dalgal›
ön a.
1.
Dalgas› olan:
dalgal› deniz.
2.
Dalga dalga görünen:
dalgal› kumafl.
3.
(saç için) K›vr›ml›.
4.
(renk için)
Aç›kl› koyulu.
5.
fiz.
Belirli dalga boyla-
r›n› alabilen.
dalgal› ak›m
a. fiz.
Bir çevrimde ak›fl yönü
sürekli de¤iflen ak›m, alternatif ak›m.
dalg›ç, -c›
a.
Özel donan›m›yla dal›fl yap-
may›, su alt›nda çal›flmay› meslek edi-
nen kifli, bal›k adam, kurba¤a adam.
dalg›n
ön a.
1.
Çevresinde olup bitenleri
fark edemeyecek kadar düflüncelere
dalm›fl olan, dikkatini belirli bir konu
üzerinde toplayamayan, akl› baflka yer-
de olan.
2.
be.
Kendinden geçmifl ola-
rak:
Hasta, dalg›n yat›yordu.
dalg›nca
be.
Dalg›n bir biçimde:
Sahilde
dalg›nca yürüyordu.
dalg›nl›k, -¤›
a.
1.
Dalg›n olma durumu,
dalg›n kifliye özgü tav›r.
2.
Derin uyku
durumu.
dalkavuk, -¤u
a.
ve
ön a.
1.
Kendisine ç›-
kar ya da yarar sa¤layacak kimselere
afl›r› bir sayg› ve hayranl›k göstererek
yaranmak isteyen kifli, ya¤c›.
2.
tar.
Sa-
raylarda devlet büyüklerini nükteli söz-
lerle e¤lendiren kifli.
dalkavukluk, -¤u
a.
Dalkavuk olma duru-
mu, dalkavukça davran›fl.
dalkavukluk
etmek
dalkavu¤a yak›fl›r biçimde dav-
ranmak.
dalland›rmak
(-i)
1.
Dallanmas›n› sa¤la-
mak.
2.
mec.
Bir ifli, bir sorunu büyütüp
içinden ç›k›lmaz duruma getirmek.
dallanmak
(nsz.)
1.
(bitki için) Dal ver-
mek.
2.
mec.
Yay›lmak, genifllemek.
3.
mec.
(bir ifl, bir sorun) Kar›fl›k, içinden
ç›k›lmaz bir durum almak.
dall›
ön a.
1.
Dallar› olan.
2.
(kumafl için)
Üzerinde dal flekilleri bulunan.
dall› budakl›
ön a. mec.
Kar›fl›k bir durum
alm›fl olan, çaprafl›k.
dalma
a.
1.
Dalmak eylemi.
2.
sp.
Gürefl-
te, güreflçinin ayaktayken ans›z›n e¤ile-
rek rakibinin belden afla¤› herhangi bir
yerini tutmas›.
dalmak
(-e)
1.
Suyun içine bütünüyle ve
h›zla girmek.
2.
Bir yere h›zla girmek:
Beni görünce eve dald›.
3.
(nsz.)
(hasta
için) Kendinden geçmek.
4.
sp.
Güreflte
dalma oyunu yapmak.
5.
Uyumaya bafl-
lamak:
Biraz önce dald›.
6.
mec.
Baflka
bir fleyi düflünemeyecek ya da baflka bir
fleyle u¤raflamayacak biçimde kendini
bir fleye kapt›rmak:
Yine oyuna dald›.
dalya
ünl. (da’lya) ‹t.
Bir fley say›l›rken bi-
rim olarak al›nan fleye gelince söylenen
uyar› sözü:
Dalya yüz!
dalyan
a. den.
Deniz, göl ve ›rmaklar›n k›-
y›lara yak›n yerlerinde a¤ ve kaz›klarla
oluflturulan sabit bal›k avlama yeri.
dal-
yan gibi
güzel, boylu poslu (kifli).
dalyan köftesi
a.
Aras›na hafllanm›fl yu-
murta, bezelye ve do¤ranm›fl havuç ko-
nulup rulo biçiminde sar›larak haz›rla-
nan köfte.
dam (I)
a.
1.
Yap›lar› d›fl etkilerden koru-
mak için üzerlerine yap›lan genellikle ki-
remit kapl› bölüm.
2.
Toprak daml› ev,
köy evi.
3.
argo
Tutukevi, hapishane.
dam (II)
a. Fr.
1.
Dansta kavalyenin efli.
2.
Oyun k⤛tlar›nda k›z.
dama
a. (da’ma) ‹t.
Otuz iki taflla karelere
ayr›lm›fl bir zemin üzerinde oynanan
oyun.
damacana
a. (damaca’na) ‹t.
Su ya da bafl-
ka s›v›lar› tafl›makta yararlan›lan, dar
a¤›zl›, fliflkin kar›nl› ve ço¤unlukla has›r
ya da plastik sepet içine konulan büyük
flifle.
damak, -¤›
a.
A¤›z bofllu¤unun tavan›.
damaks›l
ön a. dlb.
Damak ünsüzünün
özelli¤inde olan:
“Kim” sözcü¤ündeki
“k” sesi damaks›ld›r.
dam aktarma
a.
Dam›n kiremitlerini elden
geçirerek k›r›klar› de¤ifltirme.
dam alt›
a.
Bar›n›lacak, s›¤›n›lacak yer.
damak ünsüzü
a. dlb.
Dil s›rt› yard›m›yla
ön damakta ya da art damakta oluflan
ses:
g, k, n.
dalgal›
damak ünsüzü
186
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 186