turkce sozluk - page 192

degajman
a. Fr. sp.
Futbolda, topu oyuna
sokmak için kalecinin topu uza¤a vuru-
flu.
de¤er
a.
1.
Bir fleyin önemini belirlemeye
yarayan soyut ölçü, k›ymet:
Bu düflün-
celerin art›k günümüzde bir de¤eri kal-
mad›.
2.
Bir nesnenin para olarak karfl›-
l›¤›, paha:
Çevre yolu yap›l›nca bu evin
de¤eri artt›.
3.
De¤erli ve yüksek nitelik:
Bu roman›n edebî bir de¤eri yok.
4.
Üs-
tün, yararl› nitelikleri olan, kendi alan›n-
da baflar› gösteren kifli:
Ülkemiz bir de-
¤erini daha yitirdi.
5.
mat.
Bir bilinme-
yenin ya da bir de¤iflkenin say› ile anla-
t›m›.
de¤er vermek
özel ilgi ve sayg›
göstermek, de¤erli saymak.
de¤erbilir
ön a.
De¤erli kiflileri sayan, de-
¤erli fleyleri koruyan; kadirflinas.
de¤erlendirmek
(-i, -e)
1.
Bir fleyi ifle ya-
rar bir biçimde kullanmak:
Zaman›n› iyi
de¤erlendirdi.
2.
Bir fleye de¤er kazan-
d›rmak, k›ymetlendirmek:
Paras›n› bor-
sada de¤erlendirmiflti.
3.
Bir fleyin nite-
li¤ini, niceli¤ini, önemini, özünü belirle-
mek:
Baflbakan, son ekonomik geliflme-
leri de¤erlendirdi.
de¤erlenmek
(nsz.)
De¤er kazanmak, de-
¤erli duruma gelmek, yararl› duruma
gelmek, k›ymetlenmek.
de¤il
a.
Ad tümcelerinde ek eylemin olum-
suz biçimi:
Bugün hava güzel de¤il.
...inde de¤il
bir fleyin belirtilen niteli¤i-
ne önem verilmedi¤ini gösterir:
Ben pa-
ras›nda de¤ilim, yaln›zca zaman›m yok.
de¤in
il.
Kadar, dek.
de¤inmek
(-e)
Bir konudan, bir sorundan
k›saca söz etmek, dokunmak:
Arada po-
litikaya da de¤inirlerdi.
de¤irmen
a.
1.
Bir fleyi ö¤ütmek için kulla-
n›lan araç:
kahve de¤irmeni.
2.
Tah›l›n
ö¤ütülerek un hâline getirildi¤i yer:
su
de¤irmeni.
de¤ifl
a.
1.
De¤mek eylemi ya da biçimi.
2.
Bir fley verip yerine baflka bir fley alma,
takas.
de¤iflik
ön a.
1.
De¤ifltirilmifl:
Yasan›n de-
¤iflik ikinci maddesine göre...
2.
Bili-
nenden, al›fl›landan farkl› olan, özgün:
De¤iflik bir anlat›m biçimi var.
3.
Çeflit-
li, farkl›:
Bunlardan de¤iflik renklerde
bulabilirsin.
de¤ifliklik, -¤i
a.
1.
De¤iflik, baflka olma
durumu:
Zeynep’teki de¤iflikli¤i fark et-
tiniz mi?
2.
Amaca uygun duruma getir-
mek için yap›lan de¤ifltirme, tadilat:
Ba-
z› de¤ifliklikler yaparak dairemizi büyüt-
tük.
3.
Durumda oluflan farkl›l›k:
adres
de¤iflikli¤i.
de¤iflim
a.
1.
Bir zaman dilimi içindeki de-
¤iflikliklerin tümü.
2.
dirb.
Yeni döllerin
atalar›na t›pat›p benzememesini sa¤la-
yan özelliklerin tümü.
3.
ekon.
Bir mal
ya da hizmetin baflka bir mal ya da hiz-
met karfl›l›¤›nda verilmesi eylemi, mü-
badele.
de¤iflinim
a. dirb.
Bir canl›da, kromozom-
lardaki bir de¤ifliklikten sonra yeni kal›t-
sal özelliklerin ortaya ç›kmas›, mutas-
yon.
de¤iflken
ön a.
1.
De¤iflme özelli¤i göste-
ren, karars›z.
2.
a. mat.
De¤iflik say› de-
¤erleri alabilen nicelik.
de¤iflmek
(nsz.)
1.
Baflka bir biçim ya da
duruma girmek, farkl›laflmak, baflkalafl-
mak:
Hava birden de¤iflti.
2.
Yerine bafl-
ka fley ya da kifli geçmek:
Saat on ikide
nöbetçiler de¤iflti.
3.
(-i, -le)
Karfl›l›kl›
al›p vermek, takas etmek, mübadele et-
mek:
Bisikletimi kardefliminkiyle de¤ifl-
tim.
4.
(-i)
(giysi için) De¤ifltirmek:
Banyo yap›p üstümü de¤ifltirece¤im.
5.
(-i, -e)
(olumsuz biçimiyle kullan›ld›¤›n-
da) Çok de¤er vermek, her fleyden üs-
tün tutmak:
Eflimi kimseye de¤iflmem.
de¤ifltirmek
(-i)
1.
De¤iflikli¤e u¤ratmak,
farkl› duruma getirmek, baflka bir biçi-
me sokmak:
Salonun perdelerini de¤ifl-
tirece¤im.
2.
Birini ya da bir fleyi bulun-
du¤u yerden baflka bir yere almak, nak-
letmek:
Babam›n görevini de¤ifltirdiler.
degajman
de¤ifltirmek
192
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 192
1...,182,183,184,185,186,187,188,189,190,191 193,194,195,196,197,198,199,200,201,202,...688
Powered by FlippingBook