bir diflli sisteminden oluflur ve film ak›fl meka-
1...,574,575,576,577,578,579,580,581,582,583 585,586,587,588,589,590,591,592,593,594,...672
Powered by FlippingBook