Savafl›’ndan en büyük pay› Bulgaristan’›n almas›, Bulgaristan’›n
müttefiklerinin ve Birinci Balkan Savafl›’na kat›lmayan Roman-
ya’n›n, Bulgaristan’a karfl› birleflmesine neden oldu. Bulgaristan
29 Ekim 1913’te eski müttefiklerine savafl ilân etti. Ancak bu de-
fa Bulgar ordusu S›rplar ve Yunanl›lar karfl›s›nda yenilgiye u¤-
rad›. 10 Temmuz 1913’te Romanya da Bulgaristan’a savafl ilân
etti. Bulgaristan’›n Tuna k›y› fleridi Romanya taraf›ndan iflgal
edildi. Romanya ordusu Sofya’ya do¤ru ilerlemeye bafllad›. Os-
manl› Devleti bu olaylardan yararlanarak 21-22 Temmuz 1913’te
K›rklareli ve Edirne bölgelerini ve Edirne kentini geri almay› ba-
flard›. Romanya, Bulgaristan, S›rbistan ve Yunanistan, 10 A¤us-
tos 1913’te Bükrefl Antlaflmas›’n› imzalad›lar. Bu antlaflmayla
Bulgaristan, Birinci Balkan Savafl›’nda ele geçirdi¤i yerlerin bü-
yük bir k›sm›n› müttefiklerine ve bir k›s›m kendi arazisini de Ro-
manya’ya b›rakt›. Osmanl› Devleti 29 Eylül 1913’te Bulgaristan,
14 Kas›m 1913’te Yunanistan ve 14 Mart 1914’te de S›rbistan ile
yeni bar›fl antlaflmalar› imzalad›.
BALKAN YARIMADASI,
Avrupa’n›n güneyindeki üç ya-
r›madadan en do¤uda olan›. Bat›, güney ve do¤usunda s›ras›yla
Adriya, Yunan Denizi, Akdeniz, Ege, Marmara, Bo¤azlar ve Kara-
deniz ile çevrilidir. Kuzey s›n›r› kesin de¤ildir ve genellikle Tuna-
Sava ›rmaklar› olarak kabul edilir. Bu s›n›ra göre Romanya, hat-
ta Yugoslavya’n›n kuzey kesimi, Balkan Yar›madas›’n›n d›fl›nda
kal›r. Fakat Romanya, tarihsel geçmifli ve güney komflular›yla
olan s›k› iliflkileri nedeniyle bu yar›mada ülkeleri aras›nda say›-
l›r. Bu s›n›rlar içinde yer alan yar›madan›n yüzölçümü 550.000
km
2
’dir. ‹lkça¤lar›n en eski dönemlerinden günümüze kadar ara-
l›ks›z olarak süregelmifl, son derece uzun ve kar›fl›k, ço¤unlukla
kanl› savafllara, durmadan yenilenen yerel uzlaflmazl›klara yol
açan olaylarla dolu bir tarihe sahne olmufltur. Bu bak›mdan Bal-
kan Yar›madas›, yaln›z Avrupa’n›n de¤il, belki de dünyan›n en
dikkat çekici bir bölgesidir. Balkan ve Birinci Dünya Savafl›’ndan
sonra oluflan s›n›rlarda ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra küçük
de¤ifliklikler meydana gelmifltir. Sovyetler Birli¤i’nin Do¤u Av-
rupa üzerindeki etkisinin 1989-90’da ortadan kalkmas›na de¤in
Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve Arnavutluk’ta komünist
partilerin denetiminde sosyalist yönetimler iflbafl›ndayd›. Önce
Bulgaristan’da Todor Jivkov yönetimden uzaklaflt›r›ld›, ard›ndan
Romanya’da Çavuflesku, Aral›k 1989’da bir halk ayaklanmas›yla
devrildi. Yugoslavya’da gittikçe büyüyen ekonomik sorunlar,
yükselen demokratikleflme talepleri ve fliddetlenen etnik çat›fl-
malar, sonunda bir iç savafl› ve federal cumhuriyetin parçalan-
mas›na yol açt›. H›rvatistan ve Slovenya, Haziran 1991’de, Make-
donya Eylül 1991’de ve Bosna-Hersek de Mart 1992’de ba¤›m-
s›zl›¤›n› ilân etti. S›rbistan ve Karada¤’dan oluflan yeni Yugoslav-
ya, Slobodan Miloseviç önderli¤inde yeni bir partide örgütlenen
eski komünist iktidar› elde tutarken, öteki cumhuriyetlerde milli-
yetçi e¤ilimli partiler bafla geçti. Do¤u Avrupa’daki de¤ifliklikler-
den etkilenmeyecek gibi görünen Arnavutluk’ta da siyasal gelifl-
meler 1991’de h›zland› ve 1992 bafl›nda yap›lan seçimlerde Ar-
navutluk Emek Partisi iktidardan uzaklaflt›r›ld›. Bulgaristan’da
Ekim 1991’de yap›lan seçimler sonucunda Demokratik Güçler
Birli¤i, ço¤unlu¤unu Türklerin oluflturdu¤u Haklar ve Özgürlük-
