3.
Bir fley verip yerine baflka bir fley al-
mak:
Bunu gidip de¤ifltir, yanl›fl alm›fl-
s›n.
4.
Baflka bir durum, görünüm ver-
mek:
Emeklilik onu de¤ifltirmifl.
de¤ifl tokufl
a. hlk.
Bir fley karfl›l›¤›nda bafl-
ka bir fley almak, takas, mübadele.
de¤mek (I)
(-e)
1.
Birine ya da bir fleye do-
kunmak, temas etmek:
Duvara sak›n
de¤me, yeni boyand›.
2.
‹stenilen yere
düflmek, isabet etmek, rast gelmek:
At-
t›¤›n tafl hedefe de¤di.
3.
(olumsuz ola-
rak kullan›ld›¤›nda) Rahats›z etmemek,
iliflmemek:
Çocuklara de¤meyin, iste-
dikleri gibi oynas›nlar.
de¤mek (II) 1.
Herhangi bir de¤erde ol-
mak:
Bu kazak yirmi milyon lira verme-
me de¤di.
2.
Herhangi bir nitelikte ol-
mak:
Bu film görülmeye de¤erdi.
3.
(-e)
Karfl›l›k olmak:
Bu para, bunca çal›flma-
ma de¤di.
4.
(nsz.)
Hofla gitmek:
Bu ta-
til de¤di do¤rusu.
5.
Efl de¤erde olmak:
Senin dostlu¤un her fleye de¤er.
de¤nek, -¤i
a.
Elde tafl›nabilecek incelikte
ve hafiflikte ince, düzgün a¤aç çubuk;
sopa.
de¤nekçi
a.
Tafl›tlar›n hareket etti¤i durak-
larda araç ve yolcu düzenini sa¤layan
kifli, kâhya.
deh
ünl.
Binek ve koflum hayvanlar›n› yü-
rütmek ya da yönlendirmek için söyle-
nen bir söz.
deha
a. (deha:) Ar.
1.
‹nsan zihninin ve ye-
tene¤inin ulaflabilece¤i en yüksek dere-
ce.
2.
Dâhi.
dehliz
a. Far.
Üstü kapal›, dar ve uzun ge-
çit.
dehflet
a. Ar.
1.
Bir tehlike ya da korkunç
bir durum karfl›s›nda duyulan ürküntü,
y›lg›:
Birden f›rt›na ç›k›nca teknedekiler
dehflete kap›ld›.
2.
Ola¤anüstü, flaflk›n-
l›k ve hayranl›k uyand›racak derecede:
Yap›y› bugün gördüm, dehflet bir fleydi.
dehfletli
ön a.
1.
Korku, ürküntü veren:
Dehfletli bir ses duyuldu.
2.
fiafl›rt›c›:
Dehfletli bir manzara vard›.
dejenere
ön a. Fr.
1.
Soysuz.
2.
Yoz.
deje-
nere olmak
soysuzlaflmak, yozlaflmak.
dek
il.
Bir iflin sona erdi¤i yeri ya da zama-
n› gösterir, kadar, de¤in.
dekagram
a. Fr. mat.
Bir kilogram›n yüzde
birine eflit kütle ölçüsü birimi (simgesi:
dag).
dekalitre
a. (dekali’tre) Fr. mat.
On litreye
eflit hacim ölçüsü birimi (simgesi: dal).
dekametre
a. (dekame’tre) Fr.
On metreye
eflit uzunluk ölçüsü birimi (simgesi:
dam).
dekan
a. (k kal›n okunur) Alm.
Fakülte yö-
neticisi profesör.
dekanl›k, -¤›
a.
1.
Dekan olma durumu.
2.
Dekan›n makam›.
dekar
a. Fr. mat.
On ar’a ya da bin metre
kareye eflit yüzey ölçüsü birimi.
dekatlon
a. Fr. sp.
Art arda iki gün boyun-
ca erkekler aras›nda yap›lan 100 m ko-
flusu, uzun atlama, gülle atma, yüksek
atlama, 400 m koflusu, 110 m engelli
koflusu, disk atma, s›r›kla yüksek atla-
ma, cirit atma ve 1500 m koflusunu içe-
ren on aflamal› atletizm yar›flmas›.
deklanflör
a. Fr.
1.
Bir devre kesicinin iflle-
yifline etki ederek aç›lmas›n› önleyen
düzenek.
2.
Foto¤raf makinesinde, re-
sim çekilirken bas›lan dü¤me.
deklarasyon
a. Fr.
1.
Bildirme, duyurma,
ilan etme.
2.
Kamuoyuna duyurmak için
herhangi bir konuda yap›lan aç›klama.
deklare
ön a. Fr.
Bildirilmifl, ilan edilmifl.
deklare etmek
bildirmek, beyan etmek.
dekolte
a. Fr.
1.
Boynu, gö¤sü, s›rt›, omuz
ve kollar› aç›k b›rakacak biçimde dikil-
mifl kad›n giysisi.
2.
ön a.
Aç›k.
dekont
a. Fr.
Ödenmifl ya da ödenecek he-
saplar›n dökümü.
dekor
a. Fr.
1.
Tiyatro, sinema gibi sanat-
larda eserin geçti¤i yeri, çevreyi, döne-
min özelliklerini veren her tür malzeme
ya da eflya.
2.
Bir yeri süslemek ya da
döflemek amac›yla bir araya getirilen
ögelerin tümü.
de¤ifl tokufl
dekor
193
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 193