ler Hareketi’nin deste¤iyle iktidara geldi. Bu geliflmeler sonu-
cunda Balkanlardaki eski sosyalist ülkelerde bir yandan Pazar
ekonomisine, öte yandan da çok partili demokratik sisteme ge-
çifl yönündeki giriflimler h›z kazand›. Bosna-Hersek’te ba¤›ms›z-
l›kla birlikle Müslüman Boflnaklar, S›rplar ve H›rvatlar aras›nda
bafllayan çat›flmalar, Yugoslavya’n›n müdahalesiyle bir etnik te-
mizlik niteli¤ine büründü. Birleflmifl Milletler’in Yugoslavya’ya
karfl› uygulad›¤› ticarî ambargoya ve Bat›l› ülkelerin bask›s›na
karfl›n t›rmanan olaylar ancak A¤ustos 1994’te diplomatik giri-
flimlerin h›z kazanmas›yla yavafllad›. NATO’nun A¤ustos 1995’te
S›rp mevzilerini hedef alan hava ak›nlar›n›n ard›ndan Kas›m
1995’te taraflar masaya oturdu. Görüflmeler sonunda Bosna-
Hersek’in biri H›rvat-Boflnak ortak yönetimi, öbürü S›rp yönetimi
alt›nda olmak üzere iki bölgeye ayr›lmas› benimsendi. Bar›fl sü-
recini denetlemek üzere ülkeye NATO birlikleri gönderildi. Yu-
goslavya kendisinden kopan bütün cumhuriyetlerle 1996’da res-
men diplomatik iliflkiler kurdu. S›rbistan’›n ço¤unlukla Arnavut-
lar›n yaflad›¤› Kosova bölgesindeki gerginlik Ekim 1997’de S›rp
yönetimin özerkli¤i k›s›tlama giriflimlerine karfl› protesto göste-
rileriyle yeni bir bölgesel bunal›ma dönüfltü. Kosova Kurtulufl
Ordusu’nun Ocak 1998’da Arnavutluk’la birleflme karar› almas›
üzerine, Yugoslav birlikleri bölgede etnik temizlik harekât›na gi-
riflti. NATO uçaklar› Mart 1999’da Yugoslav askerî hedeflerine
karfl› yo¤un bir bombard›man bafllat›rken, çok say›da Arnavut,
baflta Makedonya ve Arnavutluk olmak üzere komflu ülkelere
kaçt›. Yugoslavya’n›n birliklerini çekmesinden sonra, bölgeye
NATO birliklerinin girmesiyle y›l›n sonlar›na do¤ru çat›flmalar
büyük ölçüde kesildi. Balkanlar›n 1990’larda de¤iflen siyasal
çehresi Yugoslavya d›fl›ndaki bölge ülkeleri aras›nda bir siyasal,
ekonomik ve kültürel yak›nlaflma ortam› do¤urdu. Bölge sorun-
lar›nda etkin bir politika izlemeye bafllayan Türkiye, çeflitli ülke-
lerle gelifltirdi¤i ikili iliflkilerin ard›ndan 1999’da Yunanistan’la
da sorunlar› çözme yönünde ad›mlar atmaya bafllad›.
BALMUMU,
iflçi ar›larca salg›lan›p petek duvarlar›n›n yap›-
m›nda kullan›lan, yüksek molekül a¤›rl›kl› organik madde. Bile-
fliminde serotik asit, mirisin ve uzun zincirli alkanlar bulunur.
So¤ukta sert ve k›r›lgand›r. Is›t›l›nca yumuflar, 62-63°C s›cak-
l›kta ergir. Yo¤unlu¤u 0,966’d›r. Sar›mt›rak rengi günefl ›fl›nlar›
ve çi¤ alt›nda beyazlafl›r. Baz› bitkilerde balmumunu and›ran
mumlar görülmektedir. Balmumu, kaynar suya at›lan bal petek-
lerinden elde edilir. Su yüzeyinde s›v› hâlde biriken balmumu,
toplan›p so¤umaya b›rak›larak kat›laflt›r›l›r. Balmumu, güzel sa-
natlarda ve metalurjide kal›p yap›m›nda, ayr›ca süs mumlar›,
muflamba cilâs› ve ilâç yap›m›nda kullan›l›r.
BALON,
içi havadan daha hafif bir gazla doldurulmufl, küre ya
da silindir biçiminde, havada uçabilen torba. “Arflimet ilkesi” ola-
rak bilinen s›v› ve gazlar›n kald›rma güçleri ilkesine dayan›larak
yap›lan balonlar›n içinde önceleri s›cak hava kullan›lmaktayd›. Fa-
kat s›cak havan›n zamanla so¤umas› ve fazla bir kald›rma gücü ol-
mamas› balonlarda kald›r›c› güç olarak hidrojenin kullan›lmas›n›
gerektirdi. Hidrojenin de çabuk parlay›c› bir gaz olmas›, parlama
tehlikesi olmayan helyum gaz›n›n kullan›lmas›na yol açt›. ‹çi s›cak
havayla dolu ilk balonu, 1783 y›l›nda Frans›z Montgolfier Kardefl-
BALKAN YARIMADASI
84